Tutuklu 31 havalimanı işçisinden 30’una tahliye kararı

Eylül ayında tutuklanan İstanbul Havalimanı işçileri ile sendikacılar hakim karşısına çıktı. Tutuklu yargılanan 31 kişiden 30'u hakkında tahliye kararı verildi.

Tutuklu 31 havalimanı işçisinden 30’una tahliye kararı

3. Havalimanı şantiyesindeki insanlık dışı çalışma koşulları ile iş cinayetlerine karşı eylem yaptıkları için 31’i tutuklu olmak üzere yargılanan 62 kişinin davası, bugün Gaziosmanpaşa Adliyesinde görülmeye başlandı.

Dava öncesi adliye önünde toplanan işçi yakınları, “Tutuklu işçiler serbest bırakılsın” pankartı açarak bir açıklama yaptı. Açıklama sırasında “İş kazası değil iş cinayeti”, “İşçiler değil patronlar yargılansın” sloganları atıldı.

Çocuklarının insanca çalışma koşulları istedikleri için hapsedildiğini belirten aileler, “Katiller dışarıda ama çocuklarımız tutuklu! Bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz” dedi.

Tutuklu işçilerden Özkan Ö.’nün annesi Raife Ö. oğlunun ve diğer işçilerin haksız yere 2,5 aydır cezaevinde tutulduğunu dile getirirken. “Oğlum omzundan ameliyat oldu ve yaklaşık 3 ay çalışmadı. Havalimanında iş alan taşeron firmanın çağırması üzerine gitti, işe başlamasıyla tutuklanması bir oldu. Ben Cumhurbaşkanı’na seslenmek istiyorum: Katiller dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşırken, bizim çocuklarımız niye içeride? Ne yapmışlar?” dedi.

Öte yandan duruşmayı izlemek isteyen basın çalışanları mahkeme kararı ile salondan çıkarıldı. Gazetecilerin duruma tepki göstermesi üzerine bu defa 5 gazetecinin duruşma salonuna alınacağı bildirildi.

‘DURUŞMA YEMEKHANEDE YAPILIYOR’

Yargılama duruşma salonu yerine personel yemekhanesinde görüldüğü ileri sürüldü.

Duruşmayı takip eden milletvekilleri arasında bulunan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, öldürenlerin değil, öldürülenlerin yargılandığını söyledi. Şeker “Yemek kuyruklarında yağmur altında saatlerce bekletilmelerini protesto eden 3. Havalimanı işçileri yemekhanede yargılanıyor!” diyerek duruşmanın yemekhanede yapılmasına tepki gösterdi.

İŞÇİLERDEN BİRİ BAYILDI, ASKER SİLAHLA TEHDİT ETTİ

Yemekhanedeki havasızlık yüzünden, yargılanan işçilerden bir fenalaşarak bayıldı. O sırada işçi yakınları, jandarmanın kendilerine kafa sallayarak silahla tehdit ettiğini söyledi. Tutuklu sendikacılardan Özkan Özkanlı duruma müdahale ederken Yunus Özgür de hakime “Siz nasıl müdahale etmezsiniz jandarma tehdit ediyor” diyerek bağırdı. Avukatlar silah ile duruşma salonuna girilemeyeceğini, silahlı jandarmaların dışarı çıkartılması gerektiğini söylediler. Silahlı jandarma dışarı çıkarıldı.

Avukatların işçiler hakkındaki beraat taleplerini reddeden hakim, tutuklu işçi ve sendikacıların savunmalarına geçti.

“ELEKTRİK ÇARPTI TUTANAK TUTULMADI”

Tutuklu işçilerden Teyip Kırğın, yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirtirken, “15 günde bir izin kullanmam söylendi ama izin kullandırmadılar. Arkadaşıma elektrik çarptı, buna rağmen tutanak tutulmadı. Kuzenim 3.5 metre yüksekten düştü. Bir saat boyunca yağmurda bekliyorum, kapısı kapanmayan otobüsler var. Bize verilen tatlıların son kullanma tarihi geçmişti. Hepsi etkili oldu eyleme katılmama. Ben, benle konuşan milletvekilinin kim olduğunu bilmiyordum bile. Gözaltına alındığımda komutan kulaklarımla oynuyordu. Konuştuğum kadın milletvekillerinin fotoğraflarını gösterdiler ‘Kim bu o… kancıklar’ gibi kelimeler kullandı. Biz sadece kötü koşulların düzeltilmesini istedik.” dedi.

