IŞİD’in petrol borsası ve ‘gizli’ ortakları

Dünyanın en zengin cihadist selefi yapılanması olarak nam salmış IŞİD’in Suriye cihadına soyunduğu ilk andan bugüne finansal kaynaklarını oluşturmasında iki aşamalı bir evreden söz edebiliriz...

IŞİD’in petrol borsası ve ‘gizli’ ortakları

YALIM OKTAY 

Cihatçı-Selefi yapılanmaların, Afgan cihadı döneminde bizzat ABD’nin desteği ile tarih sahnesine çıkartılıp, sayısı milyonları bulan insanın hayatını nasıl cehenneme çevirdiğini yazdık. Bu yazımızda ise El Kaide’nin genetik mirasçısı olarak önce Irak’ta ardından da Suriye’de vücut bulan IŞİD’in finansal kaynaklarından “petrol”e çevireceğiz merceğimizi. IŞİD’le mücadele ettiğini iddia eden ancak kapalı kapılar ardından bu caniler sürüsü ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen iktidar bağlantılarını atlamadan elbet.

IŞİD’E, SUUD VE KÖRFEZ DESTEĞİ

Dünyanın en zengin cihadist selefi yapılanması olarak nam salmış IŞİD’in Suriye cihadına soyunduğu ilk andan bugüne finansal kaynaklarını oluşturmasında iki aşamalı bir evreden söz edebiliriz.

Bu evrenin birincisi, örgütün Büyük Ortadoğu Projesi’nin taşeronları tarafından finanse edildiği dönem.  Tüm kamuoyunda daha en başından beri bilinen bir gerçek olarak burada dursun, IŞİD’in ilk ve en önemli finans kaynağı doğrudan Suud  ve Körfez ülkeleri tarafından açılan ve oluk oluk doların aktığı vanalardır.

Örnek mi?

New York Times’dan Ben Hubbard’a kulak verelim;

“Kuveyt’te ‘Paralarınızı Suriye’deki cihat için yatırın’ sloganıyla düzenlenen kampanyaların birinde 12 bin cihatçı için başlatılan kampanya, kişi başına 2 bin 500 dolardan açılmıştır. Suudi bir şeyhin organize ettiği bir başka kampanya da ‘paranızı cihada yatırın’ kampanyasıdır.

Örnekler çoğaltılabilir, ancak gerek yok, internette basit bir arama sonucu sayısızca haber, kaynak mevcut.

IŞİD’İN GASP ETTİĞİ PETROLLER

Gelelim, IŞİD’in finansal kaynaklarını oluşturan ikinci evreye. Ki bu evre örgütün kendi finansal kaynaklarına eriştiği virajdır.

Nasıl mı? İşgal ettiği topraklardaki yer üstü ve yer altı zenginliklerini yağmalaması ile. Bankalardan gasp edilen paralar, el konulan tarım arazilerinden en çok da petrolden.

Uzatmayalım…

IŞİD – Suriye’den temizlenmeden önce-  ülke petrollerinin yüzde 60’lık bir kısmını diğer cihatçı gruplar ile beraber elinde bulunduruyordu.

Suriye Hükümeti’nin açıkladığı resmi rakamlara göre, “Suriye’nin ürettiği günlük petrolün yaklaşık olarak beş katını bu cihatçı örgütler üretiyorlar. Suriye’nin günlük ürettiği 17 bin varile karşılık Nusra ve IŞİD 80 bin varil üretmektedirler.”

Peki IŞİD’in ürettiği petrollerin alıcısı konumundakiler kim?

İşte işin bu kısmı biraz baş ağrıtacak cinsten.

Petrolün varilinin dünya piyasasında 95 ile 105 dolar arasında seyrettiği dönemde, IŞİD Suriye’den yağmaladığı petrolün varilini 20 ile 60 dolar arasında seyreden bir fiyatta piyasaya sürer. Örgüt gasp ettiği petrolleri Irak ve Türkiye’ye pompalarken, bu iki ülke de “özel alıcılar” üzerinden dünyanın farklı ülkelerine ihraç eder. Gasp edilen petrolün Irak güzergahındaki alıcısı Mesut Barzani’nin IKBY’si, her güzergahtaki ana alıcısı ise Türkiye’dir.

2013 yılında Türkiye ve IKBY arasında tam tamına altı adet petrol anlaşması imzalanırken, bu işbirliği Irak merkezi hükümetinden gizlenir. Gizli tutulan anlaşmanın imzacıları dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız ve IKBY Doğal Kaynaklar Bakanı Hawrami’dir. Bu anlaşma çerçevesinde petrol taşımacılığı şimdinin Enerji Bakanı ve Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın sahibi olduğu Powertrans’a verilir.Hawrami’nin kaçak petrol ile kara para aklama konusunda uluslararası tahkimde yargılandığını ve Türkiye ayağında işin Berat Albayrak ile sınırlı kalmadığını not ederek Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a geçelim.

AKP’NİN GİZLİ ORTAKLIĞI

9 Kasım 2015; yani 127 kişinin hayatını kaybettiği Paris saldırılarından tam dört gün önce. Bilal Erdoğan’ın ortağı olduğu BMZ Group’a ait Mecid Aslanov isimli petrol tankeri, İsrail petrolünü taşıdığı iddiası ile Fransız Fos-sur-Mer limanlarına yanaşır.

Aslen IŞİD’in Suriye’de gasp ettiği petrolleri taşıyan bu gemi Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen’in ortak olduğu BMZ Group Denizcilik Şirketi tarafından Mansimov Gurbanoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Palmali Denizcilik Şirketi’ne on yıllığına kiralanır. Geminin ilk sefere çıkışı ise IŞİD’in Musul’u işgalinden tam 3.5 ay sonra 1 Ekim 2014’te gerçekleşir.

Tyler Durden imzalı haberde, IŞİD petrollerinin izlediği hat ayrıntılı bir biçimde belirtilir. İlgili habere göz gezdirecek olursak;

“IŞİD’in Suriye’den çaldığı ham petrol, Deyr ez Zor üzerinden Musul’a taşınıyor. Musul’daki gasp edilen petrollerle birlikte Silopi’ye,  oradan da Adana Ceyhan’a naklediliyor. Ceyhan’dan Erdoğan ailesinin sahibi olduğu BMZ Group’a ait tankerlerle İsrail limanlarına nakledilip, İsrail’den Avrupa’ya deniz yolu ile taşınıyor.

SONUÇ YERİNE

İki adet verinin bile, kimlerin IŞİD ile mücadele konusunda samimi olduğunu görmemiz açısından yeterli olduğu bu durumda, IŞİD ile gerçek mücadele, sahip olduğu selefi cihadist ideoloji ile mücadele ederek veriliyor. Kucağına doğduğu emperyalizmi unutmadan elbet.

Yalanlara teslim olmayın.