Hamile çocuklar skandalında 5 tutuklama

115 hamile çocuk skandalıyla ilgili 20 şüphelinin ve 50 mağdurun ifadesinin alındığı, 5 şüphelinin tutuklandığı öğrenildi.

Hamile çocuklar skandalında 5 tutuklama

İstanbul Küçükçekmece’de Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan 115 hamile çocuk skandalına ilişkin 20 şüphelinin ve 50 mağdurun ifadesinin alındığı, olayla ilgili 5 kişinin tutuklandığı öğrenildi.

Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan “115 hamile çocuk” skandalıyla ilgili yeni gelişmeleri aktardı. Buna göre hiçbir çocuk şikâyetçi olmadı, “tecavüz” ya da “ensest” iddiasında bulunmadı; çoğunun yaşı şüphelilerle aynı ya da 1-2 yaş küçük.

“115 hamile çocuk’ olayındaki ürperten detaylar” başlığıyla bugün yayımlanan yazıdan satır başları şöyle:

Hürriyet’in Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan “115 hamile çocuk” skandalıyla ilgili haberi, ‘Zeytin Dalı’ harekâtı nedeniyle arada kaynayıp gitse de sonuçları bakımından son yılların en önemli habercilik olaylarından biriydi. Önemliydi, çünkü:

– Kız çocuklarının bu çağda hâlâ “evlenmek ve anne olmak zorunda bırakılması” durumunun ülkemizdeki yaygınlığını…

– Medeni Kanun’un alanına giren konularda ve eğitim sisteminde son dönemde yapılan mevzuat değişikliklerinin, kız çocuklarını okulda tutacak devlet denetimini zayıflattığını…

– Bu durumu bir sorun olarak görüp engellemesi ve sorumluları cezalandırması gereken kurumların olayı “görmezden geldiğini”, hatta daha da kötüsü “meşrulaştırmaya çalıştığını”…

– Kamuoyuna yansımayan olayları alttan ve ağırdan alan yargımızın, düğmeye bastığında “İyi ki bu ülkede savcılar ve hâkimler var” hissi yarattığını…

– Medyanın “denetim” görevinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha açık ve net bir şekilde gösterdi.

BEŞ TUTUKLAMA

Küçükçekmece Adliyesi’nde bir başsavcıvekili ile iki savcı harıl harıl bu konu üzerinde çalışıyor. Bir taraftan küçük yaşta hamilelik mağdurlarının ve zanlıların ifadelerini alıyorlar, diğer taraftan da memur suçları açısından olayı ilgili birimlere bildirmeyen kamu görevlileriyle ilgili soruşturma yürütüyorlar. Elde edilen şu verileri sizinle de paylaşmak isterim:

– Hamile çocuk vakalarını (yani suçu) bildirmedikleri (TCK 279/1) gerekçesiyle 2 kamu görevlisi hakkında adli kontrol kararı alındı. Başka failler çıkar diye dosya açık tutuluyor. Verilebilecek cezanın üst sınırı 2 yıl olduğundan tutuklama yasağı var.

– Dosya sayısı 115 olarak açıklanmıştı, mükerrer olanlar ayıklanınca 110’a düştü.

– 50 dosya, zanlıların adrese dayalı nüfus kaydı esas alınarak “yetkisizlik” gerekçesiyle İstanbul’da Bakırköy, Çağlayan, Anadolu adliyelerinin yanı sıra Şanlıurfa, Bitlis, Van gibi adliyelere gönderildi.

– 20 şüphelinin, 50 mağdurun ifadesi alındı. İfadeleri psikolog eşliğinde alınan 15 yaşından küçük mağdurlara karşı eylemleri gerçekleştiren şüpheliler, şikâyet aranmaksızın resen “tutuklama” talebiyle adliyelere sevk edildi. 5 şüpheli tutuklandı.

HİÇBİRİ ŞİKAYETÇİ OLMADI

Soruşturma sırasında ortaya çıkan gerçekler, kız çocuklarını esir alan o “öğrenilmiş çaresizlik” durumu, meselenin adliyeler ya da Sağlık Bakanlığı’ndan önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın meselesi olduğunu gösteriyor. Neden mi? Bakın anlatayım:

İfadesine başvurulan mağdurların;

– Tamamı, hem Suriyelilerin, hem doğudan İstanbul’a göç eden vatandaşların yoğun yaşadığı bölgelerden.

– Hiçbiri şikâyetçi olmadı.

– Hiçbiri tecavüz ya da ensest iddiasında bulunmadı.

– Hiçbiri resmen evli değil.

– Çoğunun yaşı şüphelilerle aynı ya da 1-2 yaş küçük.

– Hepsinin çocuğu var.