11 Ekim 1971: Dr. Hikmet Kıvılcımlı yaşamını yitirdi

Ölümünün 48. yılında Dr. Hikmet Kıvılcımlı’yı saygıyla anıyoruz.

11 Ekim 1971: Dr. Hikmet Kıvılcımlı yaşamını yitirdi

Marksizm’in tarihsel ve teorik gelişiminden işçi sınıfı devriminin stratejik sorunlarına kadar birçok konuda eser bırakan Hikmet Kıvılcımlı, sol içerisinde özgün yapısıyla yerini alanlardandı. Kıvılcımlı, 22.5 yıl hapis yattı.

1902 yılında Priştine’de doğdu.17 yaşında, gönüllü olarak katıldığı Kurtuluş Savaşı’nın Yörük Ali Efe cephesinde savaştı. Köyceğiz Kuvayı Milliye Askeri Kumandanlığı’nda görev aldı. Üniversitede, İstanbul Tıp Fakültesi’nde okurken Kurtuluş ve Aydınlık dergileri aracılığıyla Marksizm’le tanıştı ve 1920’lerin başında TKP’li oldu. 1925 TKP 2. kongresinde Merkez Komite üyeliği ve gençlik sorumluluğuna geldi. Aydınlık’ta yazılar yazmaya başladı.

1925’te İstiklal Mahkemeleri’nde yargılandı, 10 yıl kürek cezası verildi. 1 yıl sonra çıkan afla serbest bırakıldı.

1927’de yapılan tevkifatla 3 ay tutuklu kaldı. 1938’de Nazım Hikmet’le beraber Donanma Davası’nda yargılandı; 12 yıl hapis yattı.

1954’te Vatan Partisi’ni kurdu.1965 yılında Tarihsel Maddecilik Yayınları’nı kurdu; Marx, Engels ve Lenin’in eserlerinden birçok çeviri yaptı. Kapital’in bir bölümünü çevirdi.

Aydınlık ve Türk Solu gazetelerini kurdu, Sosyalist ve Ant dergilerinde makaleleri yayımlandı.

1967’de İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği’ni kurdu.

1971 yılında tedavi için gittiği Belgrad’da hayatını kaybetti.

Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları adlı eserinde, 1927 tevkifatına ithafen, ‘Mahkum Halil’ isimli karakterde Dr. Hikmet Kıvılcım’ı anlatıyor;

“Evinin her basılışında

aynı rahatlıkla açtı kapıyı

Ve müdüriyette her kalkışında sopanın altında

(yanaklarında parçalanmış gözlüğü

ve tabanlarında ayıpladığı bir sızı)

yüreğinde fakat

hiçbir şey söylememiş

hiç kimseyi ele vermemiş olmanın rahatlığı

aynı rahatlık

Ve galiba üçüncü girişinde İstanbul Cezaevine aynı rahatlıkla yattı açlık grevine

arkadaşlarla beraber ve tayınları yastık yaptılar ayaklarında pranga

ve ıslak çimentoya uzandılar yarı çıplak.

Ve Şark’ta

akrepleri toprak koğuşları karpuzlarıyla

ünlü hapishanede

Halil’in üstüne uşaklarını saldırdı Kürt beyleri ve beline inen odunla devrilmeden önce Halil

aynı rahatlıkla yardı üçünün kafasını”