TMMOB sel felaketinin gerçek nedenlerini açıkladı

TMMOB, son dönemde Doğu Karadeniz illerinde yağışlarla birlikte gelen felaketin arkasındaki gerçek nedenin Hükümet'in ranta dayalı imar politikaları olduğunu belirterek "Daha büyük felaketler yaşamadan bu yanlışlardan geri dönülmesi gerekmektedir" çağrısı yaptı.

TMMOB sel felaketinin gerçek nedenlerini açıkladı

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bir biri ardına yaşanan sel felaketlerine ilişkin TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamada bölgede son olarak Ordu ve ilçelerinde yaşanan yağışlar deneniyle bölgede bulunan derelerin taştığı, dere yatağında bulunan ev, iş yeri ve sanayi bölgelerinin sular altında kaldığı, dereler üzerinde kurulan köprüler kullanılamaz hale geldiği ve Karadeniz Sahil Yolu üzerinde bulunan Cevizdere Köprüsü’nün yıkıldığına dikkat çekilirken, “Doğu Karadeniz bölgemizde yılın aynı dönemlerinde yaşanan yağışlarda hep aynı manzaralarla karşılaşıyoruz: Dereler taşıyor, dere yataklarındaki evler sular altında kalıyor ve Karadeniz Sahil Yolu’nun bir bölümü yıkılıyor. Bu durum, yaşadıklarımızın doğal afet değil, plansız ve çarpık kentleşmenin sonucu olduğunu gösteriyor” ifadelerinde bulunuldu.

HÜKÜMET SORUNLARI KALICI HALE GETİRİYOR

Açıklamanın devamında, bölgede yaşanan felaketlerin üç temel nedene dayandığı belirtilerken, AKP iktidarının uyguladığı yapılaşma politikalarıyla sorunları kalıcı hale getirdiğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

“Yıllardır bölgede yaşanan sel olaylarıyla ilgili yaptığımız inceleme ve değerlendirmelerde, üç ortak noktanın öne çıktığını gözlemliyoruz: İlki dere yataklarındaki yapılaşma, ikincisi Karadeniz Sahil Yolu’nun oluşturduğu setin derelerin Karadeniz’e ulaşmasına engel olması, üçüncüsü de HES’ler nedeniyle derelerin akış rejiminin bozulmasıdır. Bu üç temel sorun çözüme kavuşturulmadan, bölge halkının can ve mal güvenliğinin sağlanması mümkün değildir

Hükümet ise bu sorunları çözmek yerine, sorunları kalıcı hale getirerek bölgenin yüz yüze olduğu tehdidin daha da büyümesine neden olmaktadır. İmar barışı adı altında dere yataklarına yapılmış yerleşimlere ruhsat verilmekte, derelerin üstleri kapatılarak-dere yatağı betonlaştırılarak suyun doğal yollarla denize ulaşması engellenmekte, bölgede yoğunlaşan HES ve Madencilik faaliyetleri nedeniyle doğal bitki örtüsü yok edilmekte, Karadeniz Sahil Yolu ve dolgu alanlarla bölge adeta sellere karşı savunmasız hale getirilmektedir.

“DAHA BÜYÜK FELAKETLER YAŞANMADAN…”

Açıklamada “Doğu Karadeniz Bölgemiz daha büyük felaketler yaşamadan bu yanlışlardan geri dönülmesi gerekmektedir. TMMOB ve bağlı odalarımızın bölgeye ilişkin uyarıları dikkate alınmalıdır. Doğayla ve insanla barışık, planlı kentleşme, ulaşım ve enerji politikaları hayata geçirilmelidir.” çağrısıyla son buldu.