5 Kasım 1973: İsmail Dümbüllü hayatını kaybetti

Dümbüllü, Kel Hasan Efendi’den aldığı kavuğuyla ve tiyatrosuyla geleneği korudu. Dümbüllü, tuluat ortaoyununun son temsilcisiydi.

5 Kasım 1973: İsmail Dümbüllü hayatını kaybetti

İsmail Dümbüllü, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun son temsilcisi, ortaoyunu ve tuluat sanatçısıdır. Operet ve filmlerde de yer aldı, çeşitli oyunculuk tekniklerini günümüze aktardı. Kavuğunu sırasıyla Münir Özkul, Ferhan Şensoy ve son olarak Rasim Öztekin devraldı.

1897’de Üsküdar’da doğdu. Tiyatro sevgisi yüzünden askeri liseden atıldı. 16 yaşında Kel Hasan Efendi’nin Dilkuşa Tiyatrosu’na girdi. Dönemin usta oyuncularıyla beraber oynadı ve profesyonel olarak ilkin Şehzadebaşı Tiyatrosu’nda oynamaya başladı.

İsmail Hakkı Efendi, ‘Dümbüllü’ lakabının nereden geldiğini şöyle anlatır:

“Peruz Hanım vardı kantocu, Samran’dan evvel. Bu Peruz Hanım o zamanın en birinci kantocusuydu. Hem de beste yapar, güftesini de kendisi yazardı. Dümbüllü diye bir kanto söylerdi. Buna bir gazel ilave ederek söylemeye başladım. ‘Dümbüllü, Dümbüllü, Gabarala, mabarala, Dümbüllü’ diye oynardık. Böylece Dümbüllü adı üzerimde kaldı.”

1928’de Tevfik İnce ile beraber kendi tiyatro topluluğunu kurarak Direklerarası’ndaki Hilal Tiyatrosu’nda oynamaya başladı. 1933’ten sonra Anadolu turnesine çıktı. Kel Hasan Efendi’den aldığı kavuğuyla ve tiyatrosuyla geleneği korudu. Dümbüllü, tuluat ortaoyununun son temsilcisiydi.

Savaştan sonra Önce Memiş, Dümbüllü Macera Peşinde, Keloğlan, Harmansonu, Ne Sihirdir Ne Keramet ve Nasreddin Hoca filmleri rol aldıklarından bazılarıdır.

1980’de İsmail Dümbüllü adına verilen ‘En Başarılı Güldürü Sanatçısı’ ödülü ilk kez Münir Özkul’a verildi. Bu ödülü 1987’de Suna Pekuysal aldı. 1989 yılında da ortaoyuncular kavuğu Ferhan Şensoy’a devroldu.

İsmail Dümbüllü, geçirdiği trafik kazasından bir ay sonrasında 5 Kasım 1973 tarihinde hayatını kaybetti.