21 gazetecilik örgütünden kınama: İbrahim Kalın tarafından kurulan SETA...

SETA'nın 'akademik çalışma' görüntüsü altında sunduğu raporun "tam bir çılgınlık" olduğu belirtilen raporda, Cumhurbaşkanı danışmanı İbrahim Kalın da anıldı.

21 gazetecilik örgütünden kınama: İbrahim Kalın tarafından kurulan SETA...

21 gazetecilik örgütü, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” ismi verilen fişleme raporunu kınadıklarını açıkladı.

Dünya çapında örgütlü 21 gazetecilik örgütü, uluslararası medya kuruluşlarının Türkçe servislerinde çalışan Türk gazetecilerle ilgili ayrıntılara yer veren SETA raporunda gazetecilerin fişlenmesi ve uluslararası alanda çalışan gazetecilere yönelik taciz girişimlerindeki tehlikeli tırmanıştan endişe duyduklarını açıkladı.

RSF tarafından başlatılan ve 21 gazetecilik örgütünün de imzası bulunan açıklamada, SETA’nın hükümete yakın bir kuruluş olduğu ve uluslararası medya kuruluşlarını hükümet aleyhinde yayın yapmakla suçladığı kaydedildi. Bu kurumlarda çalışan gazetecilerin de açıkça hedef gösterildiği belirtilen açıklamada, gazetecilere yönelik baskıda görülen bu ‘yeni ve tehlikeli tırmanıştan’ duyulan endişe dile getirildi.

İBRAHİM KALIN DA ‘ANILDI’

SETA’nın ‘akademik çalışma’ görüntüsü altında sunduğu raporun “tam bir çılgınlık” olduğu belirtilen raporda, “Cumhurbaşkanının danışmanı İbrahim Kalın tarafından kurulan SETA’nın hazırladığı, 7 uluslararası medya kuruluşunun Türkçe servislerinde yapılan yayınlar incelenmiş gibi yapılan raporda”, Radio China International dışında, BBC, Deutsche Welle ve Voice of America’nın da aralarında bulunduğu 7 uluslararası medya kuruluşunun suçlandığı belirtiliyor. Açıklamada, “İddianameye dönüşen çalışmada, tüm çalışanlar hükümete karşı önyargılı yayın yapmakla suçlanıyor” ifadesine de yer veriliyor.

Açıklamada, bu kurumlarda çalışan gazetecilerin, listelendiği, politik ilişki ve yönelimlerini ortaya çıkarmak için, mesleki ahlaklarını sorgulamak, hatta terör örgütleriyle bağlantı ortaya çıkarmak için mesleki kariyerlerinin ve sosyal medya paylaşımlarının izlendiği de vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bu çerçevede, gazeteci davalarını kapsayan, RSF tweetlerini veya Cumhuriyet veya Evrensel gibi gazetelerin haberlerini paylaşan gazeteciler, ‘tutkulu bir hükümet karşıtı’ olarak tanımlanıyor. RSF ve diğer imzacı örgütler, hedeflenen gazetecileri korkutmak amacıyla, aceleci hazırlanan ve gazetecilerin fişlenmesini amaçlayan bu kötü niyetli siyasi tartışmaları kınıyor. Bu çalışma, Türk toplumunu karakterize eden gerilim ve siyasi kutuplaşma bağlamında özellikle tehlikeli bir cadı avıdır. Bu raporda, çoğulculuğun imhasını hafifletmek için, uluslararası kuruluşların Türkiye’deki varlığını güçlendirdikleri bir dönemde uluslararası medyayı itibarsızlaştırma girişimini görmemek çok zor.”

Açıklama, “Türkiye, RSF’nin 2019 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 157’nci sırada yer alıyor. Ülke, tutuklu medya çalışanı sayısı açısından dünya rekorunu elinde tutuyor” sözleriyle son buldu.

Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre, açıklamaya imza atan gazetecilik örgütleri şöyle:

ARTICLE 19, ARTICOLO 21, Cartoonists Rights Network International (CRNI), Civic Space Studies Association, Committee to Protect Journalists (CPJ), English PEN, European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF), Fédération Européenne des Journalistes (FEJ), Global Editors Network (GEN), Index on Censorship, International Press Institute (IPI), Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa (OBCT), P24, PEN America, PEN Danemark, PEN International, PEN Norvège, PEN Suède, Reporters sans frontières (RSF), SEEMO, WAN-IFRA