Akit yazarından 'Kürdistan' uyarısı: AKP Karadeniz ve İç Anadolu’ya sıkışıp kalacak

Akit yazarı Kenan Alpay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Yallah Kürdistan'a" söylemini sürdürmesi durumunda AKP'nin "tökezleme" tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısını yaptı.

Akit yazarından 'Kürdistan' uyarısı: AKP Karadeniz ve İç Anadolu’ya sıkışıp kalacak

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yerel seçim mitinglerinde sık sık HDP’ye yüklenip “terör” suçlaması yapması ve “Kürdistan’a gidin” demesi, Akit’te eleştiri ve uyarı konusu oldu.

Dinci gazetenin yazarlarından Kenan Alpay, Erdoğan ve AKP’nin “Ya sev ya ya terk et” söylemiyle 31 Mart seçimlerinde “tökezleyebileceğini” belirtirken, “İslam kardeşliği” vurgusunun yapılmasından vazgeçilmemesi gerektiği, aksi halde bölgeye hitap etmekten uzaklaşıp MHP gibi  “Karadeniz ve İç Anadolu’ya sıkışıp kalan bir parti” haline gelebileceği uyarısını yaptı.

Alpay’ın “Tökezleme Korkusu ve Tökezletme Umudu” başlıklı yazısında o bölüm şöyle:

“Ya sev ya terk et” mottosuna benzer bir perspektifin siyasal rekabetin merkezine yerleşmesi sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti açısından değil bütün ülke ve toplum açısından sıkıntıdır, kırılmayı tetikleyecek fay hattı üzerine zafer inşa etmeye kalkışmaktır. “Seni Başkan yaptırmayacağız!”la zirve yapan sabotaj misyonu şimdilerde “Batı’da AK Parti’ye kaybettirme” misyonuyla devam edecek görüldüğü üzere. Lakin bu misyonu boşa çıkarma, başarısız kılma hatta tersine çevirme yolunun “yallah Kürdistan’a” usulü ve üslubuyla mümkün olamayacağını adım gibi biliyorum. HDP’nin kirli ve yıkıcı rolüyle mücadele yönteminde Kemalist dil ve pratiklere benzeşen dil ve pratiklerden zerre miktarı olsun fayda gelmez. HDP’yle hatta PKK’yla mücadele ederken milliyetçi-ulusalcı devlet dilinin sorunu küçültmek bir tarafa tırmandırıp kangrene çevirdiğini bizzat tecrübe etmiş bir toplumuz.

AK Parti 31 Mart’ta tökezlemek istemiyorsa, HDP’nin CHP ve İP’le bir olup kendisini tökezletmesine zemin hazırlamak istemiyorsa Müslüman Kürt toplumunun kardeşlik hukukunu ve duygularını korumak hususunda yine en önde olmak zorundadır. AK Parti’yi devletin değil toplumun, bir etnik unsur veya bölgenin değil bütün toplumun ve her bölgenin partisi yapan temel saik de budur zaten.

Aklın yolu belli: Türk milliyetçiliği duygularını okşayarak Kürt milliyetçiliğiyle mücadele edilemez. İslam kardeşliği vurgusu ve hukukunu ihmal eden AK Parti’nin Türkiye haritasındaki yeri MHP gibi Karadeniz ve İç Anadolu’ya sıkışıp kalmak olur ancak. Tarih ve coğrafyayı değiştirmek mümkün olmadığına göre siyaseti aklın ve ahlakın belirlediği istikametin dışına çıkarmamak gerekir. Hem gönüllerde hem sandıklarda kazanmak için ucuz ve basit popülizmden özenle kaçınmak, hızla kaçmak gerekiyor.”