Feyzioğlu'ndan "cumhurbaşkanı adaylığı" açıklaması: Görev verilirse kabul etmemek şımarıklıktır

2019'da cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Ben o makamı çok yukarda görüyorum. Talibim demek haddini bilmemektir ama görev verilirse kabul etmemek şımarıklıktır" dedi.

Feyzioğlu'ndan

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen üç devrim yasasının yıl dönümünde Karşıyaka Belediyesi ile ortaklaşa düzenlenen “Hukuk ve Demokrasi” konulu konferansta konuştu.

Feyzioğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Cumhuriyet hiçbir zaman milletin değerleriyle çatışmadı. Mustafa Kemal Atatürk milletin dini değerleriyle çatışacak bir çalışma yapmadı, vatandaşları hurafelerin zincirinden kurtardı. İnananlar bilim öğrenip İslam dinine daha hayran oldu. Dünyayı bilimle kavramayanın, yaradanın mucizesini saygıyla karşılaması mümkün değil. Cumhuriyet yaradana sevgiyle bağlanmanın önemini ortaya çıkardı.

Osmanlının büyüklüğü bilimde ve sanatta zamanın en ilerisini yakalamış olmasından geliyordu. Çöküşü ise her şeyin ordudan medet umulmasıyla başladı. Oysa her şey hukukta ve eğitimde başlıyordu. Hukukun üstünlüğü, farklı cinsiyetlerden ya da mezheplerden gelen herkesin bu vatan için bir olması ile sağlanacak. Hukuka güven zedelenirse vatandaş vatandaşlığını sorgular. Hukuk ve adalet ülkenin temelidir. Hukuk sadece gücü olanın lehine karar verirse o ülke temellerinden çatırdar. Nesiller kutuplaşır. Bu süreç millet olmayı zedeler.

Ne iddia edildiği gibi battık ne de birilerinin dediği gibi dünya bize imrenerek bakıyor. İkisi de değil. Birbirimizle kucaklaşacağız. Sadece fikri paylaşmak değil değiştirmek, geliştirmek önemlidir. İlkelere sarılırız fikirleri ise geliştiririz. Anayasada yazmasına rağmen sosyal devlet yönümüz zayıf. Siyasi düşüncelerimiz farklı olabilir. Her siyasi partiye oy veren kitlede çoğunluğun yüreği bu vatan için çarpıyor. Kalp kırarak yol yapılmaz.

Cumhurbaşkanlığı makamı benim için çok yüce. Ben o makamdaki kişinin bir siyasi partiye mensup olmasını doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanı herkesi kucaklamalı. Ben o makamı çok yukarda görüyorum. Talibim demek haddini bilmemektir ama görev verilirse kabul etmemek ise şımarıklıktır. Kapıda gözcü de oluruz, bu ülke için her mücadeleyi veririz.

Ben geri dönüşü olmayan her cezaya karşıyım. Çünkü yargının yanlış karar verdiği anlaşıldığında bir insanı fiziksel olarak bir mahrumiyete bırakmış olacaksınız. İdama da kesinlikle karşıyım. Siyasetçiler cinsel istismar ve şiddet vakası ortaya çıktığında gündem boşsa ‘cezaları arttıralım’ diyor çünkü en kolayı bu. Erkek ve kız çocuklarının eşit olduğu bilincini daha küçükken verilmesi gerekir. Bu ülkede ‘Asansörde kadın ile erkek birlikte çıkarsa zina olur’ diyen bir adamın kafasını anlamak mümkün değil. Başka bir dünyada yaşıyorlar. Ceza sadece bir sonuçtur. Eğitim ile bunların önüne geçilir. Kimyasal hadımın geri dönüşü varsa olabilir aksi taktirde karşıyım.