RÖPORTAJ | İZBAN işçileri grev için gün sayıyor: Amacımız zengin olmak değil evimizi geçindirmek

İZBAN işçileri 10 Aralık itibariyle greve başlıyor. İşçilerin örgütlü olduğu Demiryol-İş Şube Başkanı Hüseyin Ervüz, süreçle ilgili sorularımızı yanıtladı.

RÖPORTAJ | İZBAN işçileri grev için gün sayıyor: Amacımız zengin olmak değil evimizi geçindirmek

Röportaj: Ozan Ekiz

İzmir’de şehir içi toplu taşımadaki en büyük işleve sahip İZBAN’da 338 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç çıkmaması üzerine işçiler greve çıkma kararı almış, kararın 10 Aralık itibariyle uygulamaya geçirileceği kamuoyuna duyurulmuştu.

İşçilerin örgütlü olduğu Türk-İş’e bağlı Demiryolu İşçileri Sendikası (Demiryol-İş) İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz, İZBAN işçilerinin greve gidişiyle ilgili Gazete Manifesto‘nun sorularını yanıtladı.

İZBAN’daki toplu sözleşme sürecinde neler oldu ve grev kararına nasıl gelindi?

Bir önceki toplu sözleşmeden bu yana sarkan sorunlarımız vardı ve devam etti. İşveren toplu sözleşmeyi imzaladıktan sonra müzakerelerden çekilmiş bir vaziyette tavır aldı. İlk başta iş süreleri sorun oldu. Daha sonra gece çalışma problemleri ortaya çıktı. Gece 7,5 saatten sonra çalışmak yasa gereği suç. Eğer çalıştırıyorsa 45 saatin dolup dolmadığına bakmadan fazla mesai ödemesi gerek. Asıl önemli sorun ise iki senede asgari ücrete %40’a kadar zam geldi. Bu durumda bizim taban ücretimiz asgari ücretin altında kaldı. Sorunlar yumağı böyle başladı. Diğer bir sorunumuz metro hariç diğer belediye kuruluşlarında 112 gün ikramiye uygulanıyor. Bizde 85 gün olarak uygulanıyor.

Sözleşmenin tıkandığı nokta neresi oldu?

Yüksek Hakem Kurulu kimsenin ücretine bakmaksızın kendi şablonu üzerinden %4’lük bir zam verdi. Aynı piyasada aynı işi yapan bir başkası 3000 TL ücret alıyorken burada 1500 TL gibi bir ücrete tekabül etti. Durum böyle olunca masada anlaşma zemini gerekli oldu fakat işveren bunu fırsat bilip bizi Yüksek Hakem Kurulu’na götürmenin yollarını aradı.

İŞÇİLERİN TALEPLERİ

Sözleşmede işverenin kabul etmediği talepler neler?

Bu dönem toplu sözleşmeyi restore edelim dedik. İlk şartımız iki yıla yayılmış olan asgari ücreti taban ücret artı %20 olarak talep ettik. Yani bir daha bu işletmede asgari ücretin konuşulmasını istemiyoruz. Bununla birlikte ikramiyelerin 112 güne çıkarılmasını istiyoruz. Onlar bize ilk yıl 90 ikinci yıl 95 diyor. Ücretlerin yapılan işe göre niteliksel sıralamasını istiyoruz.Tavanda iki kademe var biri tekniker diğeri mekanist kademesi. Aradaki kademeyi muhafaza edelim dedik ama işveren aynı ücreti teklif etti. Yani birine fazladan zam yaptı. Orada da aklı sıra biz bunu mekanistlere sürüş tazminatı olarak verdik dediler. Biz sürüş tazminatını kilometre/saat olarak istedik. Toplam tutarı aylıkta 600 TL yapıyor. Bunu sadece mekanist arkadaşlara istedik. Bunu isterken iş güçlüğü diye verilen tazminatı yok ettik ve o 600 TL’nin içine koyduk. İşveren iş güçlüğü tazminatında diretti ve bunu 125 TL olarak teklif etti.Vardiya primi olarak %15-12 skala halinde talepte bulundu. Maalesef işveren o yöne hiç bakmadı bile.

Grev kararından sonra işverenden gelen bir görüşme talebi oldu mu?

Grev kararını açıkladık. Basın, kamuoyu ve noter yoluyla işverene bildirdik ancak bize hiçbir geri dönüş yapmadılar. Görüşmelere açık olduğumuzu defalarca bildirmemize rağmen kapımızı şu zamana kadar çalan olmadı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ”Ben bu toplu sözleşme yetkisini ortağım olan Devlet Demiryolları’na devrettim.” demişti, bununla ilgili ne diyorsunuz?

Bu kurumda ortaklık oranı yarı yarıya, yani kimsenin kimseye toplu sözleşmeyi devir etme hakkı yok. Ortak karar çıkmak zorunda. Ben oynamıyorum ortağım ne derse onu yaparım demek saçma. Aslında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ile ilişkileri aslında daha fazla. Ama TCDD’den ne bir teklif ne de bir görüşme talebi geldi. Her zaman protokol gereği bizi çağırırlardı. Bizi ziyaret ederlerdi. Bu sözleşme sürecinde bize küstüler herhalde.

