VİDEO | Kadınlar Taksim'de: Fetvalarınıza sığmayız!

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için "Kadınlar fetvalarınıza sığmaz" şiarıyla Taksim'de buluştu.

VİDEO | Kadınlar Taksim'de: Fetvalarınıza sığmayız!

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısla bugün saat 16.00’da Taksim tünelde kadınlar ile bir araya geldi. Kadınlar tarafından yoğun ilginin gösterildiği buluşmada Tünelden Galatasaray Meydan’ına doğru sloganlar atarak bir yürüyüş gerçekleştirdi.

“Kadınlar fetvalarınıza sığmaz, emeğimiz ve haklarımız için buradayız” çağrısıyla bir araya gelen İKD üye ve dostları gericiliğe, yoksulluğa, sömürüye karşı taleplerini duyurdukları yürüyüşte “Diyanet Kapatılsın, Tarikat ve Cemaat Yurtları Kapatılsın, Cihatçı Eğitime Hayır, Müftüler Nikah Kıyamaz, Yoksulluk ve Gericilik Kader Değil, Eşit İşe Eşit Ücrete” sloganlarıyla AKP döneminde uygulanan kadın düşmanı politikaları protesto etti.

 

Galatasaray Meydanında sonlandırılan yürüyüş sonrasında bir basın açıklaması düzenlendi.

İKD’nin yaptığı basın açıklamasının tam metni şöyle:

“Basına ve Kamuoyuna

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla biraradayız. 1857 yılında New-York’ta emeği ve hakları için direnen dokuma işçisi kadınların, 1917 yılında Petrograd’ta ”Ekmek ve Barış” talebi ile sokakları dolduran kadınların mücadelesini büyütmek için buradayız.

Bugün ülkemizde ve dünyada içinden geçtiğimiz dönemin en özet tanımı gericiliktir. Biz emekçilerin, kadınların, büyük mücadeleler sonucu kazanılmış haklarımız teker teker geri alınıyor.

Esnek çalışma adı altında iş güvencemiz ortadan kaldırılıyor. Açlık sınırının dahi altında tutulan ücretlerle yoksulluğun kader olduğuna ikna olmamız bekleniyor. En doğal hakkımız olan örgütlenme ve grev hakkımız OHAL gerekçesiyle engelleniyor.

Sözkonusu kadınlar olduğunda ise en kutsal hak olan yaşam hakkımız dahi hiçe sayılıyor. Ülkemizde kadın cinayetleri gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden hiç eksik olmuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana binlerce kadın cinayete kurban gitti.

Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz haberleri neredeyse magazinel şekilde sunuluyor, olağanlaştırılıyor.
Kadınlar kamusal alanda tekmeleniyor, darp ediliyor ve ardından gerekçeler üretiliyor. Failler, kadınları suçlayan ifadelerle mahkemelerin huzuruna çıkıyor.

Çocuk istismarı ülkemizin en önemli sorunu haline gelmiştir. Yapılan araştırmalar son on yılda çocuk istismarının yüzde 700 arttığını gösteriyor.

Mahkemeler halen tacizciye, çocuk istismarcılarına, kadın katillerine iyi hal ve tahrik indirimleri uyguluyor. Failin geleceği ya da kurumların itibarı gözetiliyor. Çocuk istismarı davalarında mağdur çocuğun rızasından sözedilebiliyor.

Çocuk istismarının en yaygın hali evlilik adı altında gerçekleşiyor. Türkiye’de her üç evlilikten biri 18 yaşından önce yapılıyor. Bu duruma maruz kalanların önemli bir kısmı 15 yaşını tamamlamamış çocuklardır. Daha geçtiğimiz günlerde sadece Kanuni Sultan Süleyman hastanesinde 115 çocuğun gebelik dolayısıyla takip edildiği ortaya çıktı.

Çocuk istismarı haberlerinin eksik olmadığı kurumların başında tarikat ve cemaat yurtları gelmektedir. Değişik vakıf ve dernek çatısı altında kurulan bu yurtlarda yoksul ailelerin çaresizlikleri suistimal edilerek gericilik pompalanıyor. Çocuklarımız sıfatı belirsiz ”eğitimcilerin” eline terkediliyor, denetimsiz, kontrolsüz bir şekilde bu yurtların sayısı her geçen gün artıyor.

Peki bütün bunların karşısında AKP iktidarı ne yapıyor?

Ensar Vakfı davasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ”bir kere yaşanmış bir olaydır, kurumu bağlamaz” açıklaması yaparak kurumun itibarını kurtarmaya çalıştı.

115 Çocuğun hamile olduğu gerçeği karşısında Sağlık Bakanlığı ve Valilik sorumluları cezalandırmak yerine, istismarı şikayet eden sağlık görevlisini sürgün etti.

