SERBEST KÜRSÜ | Birlikte başaracağız!

Türkiye’de gerici sermaye diktatörlüğü gençliğin geleceğini karartmaya devam ediyor...

SERBEST KÜRSÜ | Birlikte başaracağız!

Gülin Kara

Türkiye’de gerici sermaye diktatörlüğü gençliğin geleceğini karartmaya devam ediyor. Eğitim müfredatının yetersizliği, eğitimin içinin boşaltılması, emeğimizi çalan, geleceğimizi karartan, hayallerimizi yıkan rekabetçi sınav sistemi yıllardır biz gençlerin en büyük sorunlarında biri. Yıllar geçtikçe her fırsatta bir yerinden çekiştirilip değiştirilen eğitim sistemine getirilen her “yenilik”, “gelen gideni aratır” hesabı gelecek planlarımızı alt üst ediyor. Her yılın başında “bu sene öğrencileri ve velileri mağdur etmeyeceğiz” yalanlarıyla karşımıza çıkanlar bizlere önceki seneleri mumla aratıyor. Düzenin çözüm olarak bizlere sundukları her yıl yeni sorunları da beraberinde getiriyor.

TEOG’U BEĞENEMEMİŞLER (!)

Henüz 4 yıl önce uygulamaya koyulan TEOG sınavı, binlerce öğrenciyi mağdur ettikten sonra bir gecede kaldırılmıştı. Kaldırılmasının sebebi öğrencilere yaşattığı mağduriyet değil elbette, bunu hepimiz biliyoruz. AKP’li cumhurbaşkanının “TEOG’ u hiç beğenmiyorum” açıklamasının ardından dönemin Milli Eğitim Bakanı bir taksi durağında iki söz arasında TEOG’un kaldırıldığını ilan etmişti. Gömlek değiştirir gibi sınav sistemi tekrar değişmiş oldu. Nasıl bir sınava gireceklerini bilmeyen öğrencilerin stresi ve kaygısı bu süre içerisinde artarken daha bakanlık bile bu sınavın yerine ne koyacağını bilmiyordu. Öğrenciler haftalarca nasıl yapılacağı bir yana, adını dahi bilmedikleri bir sınava hazırlandılar.

Okullarda verilmeye çalışılan eğitimin niteliksizliği sınavda başarılı olmak için yetmezken, müfredatların yetersizliği yıllardan beri öğretmen, öğrenci ve velileri bıktırmışken üstüne bir de dikişi tutturulamayan sınav sistemi eklendi. Bu değişimle birlikte AKP’nin iktidarda olduğu 16 yılda eğitim sisteminde 14 ciddi değişiklik yapılmış oldu, değişen 7 milli eğitim bakanı da cabası.

Değiştirilen sınav sistemi bir de beraberinde nitelikli-niteliksiz okul tartışmalarını gündeme getirdi. Niteliksiz okul olarak adlandırılan okullar da nitelikli denilen okullar da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı. Kendi okulları arasındaki açıyı dahi kapatamayan MEB öğrencilerin başarısını ölçecek sınavlar yapma yüzsüzlüğünü gösteriyor. Zaten yapılan sınavlar ve sonrasında yapılan yerleştirmelerin eksik, hatalı ve ne kadar başarısız olduğu gözler önünde. Bizler MEB’in önce kendi başarısını ölçmesini tavsiye ediyoruz.

Bu yıl 1 milyon 9 bin 260 öğrenciden 971 bin 657 öğrenci LGS denilen sınava başvurdu. Öğrenciler özellikle matematik dersinde önceki yılların sınav sorularına hiç benzemeyen sorularla karşılaştılar. Bu yıl ilk defa uygulanan bu sistem geçen yılkiler gibi öğrencilerin gerçek başarılarını ve bilgilerini gösteremedikleri bir sınav olmanın yanı sıra birde sızdırılan sorularıyla gündeme geldi. Gençliği laboratuvardaki denek fareler gibi kullanarak eğitim sisteminin neresini düzeltmeye çalıştılar anlaşılamadı.