”ŞÜKÜR SADECE KALBİNİZİ FERAHLATIR AMA AÇLIĞINIZ DEVAM EDER”

İşçilerin grev hakkını kullanması kimi kesimleri rahatsız ediyor…

Biz istediğimiz ücretle zengin olmayı hedeflemiyoruz. Biz evimizi geçindirmeyi amaçlıyoruz. Biz İzmir Halkı’na karşı sorumluluğumuz olduğunun farkındayız. Bu halk bize canını emanet ediyor. Yaptığımız hizmette aldığımız payın maalesef gözümüzü dolduracak değil evimizi ısındıracak bir pay olmasını istiyoruz. Biz bu payı alamadığımız müddetçe İzmir halkının bizi affetmesini diliyoruz..

Siz neler duyuyorsunuz ?

‘Gözünüze dizinize dursun 7000 TL maaş alıyorsunuz’ diyenler var. Bu 7000 TL’nin yarısı bile brüt maaş değilken bu söylemler nereden çıkıyor bilmiyoruz. Bir de ‘Benim çocuklarım evde işsiz, sen iş bulmuşsun şükret.’ diyenler var. Şükürcü bir toplum olduk. Şükrederek ülkeyi geliştiremezsiniz. Şükrederek insanların karınlarını doyuramazsınız. Şükür sadece kalbinizi ferahlatır ama ondan sonrası açlığınız devam eder. Böyle bir toplumda bize yapılan haksız eleştirilere söyleyecek bir şey bulamadığımız için sadece dinlemekle kalıyoruz. Bu eleştirileri yapan adam zaten seni dinlemeyecektir. Onun tek derdi vardır; toplumsal değerlerin daha iyiye götürülmesi yönünde atılmış adımlar yerine onu bugün rahat ettirecek durumlardır. O rahat etmek istediği ulaşımın perde arkasını kendi derdi edinmeyecek bir toplum olursa o arkadaşlar hoş görmez. Ama bir de sizler gibi arkadaşlar var. Sizler duyarlı olduğunuz için geliyorsunuz. Sizin bakış açınız farklı olduğu için dinliyorsunuz bu konuyu. Yoksa diğer yöntem kolay; dayayın mikrofonlarınızı halkın önüne ister küfretsinler, ister şükretsinler.

“GREV SEÇİM MALZEMESİ OLABİLİR”

Seçim öncesine denk geliyor olması da “manidar” bulunuyor…

Daha önceki grev zamanında önceki dönem AKP İl Başkanı grev başladığının ikinci günü beni telefonla aradı. Ben kim olduğunu bilmiyordum, bana kendisini telefonda tanıttı. Grev hakkında konuşmak için odama gelmek istedi, olur dedim. Grevi baştan sona nereden nereye geldiğini anlatmamı istedi ben de anlattım. O  da basını kullanarak bir sürü beyanatta bulundu. Bizim para versek dahi çıkamayacağımız büyük kanallarda bu beyanları yayınlandı. Bu olaydan sonra Aziz Kocaoğlu ‘Bu grev bir şekilde belli grupların işi.’ dedi. Ben hiçbir partiye üye değilim. CHP sempatizanı ve oy vermiş biriyim. Bunu sağır sultan bile biliyor. AKP’ye hiç oy vermedim. Bu durumda ben nasıl AKP militanı haline dönüşmüş oldum.

“GREV KIRICILIĞI MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”

Grev kırıcılığı gibi bir beklentiniz var mı?

Bir önceki grevde Çiğli-Aliağa yönünde çalışan trenlerin grev kırıcılığı üzerinde açıklamalarda bulunan Ervüz:”13 tane çalışan taşeron vardı. Onlar TCDD’den emekli olup mevcut makinistleri yetiştirmek üzere işe alınmışlardı. Şu an yetiştirme görevini bir kenara koydular ama trenlerde fiili olarak çalışıyorlar. Onlar kısa bir parkur olan Çiğli-Aliağa hattında göstermelik olarak bir şekilde grevi kırıyoruz imajı vermeye çalıştılar çok da başarılı olamadılar. Bu sene yine benzer bir yol izleyebilrler. Ama bunlar sadece 4 kişinin kaldı. Bu dört kişiyle en fazla 1 gün 1 tur 1 tren seferi olur.

Demiryol-İş Şube Başkanı Hüseyin Ervüz sözlerinin son bölümünde, İZBAN’ın ‘artı para’ sistemi ile daha az kişi taşıyıp daha fazla para kazanan bir işletme haline dönüştüğünü ve insanlara hizmetten ziyade kâr etme amaçlarının olduğunu söyledi. Ervüz, bu duruma ilişkin rakamları da paylaşarak, önceleri ortalama 251.000 yolcu taşındığını ancak bu uygulamadan sonra 248.00’e gerilediğini belirtti.

Ervüz, son olarak 10 Aralık günü greve gidileceğini bir kez daha hatırlattı.