22 Eylül 2001: Fikret Kızılok hayatını kaybetti

Fikret Kızılok, 22 Eylül 2001’de geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybetti...

22 Eylül 2001: Fikret Kızılok hayatını kaybetti

Rock müziğe Anadolu sesleri katarak, kendine özgü yorumuyla, unutulmayan eserler veren Fikret Kızılok, 10 Kasım 1946 ‘da doğdu.

Küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgisiyle beraber, sınıf arkadaşlarıyla grup kurdu ve ilk konserini 23 Nisan günü Taksim Belediye Gazinosu’nda halk türkülerini yorumlayarak verir. Ortaokul ve lise yıllarında akordiyon çalmaya devam etse de Elvis Presley’den etkilenip gitara başlar ve Barış Manço ve Timur Selçuk gibi isimler elinden tutar.

1964 senesinde Cahit Oben ile profesyonel müzik yapma kararı alırlar. Koray Oktay ve Erol Ulaştır’ın da katılımıyla Cahit Oben 4 isimli grubu kurarlar. Beatles tarzında müzik yapma iddiasıyla yola başlamışlardır ve bu arada kulüplerde, mahallelerde konserler vermeye devam ederler. İlk 45’liğinde The Beatles in şarkısı I wanna be your man ve 36 24 36’yı yorumlarlar. Çıkardığı ikinci plağında ise daha Anadolu izleri bulunur.

1965 senesinde Fikret Kızılok ve Üç Veliaht adındaki diğer grubuyla ilk plağını çıkartır bu kez. İki grupla da çalışırken bir yandan da dişçilik yüksekokulunda öğrenimine devam eder.

İlk solo albümü fazla ses getirmese de Kaygısızlar ve Barış Manço ile çalışmaya devam eder.

Aşık Veysel ile tanışması da tam bu yıllardadır. Sanatına fazlaca bir değer kattığı ve dönüm noktası sayılan bu tanışma ile 45’liğine, Uzun İnce Bir Yoldayım’ı yeni bir düzenlemeyle eklemiştir. İkinci albümünde gene onun türkülerinden dizelere yer verir. Tüm bu çalışmaları hakkında albüm kapağında “Piyasa, öylesine Türk benliğinden uzak melodilere kucak açmıştı ki, beni dinlemeyeklerdi bile. Bugün ise durum büyük bir hızla değişiyor. Bu öz benliğimize dönüşte ben de üzerime düşen görevi yapmaya karar verdim…” diye not düşer.

1969 yılında artık ustası kabul ettiği Aşık Veysel’in yanına ikinci ziyaretiyle bu kez daha uzun kalır ve dönüşü muhteşem olur. Yumma Gözün Kör Gibi/Yağmur Olsam çıkışında sözleri Aşık Veysel’e bestesi kendisine aittir. Çok beğenilen bu eserle ilk altın plağını alır. Bu şarkılarında gitar tumba ve sazın yanında enstrüman olarak taş ve tahta kullanmıştır.

Bundan sonra çıkardığı ilk albümüne Karacaoğlan’dan Güzel Ne Güzel Olmuşsun’a yer verir ve dalında önemli başarılara imza atar. Turne sırasında Siverek’te donmak üzereyken bir kamyon şoförü tarafından kurtarılır ve Emmo bestesini ona ithaf eder. Ahmet Arif’in Vurulmuşum şiirini bestelemiş, Altın Orfe Festivali’ne katılmıştır.

1973’te Aşık Veysel’in ölümüyle sazını kırar ve eğitimiyle ilgilenir. Bir süre sonra kurduğu Tehlikeli Madde adlı yeni grubuyla turneye çıkar. Bu grup folk ve rock unsurlarının harmanlandığı şarkılar yaptı. Ahmet Arif, Nazım Hikmet şiirlerine yer verdi, Mahzuni Şerif’in türküsünü yorumladı. Not Defterimden adlı özel çalışması siyasi sebeplerle toplatıldı.

1980’de Bülent Ortaçgil’le beraber Çekirdek Sanat Evi’ni kurdu. Popüler müzik yapmayan tüm gruplar burada çalışma yapabiliyor ve dağıtabiliyordu. Erkan Oğur, Yeni Türkü ve Ezginin Günlüğü gibi kişi ve gruplar burada ilk deneyimini paylaşırlar. Burada gene, TRT’de Cumartesiden Cumartesi’ye programına çocuk şarkıları hazırladılar.

1989’da Yana Yana, 1992’de Olmuyo Olmuyo albumlerini çıkartır. 1995’te çıkardığı Yadigar adlı albümde, Süleyman Demirel için Demirbaş; Zülfü Livaneli ve Ahmet Kaya için Pşşt Barmen şarkıları vardı.

Sanatına ara verdiği bir dönemde “Dünya haklarının yüzde 80’i bilinçsiz, sadece üretim için çalışıyor, Amerika da dahil. Gerçek entelektüel yüzde 5’i bulmaz. Demek ki cahil olan yüzde 80’le ilişki kurup meşhur oluyorsun. Böyle meşhur olmak aslında utanılacak bir şey, ben utanırım. Değerli olmak önemli. Müziğim, sesim, şarkılarım tanınsın, ama ben tanınmayayım” sözleriyle popüler müzik ve kitle sorununa değinmiştir.

22 Eylül 2001’de geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybeder.