RÖPORTAJ | "Denizlerin, Harunların kavgasını günümüz Türkiye’sinde örgütlemek zorundayız”

TKH Gençliği adına Evrim Saldıran ile komünist gençliğinin 4 Mart etkinliğini konuştuk: “Sosyalizm gençlik içerisinde örgütlenmeli, gençlik Marksist-Leninist ideolojiyle buluşturulmalı. Sosyalist bir kuşağın yaratılması gibi bir misyonla hareket ediyoruz.”

RÖPORTAJ |

TKH Gençliği adına Evrim Saldıran ile komünist gençliğinin 4 Mart etkinliğini konuştuk: “Sosyalizm gençlik içerisinde örgütlenmeli, gençlik Marksist-Leninist ideolojiyle buluşturulmalı. Sosyalist bir kuşağın yaratılması gibi bir misyonla hareket ediyoruz.”

Geçtiğimiz günlerde bir etkinlik çağrısı yaptınız. “Geleceksizliğe karşı mücadeleyi yükseltmek için Gençlik Buluşuyor” isimli çağrı ve yapacağınız etkinlik hakkında bilgi verebilir misiniz?

Evrim Saldıran: 4 Mart’ta yapacağımız etkinliğin bir dizi nedeni var. Birincisi, AKP iktidarıyla birlikte gittikçe yükselen geleceksizlik sorunu. Bugün baktığımızda gerici, piyasacı ve işbirlikçi AKP iktidarının gençliğe, kadınlara, işçilere gelecek sunamaması gibi bir gerçeklik var. Peki, kime gelecek sunuyor? Yanıtımız basit, bir o kadar da net; iktidarı boyunca patronlara gelecek sunmuştur. Meselenin özü burada yatıyor. Bakın, AKP her yanına geleceksizlik aşılayan bir parti değil. Emekçilere, gençlere, kadınlara geleceksizlik aşıladığı doğru, fakat patronlara ise gelecek vaat ediyor. Bir sınıfın çıkarı, diğerinin mahkûmiyeti oluyor. Dolayısıyla geleceksizliğe dair söz söylenecekse önce kapitalizmin geleceksizlik ürettiği gerçeği bir yere yazılacak. Bunu ise düzen partilerinden beklemiyoruz. Komünistler söz söyleyebilir. İlericiler, solcular, memleketin gidişatından rahatsız olanlar ise bizimle birlikte geleceksizliğe karşı mücadele etmelidir.

Geleceksizlik sorunundan bahsediyorsunuz. Bunun üniversitelerde ve liselerdeki yansımaları nelerdir?

Evrim S.: Üniversitelerin, liselerin geldiği durum gericiliği ve piyasacılığı gözler önüne seriyor. Akademi tasfiye edildi, üniversiteler bilimsel üretimle anılması gerekirken, 1923 öncesine kadar uzanabilecek düşüncelerle dolmuş durumda. Sosyalizm yasaklanmaya çalışılıyor, eşitliğin ve özgürlüğün sesi kısılıyor. Liselerde ise tablo daha da karanlık. Gericilik en büyük tehditlerden bir tanesi. Gençliğin aklı bilimsel olmayan düşüncelerle doldurulmaya çalışılıyor. IŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerinin ideolojisi olan “cihat” müfredata girmiş durumda. Meslek liselerinde ise tam boy sömürü var staj adı altında. Sınav stresi liseli gençliği intihara sürüklüyor. Bütün bunlara rağmen üniversite ve liselerdeki potansiyelin farkında olduklarını düşünüyoruz. YGS eylemleri ve ODTÜ ayakta direnişini ise unutmadıklarını. Dolayısıyla AKP gençlikle kan bağını tutturamayınca, gerici ve piyasacı saldırıyı yükseltmiş durumda.

Peki, yanıtı nasıl vereceğiz? Tablonun bütününe baktığımızda akademinin tasfiye edilmesi, evrimin müfredattan çıkarılmasıyla işçi ölümlerini ya da kadın cinayetlerini farklı zeminlerde görmüyoruz. Hatta AKP dış politikada bile cihatçı ÖSO ile hareket ediyor. Doğalında AKP bütünlüklü bir süreç açıyor, biz de yanıtı bütünlüklü vermek gerekir diyoruz. Gelecek tartışması, yeni bir düzen arayışına çekilmek zorundadır. Bu düzenin neresinden tutsak elimizde kalıyor.

Gençliğin eskiye oranla örgütlülüğü ve politik bakışı zayıflamış durumda, sizce 4 Mart etkinliği buraya yanıt üretebilir mi?

Evrim S.: Önemsediğimiz önemli bir başlık ise üniversite ve liselerde mücadelenin kaybettiği mevziiyi tekrardan olması gereken yere taşımak. Öncülük bizim açımızdan merkezde duran bir başlık. Sosyalizm gençlik içerisinde örgütlenmeli, gençlik Marksist-Leninist ideolojiyle buluşturulmalı. Sosyalist bir kuşağın yaratılması gibi bir misyonla hareket ediyoruz. Tarihimize sahip çıkıyoruz, Denizlerin, Harunların kavgasını günümüz Türkiye’sinde örgütlemek zorundayız. Gençlik, umut olmak zorunda. Ardından geleceklere nesillere bir miras bırakmak zorunda. Yapacağımız etkinliğin bir özelliği de buraya yanıt üretmesi olacak.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Evrim S.: Son olarak ülkemizin emperyalizmin çıkarları doğrultusunda savaşa sürüklendiği, hukuksuz gözaltı ve tutuklamaların yaşandığı bu dönemde gençliğe önemli bir görev düştüğünü belirtmek gerekiyor. Memleket sorunlarına yanıt üretmek zorundayız. Sömürüye, savaşa, yozlaşmaya, gericiliğe karşı sosyalizmin sesini yükseltmek zorundayız. Bütün gençliği geleceksizlik yaratan bu düzene karşı, geleceği örgütlemeye çağırıyoruz. Bu hattın büyütülmesi ve ete kemiğe bürünmesi en acil görevimiz. Bu bilinçle hareket eden bütün arkadaşlarımızı 4 Mart’ta Beyoğlu Ses Tiyatrosu’na, bir irade oluşturmaya ve onu örgütlemeye çağırıyoruz. Bu aralar aklımız ve kalbimizi dolduran bir yoldaşımız var, Helin.. Helin’e de sesimizi duyurmamız gerekiyor. Etkinliğimiz aynı zamanda Helin’in tutsaklığına karşı da yapılacak..