Erdoğan: Üniversitelerde her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamı tesis ettik

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bugün üniversitelerde şiddete bulaşmadığı, terörü kutsamadığı sürece her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamı tesis ettik." iddasında bulundu.

Erdoğan: Üniversitelerde her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamı tesis ettik

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Saray’da düzenlenen TÜBİTAK ve TÜBA ödülleri töreninde konuştu.

Erdoğan konuşmasında, AKP iktidarı döneminde bilimde ve üniversitelerde büyük gelişmeler kaydedildiğini öne sürüp “Atılan adımlar sayesinde üniversitelerimiz bilim ve akademik çalışmalar yapılacak imkanlara kavuştu.” dedi.

Hedeflerinin Türkiye’yi dünyadaki tüm bilim insanları için bir çekim merkezi haline getirmek olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye’nin hemen hemen her yerinde kurulan ar-ge ve tasarım merkezleri bu çabanın somut örneğidir.” dedi.

AKP lideri, siber güvenlik yazılımı olarak geliştirilen Ahtapot’un bir kuvvet komutanlığına yapılan saldırıyı başarıyla engellediğini ve NATO tatbikatına dahil edildiğini belirtti.

Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“Bugün burada ülkemizin bilimsel araştırmalar alanında iki lokomotif kuruluşu olan TÜBİTAK ve TÜBA’nın ödül takdim töreni için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kendi alanlarında yaptıkları çalışmalarından dolayı hocalarımıza ve genç arkadaşlarımıza ödüllerini tevdi edeceğiz. Emekleri ve gayretleri için kutluyorum.

Genç bilim insanlarımızın gözlerinden yansıyan heyecan, gurur ve cesaret ülkemizin geleceği adına bize büyük umutlar aşılıyor. Böyle güzel iftihar tabloları yaşattıkları için genç araştırmacılarımıza teşekkür ediyorum.

2019 yılını ülkemiz genelinde Fuat Sezgin yılı ilan ettik.

Kültür ve medeniyet kökleriyle manevi hazinelerinden kopup yürüyen bilimsel çalışmaların eksik ve kopuk kalacağını unutmayalım. Asırlardır farklı kültür, medeniyet ve inançları buluşturmuş bir coğrafyanın kavşak noktasında bulunuyoruz. İnsanlık tarihine yön veren pek çok keşfin ilk nüvelerinin oluşturulduğu bir maziye sahibiz.

“KÜRESEL SİSTEM İSLAM ALEMİNE SÖZ HAKKI TANIMADI”

Ülkemizi geleceğe çok güçlü şekilde taşıyacak birikim milli hazinemizde bulunuyor. Ancak bu hazinenin kapağını açıp istifade edemiyorduk. İslam coğrafyası son dönemde o büyük oyunun malzemesi yapıldı. Kaynakları sömürüldü, sınırları yeniden çizilmiştir. Yeni küresel sistem İslam alemini çeperlere itmiştir. Bu yeni sistemde Müslümanlara ne kendi gelecekleri ne de insanlığın ortak geleceği hakkında söz tanınmamıştır.

Dünya 5’ten büyüktür. 194 üye var. 15 geçici üyenin hiçbir değeri var mı? Yok. Hani adalet üzerine kurulmuştu? Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden adalet diye bir şey aramayın, yok böyle bir şey.

Türkiye bilhassa son 16 yıldaki hamlelerle bağımlılık gömleğini parçalamıştır. Ekonomiyle birlikte sanayi, ulaşım ve teknolojide çok büyük mesafe kat etmiştir. İşte 16 yıl önce savunma sanayimizin sağladığı imkan yüzde 20’lerdeyken bugün yüzde 65’e tırmandı. Şu anda artık hem ülkemin, hem de ihracatla kendi ayakları üzerinde duran savunma sanayi var. Tüm bunları sessiz devrimlerle başardık.

“ÜNİVERSİTELER İLK DEFA BİZİM DÖNEMİMİZDE İLİM ÜRETİR HALE GELDİ”

Ülkemizin başarısının gerisinde ilmi çalışmaların önün açması, bilim insanlarını desteklemesi yatıyor. Bir dönem darbecilerin, cuntacıların, vesayet güçlerinin adeta eşik bekçisi gibi görülen üniversitelerimiz reformlarla değişim yaşadı. İlk defa bizim dönemimizde ilim üretim merkezleri haline geldi. Açık ve net söylüyorum, kapısına ikna odalarının kurulduğu üniversitelerden ne bilim çıkar, ne alim çıkar. Öğrencilerin yetişmesiyle değil de başörtüsüyle, sakalıyla uğraşan üniversitenin ne ülkeye ne millete faydası olur. Öğrencilerin vakitlerini laboratuvar yerine kavgalarla geçirdiği üniversitelerde Fuat Sezginler, Aziz Sancarlar hayat bulamaz. Özgürlüğün olmadığı yerde özgünlük de olmaz.

Bugün üniversitelerde şiddete bulaşmadığı, terörü kutsamadığı sürece her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamı tesis ettik.

Son 16 yılda sadece ekonomide, diplomaside değil, üniversitelerin özgürleşmesinde önemli adımlar attık. O yasakçı, hizipçi anlayıştan kurtarmak için uzun çaba harcadık. Atılan adımlar sayesinde üniversitelerimiz bilim ve akademik çalışmalar yapılacak imkanlara kavuştu.

Bilim insanının beşikte başlayan ve kabirde son bulan uzun yolculuğunun adı belli. İlim beşikte başlıyor, mezarda bitecek. İlim tahsilini meslek eden sizler de uzun bir yola revan olmuş insanlarsınız. Görevimizin sizleri desteklemek olduğuna inanıyoruz. Bilim insanlarımızın çalışmalarına büyük destekler veriyoruz. TÜBİTAK bilimin her alanında akademisyenlerin, araştırmacıların projelerine geri ödemesiz destekler veriyor. Ülkemizin milli teknoloji hamlesinin başarıya ulaşması teknoloji üreten bir topluma dönüşmesiyle mümkün.

Hedefimiz Türkiye’yi dünyadaki tüm bilim insanları için bir çekim merkezi haline getirmektir. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde kurulan ar-ge ve tasarım merkezleri bu çabanın somut örneğidir. Hudutlarımızın korunmasına gösterdiğimiz hassasiyetleri verilerimizi korumak için de göstermek zorundayız. Geliştirdiğimiz Ahtapot yazılımı bir kuvvet komutanlığına yapılan saldırıyı başarıyla engelledi ve NATO tatbikatına dahil edildi.

TÜBİTAK ve TÜBA’ya bu konuda önemli görevler düşüyor. Gayretleriyle, emekleriyle, eserleriyle şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”