Kaşıkçı'yı "çözdüler": Diyanet'ten Suudilerle hac protokolü

Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin hemen hiç bir konu aydınlatılmamışken Diyanet Riyad yönetimi ile 2019 için Hac protokolü imzaladı. Oysa AKP'li Kurtulmuş, Haccın can güvenliği nedeniyle tartışmaya açık olduğunu söylemişti...

Kaşıkçı'yı

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi konsolosluğunda öldürülmesi sonrası AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türk vatandaşlarının Suudi Arabistan’daki can güvenliği konusunu gündeme getirmiş ve Hac ile umre ziyaretlerini tartışmaya açmıştı. Cinayete ilişkin soruşturmada bir ilerleme kaydedilmediği gibi Suudi yönetimi Türkiye’nin haklarında tutuklama kararı çıkan iki kişiyle ilgili iade taleplerini reddetmişken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Muhammed Salih bin Tahir Benten ile 2019 yılı hac protokolünü Mekke’de imzaladı.

Erbaş, beraberindeki heyetle 2019 yılı hac organizasyonuna ilişkin temaslarda bulunmak üzere gittiği Mekke’de, Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Benten ile bir araya geldi. Erbaş, Tahir Benten ile gerçekleştirdiği görüşmede, Suudi Arabistan’a 2018’de gelen Türk hacı adaylarına sunulan hizmetlere, yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 2019 hac organizasyonu takvimini de açıkladı. 8 Aralık 2018’de başlayan 2019 yılı hac organizasyonu başvuruları 14 Aralık’a kadar devam edecek. 2019 yılı hac kuraları, 28 Aralık 2018 Cuma günü çekilecek.

KURTULMUŞ NE DEMİŞTİ?

Suudi Arabistan yönetimi ile imzalanan protokol, akıllara AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un Kaşıkçı cinayeti sonrası konuyla ilgili sarfettiği sözleri getirdi.

Kurtulmuş, partisinin Aydın İl Başkanlığı’nda yaptığı toplantıda, Kaşıkçı cinayetini hatırlatıp konuyu Hac emniyetine getirmiş ve “Hac emniyeti, haccın şartlarından birisidir. Yani, haccın emniyeti yoksa haccın da farz olması düşer. Milyonlarca Müslüman eğer, ‘Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda dünyaca meşhur bir adam içeriye girdi ama çıkamadı. Uluslararası bir konsoloslukta bir insanın başına bu gelebiliyorsa acaba Suudi Arabistan’a gidersem başıma ne gelir?’ diye düşünmeye başlarsa ki bunu düşünmek bile istemiyoruz. Ama o zaman haccın da emniyeti tartışılır hale gelir. Bu açıdan Suudi Arabistan’ın bu cinayeti aydınlatmasını ve Mekke ile Medine’nin bu sıfatını da kendilerine hatırlatmak isteriz.” demişti.