Türkiye'de kadın: Sömürü, istismar, şiddet ve ölüm...

PUSULA | Türkiye'de kadın: Sömürü, istismar, şiddet ve ölüm...

Türkiye'de kadın: Sömürü, istismar, şiddet ve ölüm...

Ela Basa

Ülkemizde AKP’nin iktidara gelmesinden sonra var olan kadın cinayetleri, kadın emeğinin katlanan sömürüsü, çocuk gelinler, istismarlar artan gericilikle doruk noktasına ulaşmıştır. Bugüne kadar gelmiş geçmiş en pervasız ve saldırgan politikalarıyla iktidarını yürüten AKP, bizzat kendi karakterinin bir yansıması olarak kadını hem cinsel bir obje, hem de piyasalaşmış bir meta haline getirdi. Bu saldırıların siyasal İslam’ın ve Türkiye kapitalizminin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de kadın sorunu, Cumhuriyet sonrası aydınlanma fikri ile birlikte çeşitli tarihsel kazanımlar elde edilerek kısmi olarak aşılmışsa da ne yazık ki kapitalist üretim ilişkileri kadını yok sayarak, çocuk gelin yaparak, ucuz iş gücü yaparak bu sorunu daha da derinleştirmiştir.

Kadın ve Şiddet

Gün geçmiyor ki eşi tarafından öldürülen kadın, tecavüz edilip öldürülmüş çocuk cinayet haberleri ile uyanmayalım… Kadına yönelik şiddet, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvalarıyla uygulanır hale gelmiş, yine Diyanet’e bağlı kurslar ve AKP’nin borazanlığını yapan bir takım ilahiyatçı tarafından savunulmuştur ve topluma satılmıştır. Bunun en güncel örneklerinden biri Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız’ın çarpıcı fetvalarıdır. Nurettin Yıldız’a göre 6 yaşındaki bir çocukla evlenilebilir ve asansörde halvet yapılabilir. Hatta en son şöyle buyurdu: “Allah vur dediyse vardır bir hikmet” diyerek kadınlara, eşlerinden dayak yedikleri için şükretmeleri tavsiyesinde bulundu. Gerici bir figüran olan Yıldız, aslında AKP’nin yarattığı gericiliğin yansımasından başka bir şey değildir. AKP 16 yıllık iktidarı boyunca ilerici tüm kazanımları tasfiye etmiş ve bununla paralel olarak kadını toplumsal alanın dışına itmiştir. Şiddet sarmalına kadının itilmişliği ile birlikte ele almak durumundayız. Devlet televizyonu olan TRT’de bir tasavvufçunun ağzından çıkan hamile kadının sokağa çıkması terbiyesizliktir sözünün ardından hamile bir kadının parkta yürürken tanımadığı birinin saldırısına uğraması tesadüf değildir.

Kadın, Emek ve Sömürü

Gün geçtikçe daha fazla piyasalaşan ülkemizde emekçi kadınlar da bu piyasalaşmadan nasibini almaktadır. Gerici Nurettin Yıldız çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapan sürece destek olur demişti. AKP’li Bakan Mehmet Şimşek’te …kriz durumlarında daha fazla kadın iş aradığı için işsizlik artıyor demişti. Gerici Yıldız’ın kadına biçtiği rol ile emek düşmanı Bakan’ın, kadının emeğini ötekileştirmesi yan yana getirildiğinde karşımıza AKP’nin yarattığı sömürü, gericilik ve kadın ilişkisini ortaya koyuyor. AKP’li Bakan Veysel Eroğlu, iş isteyen bir kadına “Evdeki işler yetmiyor mu?” diyerek AKP’nin kadına biçtiği rolü gözler önüne seriyordu. AKP eski Milli Savunma Bakanı “Türk kadını evinin süsüdür.”, AKP’li bir yönetici “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır.”, AKP eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek “Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmazsın.”, Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Kadınsa o da iffetli olacak, mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak”, AKP’li şarkıcı Uğur Işılak “Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var.” sözleri AKP’nin kadına toplumdaki biçtiği yeri anne, ev kadını, erkeğine köle durumuna getirip sokağa çıkamaz, çalışamaz hale getirmeye zorlamaktadır. AKP’nin kadına yönelik bu ve daha fazla devam eden söylemleri kadının yaşam alanını daraltıyor, yaşam biçimine müdahale ediyor, toplumsal özgürlüklerin tamamını kısıtlar duruma getiriyor.

Gericiliğin kadın düşmanlığının doruk noktasına ulaştığı saldırılar katmerlenerek büyürken, bizlerin ilerici kadınlar, emekçi kadınlar olarak yaşadığımız sömürü, cinsel saldırı, şiddet ve ölümlere karşı mücadeleyi büyütmekten başka şansımız yok. Ya AKP’nin gerici güdümündeki gerici bir örgütlenme olan Diyanet’in fetvalarına sıkışacağız, ya da ilerici, aydın ve emekten yana bir düzeni inşa edeceğiz. Hep birlikte kolları sıvıyoruz!