Çocuk evliliklerini meşrulaştırmaya çalışan yasa tasarısı meclise getirildi, dönemin Adalet Bakanı ”küçüğün rızası varsa neden mağduriyet yaratalım” açıklaması yaptı.

AKP iktidarı döneminde devasa bütçeler ayrılan ve çok büyük misyonlar biçilen Diyanet İşleri Başkanlığı 9 yaşında kız çocuğunun, 12 yaşında da erkek çocuğunun nikahlanabileceğini açıkladı.

Aynı Diyanet ”erkek eşini sms ya da internet vasıtasıyla da boşayabilir” şeklinde fetva veriyor.

Milli Eğitim Bakanlığı ders kitaplarında erkeğin kadın üzerinde hakim olduğunu, kadının itaat etmesi gerektiğini anlatıyor.
Dönemin maliye bakanı işsizlik problemini kadınların iş aramasına bağlıyor. Kadınlar iş aramazsa işsizlikte olmaz diyor.
Mecliste torba yasa hazırlanarak müftülere nikah kıyma yetkisi veriliyor.

Örnekler saymakla bitmez.

Bütün bu uygulamalar gerici AKP iktidarının toplumu yeniden şekillendirme projesinin ürünüdür. 1980 darbesi ile başlayan süreç AKP iktidarı ile taçlanmıştır. 1923 yılında kurulan cumhuriyet tasfiye edilmiş, kamuculuk, laiklik, bağımsızlık, yurttaşlık fikri toplumun hafızasından adeta kazınmak istenmiştir. Ülkemiz AKP ikitdarı ile birlikte piyasa anarşisine, gericiliğe, emperyalistlerle tam boy işbirliğine sürüklenmiştir. Yurttaşlık yerine ümmetçilik ve kulluk esas kılınmıştır. Bu zihniyet, emekçilerin sermayeye, kadının erkeğe kul olmasını öngörmektedir. Bu zihniyeti de, bu düzenide red ediyoruz.

Eşit, özgür ve laik bir ülke için;

• Ülkemizde gericiliğin kalesi haline gelen ve kadın düşmanı skandal fetvalara imza atan Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır.
• Anayasanın laiklik ilkesi ayaklar altına alınarak çıkarılan ve müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasa iptal edilmelidir.
• Medeni kanunun budanması anlamına gelen, boşanma davalarında zorunlu arabuluculuk dayatmasından vazgeçilmelidir.
• Şiddet, cinayet ve çocuk istismarı davalarında tahrik ve iyi hal indirimlerine son verilmelidir.
• Kadını aşağılayan haber ve yorumlarla, kadın katillerine davetiye çıkaran gerici medya kuruluşlarının yayınları durdurulmalı, bu tür yayın yapan kuruluşlara karşı yasal süreç başlatılmalıdır.
• Toplumsal yaşamı haremlik selamlık esasına göre düzenleyen uygulamalara son verilmelidir.
• Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan gerici eğitim müfredatı iptal edilmeli, laik ve bilimsel eğitim sistemi esasına göre yeni bir müfredat oluşturulmalıdır.
• Hizmet ve yardımlaşma adı altında faaliyet gösteren tarikat yurtları, özel kurum ve vakıfların kurduğu çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları kapatılmalıdır.
• Kadınların çalışma yaşamına katılmasının önü açılmalı, çocuk bakımı kamu hizmeti olarak sunulmalı, devlete ait ücretsiz kreşler açılmalıdır.
• Esnek çalışma dayatması geri çekilmeli, güvenceli iş esasına uygun düzenleme yapılmalıdır.
• Doğum izni süreleri ücretli olarak 6 ay şeklinde yeniden düzenlenmelidir.
• Eşit işe eşit ücret ilkesi bütün sektörlerde istisnasız uygulanmalıdır.

İnsanca bir yaşam ve eşitlikçi bir düzen kurulmalıdır.
Kadınlar fetvalarınıza sığmaz.
Emeğimiz ve Haklarımız için mücadeleyi büyüteceğiz.
Yaşasın 8 Mart!

İLERİCİ KADINLAR DERNEĞİ”

İKD’lilerin gerçekleştirdiği 8 Mart eylemi İKD Genel Sekreteri Nuray Yenil’in AKP iktidarı döneminde artan dinci gericiliğin kadınları ve çocukları her geçen gün yeni fetvalar ile karanlığa sürüklemek istediğini belirttiği konuşması ile devam etti. İKD’nin 8 Mart eylemi Yenil’in, kadınların gericiliğe ve sömürüye karşı boyun eğmeyeceklerini ifade ederek tüm emekçi ve ilerici kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlaması ile sona erdi.

İKD’nin Taksim’deki eyleminden fotoğraflar: