İdlib öncesi MİT'ten 'Reyhanlı' operasyonu

İdlib'de cihatçılara yönelik büyük operasyon öncesi AKP'den 'Reyhanlı' operasyonu geldi. Zamanlamasıyla dikkat çeken operasyonla katliamın faili Suriye olarak gösterilmeye çalışılırken, 2013'ten bu yana katliamla ilgili yaşananlarsa yeniden hatırlandı...

İdlib öncesi MİT'ten 'Reyhanlı' operasyonu

Suriye’de cihatçıların kontrolündeki İdlib’e yönelik operasyon için Rusya ve Suriye’nin hazırlıkları sürerken, Türkiye’de yapılan en büyük terör saldırılarından biri olarak kayda geçen kanlı Reyhanlı Katliamı’yla ilgili MİT’in Lazkiye’de yaptığı operasyonun haberi geldi.

Operasyonda Reyhanlı saldırısının sanıklarından biri olan Yusuf Nazik Türkiye’ye getirilirken, Nazik’in Suriye’yi suçlayan açıklamaları AA tarafından servis edildi. Sorgusunda saldırıyı gerçekleştirdiğini itiraf ettiği duyurulan Nazik, 2014’de yaptığı açıklamada ise Niğde’de düzenlenen IŞİD saldırısının firarisi Heysem Topalca’yı işaret etmişti.

Yusuf Nazik’in bugün görüntülü olarak paylaşılan ifadesinde “Türkiye devletinden kaçamadım, pişmanım. Beni Suriye’den yakalayıp getirdiler. Suriye’deki arkadaşlarıma sesleniyorum, yol yakınken dönün, Türk devleti bize sahip çıkar, kendi devletimiz bize sahip çıkar. Suriye devletine de sesleniyorum, Türkiye devleti çok büyüktür bunun hesabını elbet sizden soracak” ifadelerini kullandığı görüldü.

YAYIN YASAĞI GELDİ, MOBESELER  ‘BOZULDU’

Kanlı saldırıların ardından AKP doğrudan Suriye yönetimini suçlarken, Reyhanlı ile ilgili haberlere hukuksuz bir şekilde yayın yasağı getirmişti. Katliamın faillerinin gizleneceği şüphesini uyandıran bu karardan bir kaç gün sonra, olayın aydınlatılmasına önemli ölçüde kolaylaştıracak olan MOBESE kameralarının çalışmadığı ortaya çıkmıştı.

MOBESE kameralarında katliamdan bir kaç gün önce yaşanan arızayı gidermek için teknik ekibin çalışma başlattığı ancak patlamaların yaşandığı gün bu arızanın henüz giderilemediği, bu nedenle soruşturmayı kolaylaştıracak kamera görüntüleri elde edilemediği belirtilmişti. Büyük bölümünün patlamaların meydana geldiği noktaları doğrudan gördüğü kaydedilen MOBESE’lerin 73’ünün de arızalanması, olayın perde arkasının karartılacağı yönündeki şüpheleri daha da kuvvetlendirmişti.

IŞİD ÜSTLENDİ, AKP REDDETTİ

53 kişinin hayatını kaybettiği katliamdan dört ay sonra, IŞİD yayınladığı bir bildiriyle saldırıyı üstlenmişti.

Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ise cihatçı terör gruplarını aklama telaşına düşerek failleri 24 saat içinde “bulmuş” ve “Saldırganlar Suriye’deki rejim ve istihbarat yanlısı örgütle bağlantılı” demişti.

Emniyet de saldırıyı IŞİD’in düzenlediği iddiasını 2 Ekim 2013’te kesin bir dille reddederek ‘Failleri yakaladık’ iddiasında bulunmuştu.

Olaydan 1 yıl sonra ise Türkiye’nin AGİT Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Tacan İldem, bombalı saldırının El Kaide unsurlarınca yapıldığını söyledi. Büyükelçi İldem, “Reyhanlı’da 52 kişinin yaşamını yitirmesine ve 146 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırılar, El Kaide unsurları tarafından yapıldı ve El Kaide unsurlarının Suriye dışındaki operasyonudur” dedi.

