Operasyon Yeni Türkü'yle sürüyor: Sosyalizm çok zor, muhafazakar sayılırız

AKP'nin yayın organı Sabah gazetesine röportaj verip, solu eleştiren 'ünlüler' kervanına Yeni Türkü grubundan Derya Köroğlu da katıldı.

Operasyon Yeni Türkü'yle sürüyor: Sosyalizm çok zor, muhafazakar sayılırız

İktidarın yayın organları arasında önde gelen Sabah Gazetesi‘nin AKP’liler dışında geniş kesimlerce de sevilen ünlüleri konuşturarak iktidara meşruiyet taşıma operasyonu Mazhar Alanson, Bülent Ortaçgil ve Teoman’dan sonra Yeni Türkü grubundan Derya Köroğlu ile devam ediyor.

Sabah’tan Tuba Kalçık’a konuşan Derya Köroğlu, röportajında 40 yıl sonra grubunun “muhafazakar” yönünü de keşfederek “Yeni Türkü, sol dünya görüşü içerisinden çıkmıştır ama ulusal değerlerimize sahip çıkmak ve onları korumak açısından aynı zamanda ‘muhafazakar’ sayılırız” sözlerini sarfederken, solu ve Sovyetler Birliği’ni hedef alıp ‘özeleştiri’ vermekten de geri durmadı.

Röportajın o bölümleri şöyle:

Yeni Türkü çok geniş bir dinleyici kitlesine sahip. Muhafazakar kesim de sizin şarkılarınızı dinliyor…

Biz müziğimize hem çok özen gösterdik, hem de samimiyetimizi hiç elden bırakmadık. Her kesimden insan bizi seviyorsa, işte bu samimiyetten dolayıdır.

Zaten sanat ve zanaat samimi yapılmıyorsa bu hemen belli olur. Yaptığı köfteye hile karıştıran aşçıdan bir daha yemek yemezsiniz! Şarkılarımızda umutlu bir geleceği insanlara sunduğumuzda her kesimden insan bundan kendine göre bir pay çıkarıyor. Yeni Türkü, sol dünya görüşü içerisinden çıkmıştır ama ulusal değerlerimize sahip çıkmak ve onları korumak açısından aynı zamanda ‘muhafazakar’ sayılırız. Osmanlı döneminde yapılmış değerli eserler var. Bunları göz ardı edemeyiz.

Dünyada iktidara gelen sol hareketlerin uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sol geçmişte iktidara geldiği yerlerde toplumsal düzeni otoriter bir düzene dönüştürdüğü için kaybetti. Bunu Sovyetler’de Stalin dönemiyle birlikte gördük mesela. Şöyle bir gerçek çıktı ortaya; sosyalizmin ideallerini hayata geçirmek çok zor. Evrensel eşitliğin sağlanması ve dünya servetinin tüm insanların eşit mülkiyeti haline gelmesi ancak yüzyıllar sonra gerçekleşebilir gibi görünüyor. İnsanlığın topyekun olgunlaşması gerekiyor. O zamana kadar dünyamız, bir avuç multi-milyarder ile açlık sınırında yaşayan yığınlar arasındaki uçurum toplumları olarak kalacak. Türkiye’de ise sol, halkın talep ve beklentilerine daha iyi kulak vermeli; ancak o zaman başarılı olur.