Torpil, kayırma, dalkavukluk, parti devleti: İşte yandaşın ağzından AKP ahlaksızlığı...

Yandaş Star Gazetesi'nin yazarı Ömer Ekinci, bugün kaleme aldığı yazısıyla kamuda ve AKP'li belediyelerdeki ahbap çavuş ilişkilerinin adeta "röntgen"ini çekti. Bir "torpil" örneğiyle ilgili kendi katkısını açıkça yazmaktan çekinmeyen yazar, belediyelere bu tür "alışkanlıklar"ı dondurma nasihati etti.

Torpil, kayırma, dalkavukluk, parti devleti: İşte yandaşın ağzından AKP ahlaksızlığı...

AKP’nin yayın organlarından Star Gazetesi‘nin yazarı Ömer Ekinci, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerde yandaşlık hukukunun getirdiği “yazılı olmayan kanunlar”ın gündelik hayatta nasıl işlediğini örneklerle anlatıp kendince “özeleştiri” yaptı. Ancak Ekinci’nin özeleştirisinde tuhaf olan ise bu hukuk dışı ahbap çavuş ilişkisindeki örneklerden birinde kendisinin de yer alışını açıkça yazmaktan utanmamış olmasıydı.

Yazısında üç ayrı örneğe yer veren Ekinci’nin ilk anlattığı olay, İstanbul’da bir ilçenin AKP İlçe Başkan Yardımcısı olan bir işadamının çocuğunun okul kaydı sırasında yaşananlara ilişkin oldu. Buna göre, AKP’li işadamının henüz siyasi kimliğini öğrenmemiş olan müdür, işadamını odasına buyur etti ve Hükümet’i övdü. Ekinci’nin aktardığına göre bunun üzerine ilçe başkan yardımcısı müdürün övgülerine “dayanamadı” ve “Hocam, siyaseti dışarıda yapalım, burada yapmayalım” dedi. Müdür de buna karşılık “Siz muhalif birisiniz zannedersem…” ifadelerini kullandı.

YÖNETİCİLERE ‘ŞU SEÇİMLER GEÇSİN, TARAFINIZI YİNE BELLİ EDİN’ NASİHATİ

Bu örneğin anlatışının ardından Ekinci, olayı “Evet, Türkiye zorlu bir süreçten geçti, hatta hala geçiyor. Belki bu dönemi yaşamamız gerekiyordu, kimin kim olduğunun belli olmadığı bir dönem olması nedeniyle devlet memurları da tarafını belli etmek durumunda kaldı.” diyerek meşrulaştırırken, “Korkum odur ki bu bir alışkanlığa dönüşmesin, genetik koda işlemesin. Parti devleti ithamını güçlendirmekten, siyasi iradenin etkisini ve gücünü zayıflatmaktan ve kendi makamının saygınlığını azaltmaktan başka bir işe yaramaz bu zira.” dedi. AKP’li yazarın bu sözleriyle kamudaki idarecilere  üstü kapalı şekilde seçimler öncesi açıktan yandaşlığın dozunun azaltılması uyarısında bulunduğu görüldü.

TORPİL İTİRAFI: STAJER KIZ ‘REFERANS LAZIM’ DEDİ ‘İSMİMİ, NUMARAMI YAZ’ DEDİM

Yazar Ekinci’nin ikinci örneği de AKP’li belediyelerde iş bulmak isteyen gençlerin kendisine yağdırdığı mesajlardan birinin sahibi ile ilgiliydi. Aynı zamanda bir işadamı olan Ekinci, yanında staj yapmış bir genç kadının  “Abi belediyeye alınmam için partiden referans gerekiyor, yardımcı olabilir misin?” diye mesaj atması üzerine kendisinin de “Referans olarak beni ekle, numaramı yaz, ararlarsa referans veririm” dediğini açıkça itiraf etti.

Ancak Ekinci’nin anlatımına göre, kadının işe girmesi için ‘isimli, numaralı’ referans da yetmedi, kendisinin doğrudan belediyesi araması gerekti. “İstedikleri şu, arayayım belediyeyi, ‘Ben Star Gazetesi yazarıyım’ diyeyim.” diyen yazar, bunu kabul etmediğini yazıp kadına cevabını da köşesinden verdi. “O parti teşkilatını ararsam, gazetedeki yazarlığımı kullanırsam bu bana verilen kaleme ihanet olurdu. Gazete yazarı belediyeden ricacı olmuş, talepte bulunmuş olurdu. “Yakınlarını belediyeye yerleştiriyor” durumuna düşerdim.” dedi.

Star yazarı bu örneğin sonunda da AKP’li belediyelere ve parti teşkılatlarına, “Yönlendirmeyin” ve “Karışmayın” tavsiyesi yapıp “Aksi takdirde partileri işini hallettirmek için oraya girenlerden, siyasi nüfuza sahip olup haksız kazanç elde etmeyi amaçlayanlardan temizleyemezsiniz.” uyarısında bulundu.

“BEN SORMASAM PERSONEL KÜSECEKTİ”

Yandaş yazarın “parti devleti” ile ilgili son örneği de, AKP’li belediyelerde çalışanların parti etkinliklerinde nasıl görev almaya ve bulunmaya zorlandığıyla ilişkindi. Burada da yazarına anlatımına göre AKP’li bir belediyenin iştiraki olan şirketin genel müdürü, personeline partinin teşkılatında görev alıp destekte bulunulması talimatı verdi. Ancak yazarın soruşturması sonrası partinin bir yetkilisi böyle bir talepte bulunmadıklarını söyledi. AKP’li yazar bu örneğin sonunda da, kendisi müdahil olmasa tüm personelde “bu parti bizi kullanıyor, rızamızı almadan çalıştırıyor” algısı oluşacağından yakındı.