'FETÖ' TSK'daki Alevileri fişlemiş

Sivas'ta 'FETÖ'nün "askeri mahrem" yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınan ve etkin pişmanlıktan faydalanan astsubay, örgütün askeri personeli nasıl fişlediğini ve gizlenme taktiklerini paylaştı.

'FETÖ' TSK'daki Alevileri fişlemiş

Sivas’ta ‘FETÖ’nün “askeri mahrem” yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınan ve etkin pişmanlıktan faydalanan astsubay, örgütün askeri personeli nasıl fişlediğini ve gizlenme taktiklerini paylaştı.

Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ‘FETÖ’nün “askeri mahrem”  yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra etkin  pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan astsubay C.T, örgütle 1999  yılında tanıştığını belirtti.

C.T, çalıştığı kışladaki odasında ve dolabında 2000 yılında irticai  faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle arama yapıldığını, bir hafta sonra ise  sicilinin düşürüldüğünü iddia etti.

Bu durumu örgütten Ü.B’ye söylediğini, onun da sorumlusuna ilettiğini  aktaran C.T, bu kişinin kendisine, “Namaz kılmayı bırak, ima yolu ile kıl,  gerekirse alkol kullan, bunları yapmazsan senin ilişiğini keserler.” dediğini,  bunun üzerine gazinoda komutanın gözü önünde alkol aldığını kaydetti.

Kendisinden sorumlu kişinin evinde 2 yıl boyunca düzenli olarak  toplantılara gidip geldiklerini aktaran C.T, şunları anlattı:

“Burada namaz kılıp, Fetullah Gülen kitapları okuduk. Yine bir gün  toplantıda bizden sorumlu şahıs M.A.D, bilgisayardan excel dosyası açtı. Bu  dosyada birliğimizde görevli askeri personelin isimleri tek tek yazıyordu. Örgüt  sorumlusu bizden askeri personel hakkında bilgi istedi. Bilgi listesinde, siyasi  görüşleri, alkol kullanıp kullanmadıkları, namaz kılıp kılmadıkları, kadına olan  düşkünlükleri gibi bölümler vardı. Özellikle de Alevi olup olmadıkları  soruluyordu. Alevi askerlere ‘A Takımı’ ismi veriyorlardı. Ben listede adı geçen  askeri personelin sadece sigara ve alkol kullanıp kullanmadıklarını, evli bekar  olup olmadıklarını söyledim. Bu fişlemeler genelikle ayrı ayrı odalarda  yapılırdı. Bazen de beni dışarı çıkarırlardı.”

“SADECE SABİT HATTAN ARAMAMIZI İSTERLERDİ.”

Bugüne kadar devredildiği örgüt imamlarının numaralarının kağıda  yazılarak kendisine verildiğini dile getiren C.T, ifadesini şöyle sürdürdü:

“Ben bu numaraları cüzdanımda sakladım. Fakat son hanesi 99’a  tamamlanarak yazılırdı. Örneğin son 2 hanesi 51 olan bir numara yazılırken 48  olarak yazılırdı. Bu numaraları cep telefonumuza kaydetmezdik. Birbirimizle kendi  aramızda haberleşirken kesinlikle kendi cep telefonumuzdan aramamamızı, sadece  sabit hattan aramamızı isterlerdi. Benim bu zamana kadar işimle alakalı herhangi  bir cezam yoktur. 2014 başlarında bu örgütün pislikleri dökülmeye başlayınca  görüşmem olmamıştır. Bundan sonra da bunlar hakkında herhangi bir şey duyarsam  derhal yargıya gideceğim, söz veriyorum. Keşke Güneydoğu’da görevde olduğum zaman  içinde bulunduğum helikoptere isabet eden kurşun bana gelseydi de bugünleri  görmeseydim. En azından şehit olurdum vatan hainliği ile suçlanmazdım.”