Sarı sendika Türk-İş de 'gemi'de: İşçilerimiz elini taşın altına koymaktan çekinmeyecektir

Türkiye'nin en çok üyeye sahip işçi konfederasyonu Türk-İş, ekonomik krizle ilgili işçi düşmanı AKP'ye destek açıklaması yaparak 'sarı sendika' olmanın gereğini yerine getirdi.

Sarı sendika Türk-İş de 'gemi'de: İşçilerimiz elini taşın altına koymaktan çekinmeyecektir

Türkiye ekonomisinde görülen ekonomik darboğaz belirtileri sonrası AKP’li cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘gemi’ edebiyatına sarılmış ve “Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi yürüdüğünde hep birlikte kazandığımız gibi, delinip su aldığında da hepimiz aynı akıbete düçar olacağız” demişti.

Erdoğan’dan sonra patron örgütlerinden Meclis’teki muhalefet partilerine kadar düzenin aktörleri de ‘milli duruş’ adı altında iktidara destek ilanları yapmıştı. Yeni rejime uyumun tipik yansımaları olarak görülebilecek bu gelişmeler şaşırtmazken, AKP’li yıllarda hakları sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda bir bir tırpanlanan işçiler de bu rezilliğe alet edildi.

İşçilerin haklarını temsil iddiası taşıyan, en büyük işçi sendikası Türk-İş, ekonomide yaşanan kriz nedeniyle ‘birlik beraberlik’ söylemiyle iktidara destek açıklaması yaptı. Genel Başkan Ergün Atalay imzasıyla yapılan açıklamada, ABD emperyalizminden “stratejik ortak” ve “müttefik” diye söz edilirken, Trump yönetiminin yaptırımlarına karşı AKP’nin sahte yanıtlarına sahip çıkıldı. ‘Sarı sendika’, açıklamasında yaşanan süreçle ilgili olarak “TÜRK-İŞ olarak sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazır olduğumuzu herkese duyurmak istiyoruz” dedi.

Açıklamada “Barışı, insan haklarını ve mazlum milletlerin özgürce yaşama hakkını savunan Türkiye…” ifadeleriyle açıkça AKP övgüsü yapıldığı görülürken, grev yasakçılığıyla övünen iktidara kriz sürecinde işçiler adına ‘güvence’ verilerek “İşçilerimiz bugün de elini taşın altına koymaktan çekinmeyecektir. Kaliteli ve verimli üretim için çalışacaktır. Mesele memleket meselesi olduğunda tutumumuz herkes tarafından bilinmektedir.” denildi.

Türk-İş açıklaması şöyle:

“Amerika Birleşik Devletleri’nin en üst düzeydeki yetkilileri tarafından ülkemize yönelik yayınlanan tehdit mesajları ve yaptırım tehditleri, sonrası uygulamaya konulan kararlar hiçbir şekilde kabul edilemez. Amerika Birleşik Devletleri’nin tutumu, uluslararası hukuk ve devletlerarası ilişkilerle bağdaşmaz. Uzun yıllar sözü edilen “müttefiklik” ve “stratejik ortaklık” kavramına sığmaz.

Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletiyle bütün tehdit, baskı ve dayatmalara karşı birlik ve beraberlik içindedir. Gün, Türkiye’ye sahip çıkma günüdür. İktidarı ve muhalefeti, sivil toplum örgütleri hepsi birlikte, doğrudan doğruya bağımsızlığımıza ve milli bütünlüğümüze yönelik bu saldırıya karşı çıkmaktadır. Geçmişte “istiklal savaşını” zaferle sonuçlandıran Türkiye Cumhuriyeti, siyasal ve ekonomik bağımsızlığını korumanın mücadelesini kararlılıkla verecektir. Bu tavır, ülkenin toprağını, emeğini savunmaktır, yurtseverliğin gereğidir. TÜRK-İŞ olarak sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazır olduğumuzu herkese duyurmak istiyoruz.

Türk halkı birlik ve beraberliğini koruyarak daha önce birçok sorun ve krizin üstesinden gelmiştir. Bugün yaşadığımız olumsuz tablonun da geride kalacağına inanıyoruz. İşçisinden işverenine, medyadan sivil toplum örgütlerine kadar herkese büyük sorumluluk düşmektedir. Kimsenin “bana bir şey olamaz”, “benim keyfim yerinde” deme lüksü yoktur. Herkes ülke üzerinde oynanmak istenen oyunun farkında olmalıdır.

Türkiye’nin kalkınmasında, ekonomik gelişmesinde işçilerin alın teri bulunmaktadır. Geçmişte tüm olumsuzluklara rağmen, özveriyle üretim sürdürülmüş ve işyerlerine sahip çıkılmıştır. İşçilerimiz bugün de elini taşın altına koymaktan çekinmeyecektir. Kaliteli ve verimli üretim için çalışacaktır. Mesele memleket meselesi olduğunda tutumumuz herkes tarafından bilinmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’nin kendi çıkarları için oluşturduğu baskı ve bazı kararlarını dayatma girişimi, bölgemizdeki niyetinin bir yansımasıdır. Ülkemiz de dahil olmak üzere coğrafyamızın siyasi haritasını değiştirmek amacı taşımaktadır. Bu planı yapanlara karşı barışı, insan haklarını ve mazlum milletlerin özgürce yaşama hakkını savunan Türkiye’nin bu onurlu tavrının yanında yer almak aynı zamanda bir insanlık görevidir.

“Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir” şiarıyla ağır bedeller ödenerek verilen Kurtuluş Savaşını zaferle sonuçlandıran Türkiye, ekonomik bağımsızlığının anlamını ve önemini bilmektedir. Bunun sürdürülmesi için herkes ortak tavır almalıdır.”