Üniversite öğrencisi tutuklu işçi Mustafa Atay ise savunmasında “Yıllardır üniversite okurken harçlığımı çıkarmak için inşaatlarda çalıştım. Grubun yaşamsal koşulların iyileştirilmesi amacıyla toplandığını düşündüm. Servis alanı olduğu için grubun içinde olmak zorunda kalıyorsunuz. Şefle konuştuğumda işin iptal olduğunu söylediler. Yattığım koğuşa gittim. Bir süre sonra bağırışları çağırışları duydum. Dışarı çıktım polisin biber gazlı müdahalesi oldu. Devletin polisine karşı çıkmam mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

“ŞORTLA TERLİKLE NASIL TOMA’YA ZARAR VEREBİLİRİM?”

Tutuklu işçilerden Ramazan Gözel de, eylem gününü anlatırken, “Slogan sesleri duydum. Baktık grup bize doğru geldi. Arabaya vurdular, biz sizin hakkınızı savunuyoruz, siz niye susuyorsunuz diye. Hak verdik. Eyleme katılma sebebim, kuzenim iş kazası geçirdi, iş güvenliği alınmamıştı. Kuzenim parasını da alamadı ne devletten ne şirketten. Ben şortla, terlikle TOMA’ya nasıl zarar verebilirim? Kahvedeydim, milletvekillerini ayakta izliyordum. Fotoğraflarım medyaya düşmüş. Aslında benim şikayetçi olmam lazım. Askeri araç işçilerin arasına girdi, orada biz işçiler durdurmaya çalıştık, kafama baret yedim ama bunları hiç çekmemişler.” diye konuştu.

“ÜZERİMDE hâlâ tahtakurularının ısırık izleri var”

Tutuklu işçi Diyar Bozkurt şantiyede iş güvenliğinin olmadığını belirtirken, “Benim arkadaşım yanımda yüksekten düştü. Biz hakkımızı arıyoruz bugün siz de bizim yerimizde olsanız aynı şeyleri yapardınız. Yaptığınız suçlamaları kabul etmiyoruz. Olayın nasıl başladığını görmedik. Üzerimde hâlâ tahtakurularının ısırık izleri var.” dedi.

TAHLİYE KARARI

Duruşmaya verilen aranın ardından avukatların savunmalarına geçildi. Avukatların tahliye ve beraat taleplerini içeren savunmaları sonrası mahkeme kararını açıkladı.

Ara kararını açıklayan mahkeme, 31 tutuklu işçiden 30’una adli kontrol şartı ile tahliye kararı verdi. Tutuklu işçilerden Serhat Bilici’nin ifadesi alınmadığı için tutukluluğuna devam kararı verildi.

Bir sonraki duruşma 20 Mart 2019 tarihine bırakıldı.

Tahliye kararını adliye önünde bekleyen inşaat işçileri ve tutuklu işçilerin yakınları sevinçle karşılarken, karar sonrası”İnşaat işçisi onurumuzdur” sloganları atıldı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Havalimanı’nda çalışan işçiler insanca çalışma koşulları için şantiyede eylem yapmıştı. Taleplerini kamuoyuna duyurarak iş bırakan işçiler, eylemleri devam ederken 14 Eylül’de gözaltında alınmıştı.

İlk etapta 537 işçi gözaltına alındı, çıkarıldıkları mahkemede 30’u tutuklandı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, bu işçilerden 61’i için iddianame hazırladı.

İddianamede işçilere yöneltilen suçlamalar ise şöyle: Görevi yaptırmamak için direnme, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, kamu malına zarar verme, toplantı ve yürüyüşlere silah veya 23. maddede belirtilen aletlerle katılma, mala zarar verme.