Sağlıkta son durum: Doktor reçete yerine 'dua' yazıyor!

Bursa'da bir devlet hastanesinde doktor, hastalarına reçete yerine 'dua' listesi veriyor.

Sağlıkta son durum: Doktor reçete yerine 'dua' yazıyor!

Her alanda olduğu gibi sağlıkta da piyasacılığa eşzamanlı olarak yaygınlaştırılan gericilik, akıl almaz uygulamalara yol açmaya devam ediyor. Bilimsel tedavi yöntemler yerine hacamat, dua, üfürük gibi gerici yöntemlerin ‘çare’ olarak sunulmaya başlandığı sağlıkta yaşanan son skandal, sorunun geldiği boyutun vahametini gözler önüne serdi.

Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Nilüfer’deki ek binası genel cerrahi polikliniğinde görevli Operatör Doktor A.T’nin, kendisine muayene gelen hastalara reçete yerine “Senin için dualık” diyerek dua listesi verdiği ortaya çıktı. Doktorun bununla da yetinmeyerek, hastanın içtiği ilacı öğrendiğinde “Bu ilacın yerine şu ilacı kullan. O ilaçta domuz jelatini var” dediği de öğrenildi.

Doktorun cevabı akıllara, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın özel doktoru Cevdet Erdöl’ün sözlerini dile getirdi. Erdöl, geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada, ilaçların ve tıbbi cihazların “helal olmayan” katkılar içerdiğini öne sürerek Türkiye’nin kendi alternatiflerini geliştirmesi gerektiğini belirtmişti.

Yaşanan skandalı Bursa’nın yerel internet sitesi Yeni Dönem’in yazarı Lale Akasoy, köşesinde dile getirdi. Yazısında, yaşanana inanmak istemediği için kendisinin de muayene olmak amacıyla sözkonusu doktora gittiğini belirten Akasoy, gerici doktorun kendisinin eline de aynı ‘dua’lı kağıdı tutuşturduğunu açıkladı.

Yaşanan skandalın basına yansıması sonrasında Bursa Sağlık Müdürlüğü’nce, doktorla ilgili inceleme başlatıldığı öğrenildi. Ayrıca TTB Bursa Tabip Odası Başkanı Doktor Güzide Elitez de, oda olarak soruşturma başlattıklarını bildirdi.

Lale Akasoy’un aktardığı skandal şöyle:

“İnanılması zor olay Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Nilüfer bölgesindeki ek binasının genel cerrahi polikliniğinde meydana geldi.

İsmini açıklamayacağım bir hasta, söz konusu polikliniğe ülser şikâyetiyle başvurur ve son günlerde strese dayalı olarak da rahatsızlığının arttığını söyler.

O gün poliklinikte Opr. Dr. A. T. isimli doktor vardır.

Hastanın şikâyetini dinleyen uzman hekim, şimdi sıkı durun!

“Senin işin dualık” der ve hastaya bir kâğıt uzatır.

Hastaya uzatılan yazı aynen “2 rekât teheccüd namazı, ölüm murakabesi, kabre konuş tahayyül etme, sisileten rabıta” cümlesiyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:

“113 Bismillahirrahmanirrahim, 100 Estağfurullah el azim, 100 Allahümme salli ala seyidine mahammedin ve ala ali seyidina muhammedin, 300 Lailaheillallah (Her yüzde Muhammeden Rasulullah), 100 ya Gaffar ya Seddar, 100 ya Hafiz, 100 Subhanallah ya Celil.”

Satır aralarında bazı ayet ve dualar da var okunacak!

Bu ayet ve duaları okuduktan sonra sıra geliyor hediye faslına…

Uzun bir metin…

“…Şeyhimiz Pirimiz ceddi pakimiz Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani Hz.’nin 12 imam, Veysel Karani ve annesinin, Abdullah R. A, Amine Hatun R. A, Merhum Şey İbrahim Fadıl Özperhiz, merhum Şeyh İbrahim Yılmaz Efendi H.Z’nin, Şeyh Sadık, Mehmet baba ve hacı anneciğimizin ruhu şeriflerine hediye eyledim sen vasıl eyle ya Rabbim…” şeklinde devam ediyor…

Nasıl, iyi mi?

Hekim hastaya hangi ilaçları kullandığını sorar…

Hasta içtiği ilaçların ismini söyledikten sonra cerrah Dr. A.T , “Bu ilacın yerine şu ilacı kullan. O ilaçta domuz jelatini var” der.

Hasta neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette şok bir durumda poliklinikten çıkar…

***

Haliyle olay bize yansıyor!

Üstelik başından geçen bu hadiseyi anlatan hasta, 5 vakit namazında mütedeyyin bir Müslüman. Kuran’dan ve hadisten beslenerek hayatını yaşamaya çalışan ve de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönül veren bir insan…

“Şakadır!” dedik, “Böyle bir şey olamaz!” dedik, “Mümkün değil, bizimle dalga mı geçiyorsunuz?” dedik…

Kısacası inanmadık, inanmak istemedik…

Neyse…

***

İş başa düştü yine…

Önce 182 nolu telefonu çevirdik. Muayene olmak istediğimiz polikliniğin ve doktorun adını söyledik.

Bize gün ve saat verdiler.

O gün ve saatte hastanede hazırdık. Polikliniğe Op. Dr. A. T’a muayene olmak için girdik.

Şikâyetlerimizi anlattık…

Hiç uzatmayayım bizim hastamızın eline de birkaç nutuk attıktan sonra aynı kâğıdı tutuşturup uğurladı doktor bey…

Sağlıkta gelinen nokta budur işte…

Yıllardır sağlık alanı hakkında yazı yazar dururum…

Meslek hayatımda böylesine bir olaya rastlamadım…”