Kaza değil taammüden cinayet

Kapıkule-İstanbul seferini yapmakta olan yolcu treninin Çorlu’da devrilmesiyle, AKP iktidarının halk düşmanı ve piyasacı politikaları neticesinde meydana gelen katliamlara bir yenisini daha eklendi.

Kaza değil taammüden cinayet

HABER MERKEZİ

Kapıkule-İstanbul seferini yapmakta olan yolcu treninin Çorlu’da devrilmesiyle, AKP iktidarının halk düşmanı ve piyasacı politikaları neticesinde meydana gelen katliamlara bir yenisini daha eklendi. Her katliamın ardından alışkın olduğumuz üzere olaya ilişkin yayın yasağı getirilirken, tanıklıklar ve uzmanların açıklamaları katliamın nasıl göz göre göre yaşandığını ortaya koydu.

Onlarca yurttaşımızın hayatını kaybettiği ve yüzlercesinin yaralandığı kazaya ilişkin ilk açıklamayı yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı; “Kazanın aşırı yağmur yağışları nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması nedeni ile meydana geldiği tespit edilmiştir” ifadesi ile yaşanan olayın bir kazadan çok taammüden cinayet olduğunu itiraf etmiş oldu.

Özelleştirmeler kapsamında yol bekçisi kadrosunun beş yıl önce kaldırılması katliama davetiye çıkartırken, emniyet tedbirlerinin “maliyeti” nedeni ile kamu kurumlarında yaşanan personel eksiltme politikası sonucu yol bekçileri emekli edilmişti. Kazanın yaşandığı mevkiinin kısa süre önce büyük bir bakımdan geçmiş bir bölge olduğu düşünüldüğünde, yol bekçilerinin görevlerine devam etmesi halinde kazanın önlenmesi mümkündü.
Yenileme çalışmalarının, kamu ihalelerinin gediklisi Unitek İnşaat tarafından üstlenildiği öğrenilen hatta ilişkin açıklamalarda bulunan uzmanlar kazanın menfez dibinde gerçekleştiğini ifade ederken, yenileme çalışmaları esnasında kaza olan bölgede risk önleyici herhangi bir imalat yapılmadığını vurguluyor. Kamuoyuna yansıyan bir diğer bilgi de, Halkalı-Muratlı arasında menfez bakım çalışması yapılması için 11 Haziran’da açılana ihalenin ödenek tahsis emri çıkmadığından 20 Haziran’da iptal edildiği.