REDHACK BELGELERİ ORTAYA ÇIKARMIŞTI

Katliamdan yaklaşık 10 gün sonra Redhack, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’nın Reyhanlı katliamıyla ilgili gizli belgeleri ele geçirdiğini duyurmuştu. Twitter üzerinden yayınlanan belgelerde, El Kaide yanlısı gruplara ulaştırılmak üzere hazırlandığı iddia edilen bomba yüklü araçlara ilişkin detaylar yer almıştı. Buna göre Suriye yönetimi sözkonusu bombalı araçları arıyordu ve söz konusu planlar, 25 Nisan tarihinde elde edilmişti. El Kaide bağlantılı El Nusra, üç araca Türkiye’ye yönelik bir eylemde kullanmak üzere bomba düzeneği yerleştirmişti.

SUÇU ER UTKU KALI’YA YIKMAK İSTEDİLER

O dönem jandarma eri olan Utku Kalı, Amasya’da askerliğini yaparken 11 Mayıs’taki Reyhanlı saldırılarıyla ilgili belgeleri Redhack’e sızdırdığı iddiasıyla 24 Mayıs 2013’te tutuklandı. İddianameye göre, Kalı’nın gönderdiği ileri sürülen belgeler ‘devletin güvenliği, iç ya da dış siyasal yararları bakımından ve niteliği açısından gizli kalması gereken‘ niteliğe sahipti. Kalı, Kasım 2013’te tahliye edildi. Tutuksuz yargılanan Kalı, 2016’da da beraat etti. Er Kalı, beraati sonrasında “Şimdi hanginiz yüzüme bakabileceksiniz? Kim özür dileyecek? Kim pardon diyecek?” demişti.

Katliama ilişkin dava geçtiğimiz günlerde sonuçlanırken, saldırının faili ve planlayıcısı olmakla suçlanan Nasır Eskiocak’ın da arasında bulunduğu 9 sanığa 53 kez ağırlaştırılmış müebbet, 13 sanığa da 15 ile 22 yıl 6 ay arasında değişen sürelerde hapis cezası verildi.

ESKİOCAK ‘BAKAN ERGİN NAZİK’LE SIK SIK GÖRÜŞÜYOR’ DEMİŞTİ

Saldırının faili ve planlayıcısı olmakla müebbet hapis cezasına çarptırılan Nasır Eskiocak’ın dava süresinde verdiği ifadelerde oldukça çarpıcı bilgiler yer alıyordu.

26 Ağustos 2014 tarihinde Evrensel‘de yer alan habere göre, Eskiocak, talimatları aldığını iddia ettiği Yusuf Nazik’in, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve bir MİT elemanı ile sadece onlarla konuşmak için kullandığı özel bir cep telefonu hattından sık sık görüştüğüne tanık olduğunu söyledi.

Eskiocak’ın Bakan Ergin’le sık sık görüşme trafiği yürüttüğünü belirttiği ve bugün Türkiye’ye getirildiği açıklanan Nazik 19 Temmuz 2014 yılında yaptıkları açıklamada, Heysem Topalca’ya işaret etmiş, “Topalca, Suriye’deki cihatçılara destek veren Suriye vatandaşı bir Türkmen. Bize bu tezgâhı kuran kişi, Heysem Topalca olabilir. Topalca’yla zaman zaman Reyhanlı’dan mal geçirmek için işbirliği yapıyorduk. Bu adam eskiden beri kaçakçılık yapar. Hem Reyhanlı bölgesinden hem de Yayladağı’ndan geçiş yapabiliyor. Biz Reyhanlı’ya yanaşamıyoruz bile. Oralar cihatçıların elinde. Bizi görseler keserler” ifadelerini kullanmıştı.