MEB sınavlardaki başarısızlığını puanlamalar sırasında da gösterdi. İlgili bölümde toplam 50 sorunun yer aldığı sınavda 10 din dersi sorusu bulunuyordu. Zorunlu olarak dayatılan din dersinden muaf olan öğrenciler daha az soru üzerinden sınava girdiler. Din dersinden doğan açığı kapatacak soru alternatifleri bulunmadığı için din dersini zorunlu olarak alan öğrenciler hiç din dersi sorusu çözmemiş olsalar bile bu öğrencilerden daha yüksek puan aldılar. Gericilik bütün eğitim hayatı boyunca karanlıkla boğuşacak olan gençliğin yakasını burada da bırakmadı.

Üstüne 5 tercih yapmanın koşulu olarak en az bir İmam Hatip Lisesi ve Meslek Lisesi seçme zorunluluğu getirildi. Bu gençliği gözü doymaz patronların kar hırsı için sömürmek ya da gençliği gericiliğin kıskacına alıp iyiye, güzele dair ne varsa öldürüp cihatçı nesiller yetiştirme arzusunun açığa çıkmış halinden başka bir şey değildir. Ancak en başından beri söylediğimiz gibi bu çabalar boşunadır! Sayısal veriler bunu zaten ortaya koymuştur.

Yerleştirme kriterlerinde puanlar dışında yaş, adres, devamsızlık durumu gibi ölçütler de var. MEB’in gelecek yıllar saç tipi, göz rengi, boy gibi kriterleri ele alarak “o piti piti” tarzında yerleştirmeler yapması beklenmekte.

İşbirlikçi gericiler ve sermaye sınıfı için bulunmaz nimet olan imam hatip ve meslek liseleri tüm zorlamalara rağmen yine istenen ilgiyi görmedi. Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinin neredeyse tamamına yakını dolarken; meslek liselerinin %44,45’i ve imam hatip liselerinin %47,69’u boş kaldı. Düzenin gençliğe sunduğu seçeneksizlik ortadadır, artık gençlik kendi seçeneğini yaratmak zorundadır!

MEB’İN İSTİKRARI SÜRÜYOR

MEB’i istikrarlı duruşundan dolayı tebrik ediyoruz! Sınav sorularında ve puanlamadaki başarısızlığını yerleştirme sonuçlarında da gösterdi. Kimse istemediği okula yerleşmeyecek diyen MEB bu başarısızlığıyla 91bin öğrencinin açıkta kalmasına neden oldu. Not ortalaması 85 ve üstü olan öğrenciler dahi açıkta kalırken okul birincileri bile Anadolu liselerine yerleşemedi. Nakil dönemi için kontenjanlara bakıldığında ise öğrencilerin meslek ve imam hatip liseleri dışında fazla seçeneği bulunmuyor. %10’luk dilime girmeyi başaramayan %90 dilimindeki öğrenciler evlerine en yakın okullara yerleştirildi. Bu yerleştirmelerle her mahalleye açılan imam hatip liselerini doldurmayı hedefleyen iktidar yine hüsrana uğradı, uğramaya devam edecek. Gençliğin gericiliğe karnı tok!

Gençliğin gericiliğe karnı tok ama imam hatiplerin yoğunluğu gençliği özel okulların eline mahkum ediyor. Piyasacı eğitim sistemi, öğrenci ve velileri TEOG’a razı hale getirdi. Önümüzdeki yıl önlemler alacağız açıklaması yapan yeni Milli Eğitim Bakanı’na soralım: Bu yıl emekleri heba olan, hayalleri yıkılan öğrencilere bu durumun telafisini nasıl yapacaksınız? Eğitim deneme-yanılma yoluyla doğruya ulaşılabilecek bir mesele değildir. Gerici sermaye düzeninin doğası gereği gençliğe geleceksizlikten başka bir şey sunamayacağı açıktır. Zaten adaletsiz yerleştirmeler bir yana yerleşen öğrencilerin de liselerde nitelikli, bilimsel eğitim alamayacağı açıktır.

UMUT İNSANDA

Ağlamayın! Hele umutsuzluğa hiç kapılmayın! Bu düzenden çıkışın tek yolu mücadele etmekten geçer. Emeğimizi heba edenlerden, geleceğimizi çalanlardan hesap sormak için gençliği mücadeleye çağırıyoruz. Gerici işbirlikçileri önce okullarımızdan sonra da memleketimizden atmak için sosyalizm saflarına! Birlikte başaracağız!