Erbaş Tahran'da böyle konuştu: Suriye başta olmak üzere İslam topraklarında akan kandan biz mesulüz

"Suriye başta olmak üzere İslam topraklarında akmış ve akan kandan biz mesulüz. Filistin topraklarının hala işgal altında olmasından biz sorumluyuz. Bu sorunun çözülmesi için daha fazla gayret göstermeliyiz."

Erbaş Tahran'da böyle konuştu: Suriye başta olmak üzere İslam topraklarında akan kandan biz mesulüz

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, resmi temaslarda bulunmak üzere İran’ın Başkenti Tahran’a gitti.

Erbaş, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği İran’in başkenti Tahran’da, İran Dünya İslami Mezhepleri Yakınlaştırma Kurumu Genel Sekreteri Ayetullah Muhsin Araki ile bir araya geldi.

Ürdün, Katar ve İran’ı kapsayan 6 günlük bölgesel ziyareti kapsamında bugün Tahran’a giden Erbaş, İran heyetine AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletti.

Toplantının, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İran Mezhepleri Yakınlaştırma Kurumu arasındaki müzakereleri bir adım öteye götüreceğini aktaran Erbaş, göreve başladıktan sonra çok istemesine rağmen yoğun programdan dolayı İran ziyaretinin bugüne kadar gerçekleşemediğini ifade etti.

“Türkiye ve İran olarak ümmetin istifadesine sunacağımız çok iş ve hizmet var.” diye konuşan Erbaş, bunun önünde dahili ve harici engellerin bulunduğuna da dikkatleri çekerek, “Bize düşen bu engelleri izale ederek sabırla ve güçlü bir iradeyle İslam ümmetinin hayrı için çalışmaktır. İslam dünyası günümüzde büyük problemlerle karşı karşıyadır. Savaşlar, terör örgütleri, göçler, İslamofobi, hizipçilik, fakirlik ve cehalet bunlardan bazılarıdır.” dedi.

“SİYONİST VE EMPERYALİST GÜÇLER İKİ ÜLKE ARASINDA MÜNASEBETLERİN GELİŞMESİNDEN RAHATSIZ”

Bölgenin dost ve kardeş iki güçlü ülkesinin alimleri olarak problemlerin çözümüne yönelik katkı sağlayacak sorumluluklar yüklenmeleri gerektiğini belirten Erbaş, siyonizm ve emperyalist güçleri işaret ederek, “Siyonist ve emperyalist güçler kendi emellerine ulaşabilmek için kardeş ve dost iki ülke arasındaki münasebetlerin gelişmesinden asla memnuniyet duymamakta. Bilakis mevcut olan ayrıştığımız başlıkları özellikle medya ve sosyal medya mecralarında ön plana çıkararak sözüm ona ihtilaf mevzularının üzerinde ittifak yaptığımız konulardan daha fazla olduğu şeklinde algı oluşturma peşindeler. Bölgenin bu iki büyük dost ve kardeş ülkesinin alim ve akil insanları bu oyunun bozulması için elinden gelen azami gayreti gösterecektir inşallah.” ifadelerini kullandı.

‘AKAN KANIN VEBALİ BİZ ULEMALARDA’

Dünyada akan bir damla Müslüman kanının vebalinin ulema ve akil insanlar olarak kendi üzerlerinde olduğunu ifade eden Erbaş, “Suriye başta olmak üzere İslam topraklarında akmış ve akan kandan biz mesulüz. Filistin topraklarının hala işgal altında olmasından biz sorumluyuz. Bu sorunun çözülmesi için daha fazla gayret göstermeliyiz.” diye konuştu.

Ümmetin ilmi ve iktisadi alanlarda üreten değil her zaman tüketen durumda olmasında veballeri bulunduğunu söyleyen Erbaş, “Daha çok üretmeliyiz. İslam dünyasının siyasi ve sosyal alanlarda hala bir takım sorunlarla boğuşuyor olmasında alim ve akil insanlar olarak bizim sorumluluklarımız vardır.” açıklamasında bulundu.

‘GEÇTİĞİMİZ ASIRLARDA İSLAM MEDENİYETİ, İRAN VE TÜRKİYE’DEN DİĞER ÜLKELERE YAYILMIŞTI’

İran Dünya İslami Mezhepleri Yakınlaştırma Kurumu Genel Sekreteri Ayetullah Muhsin Araki de konuşmasında iki ülkenin iş birliği yaparak çok güzel çalışmalara imza atabileceğini söyledi.

İran ile Türkiye’nin bölgede ve dünyada etkili iki İslam ülkesi olduğunu vurgulayan Araki, “Bu iki ülke iş birliği yaparsa İslam aleminde büyük etkileri olacağını düşünüyorum. İran ve Türkiye’nin asırlar boyunca dünyada etkili rolleri olmuştur. Geçtiğimiz asırlarda İslam medeniyeti, İran ve Türkiye’den diğer ülkelere yayılmıştır. Bundan sonra ortak bir anlayışla aynı sürecin işletilebileceğini düşünüyorum.” değerlendirmesini paylaştı.

İran’ın önde gelen din adamlarından Dünya Mezhepleri Yakınlaştırma Yüksek Konseyi Başkanı Ayetullah Muhammed Ali Tashiri ise konuşmasında iki ülke arasındaki güçlü bağlara işaret ederek bu ülkelerin dünyada İslam için önemli hizmetler yapabileceğini ifade etti.

Tashiri, ‘stratejik ortaklık’ önerdiği konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye uzun yıllar İslam dünyasını yönetti. İslam dünyasının ona desteği vardı. İslam dünyasını yönlendiriyordu ve bunlar bizim Türkiye ile stratejik ortaklık yapmamızı gerektiren hususlar. İki dost ülkenin din adamlarının iş birliğiyle İslam dünyasının sorunlarının çözülmesini temenni ediyorum.”

Toplantıda ayrıca iki ülkenin daha önce mutabakata vardığı “Öğrenci bursları, 3 aylık ilmi dergi ve ortak Vahdet Konferansı” gibi çalışmaları yürütecek ve uygulamaya geçirecek ortak bir komite oluşturulması kararı alındı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’a Tahran ziyaretinde, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş, Başkan Yardımcıları Dr. Selim Argun, Prof. Dr. Ramazan Muslu, Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Dr. Burhan Erkuş, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Fatih Kurt, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Mehmet Savaş Polat’ın yanı sıra kurum yöneticileri de eşlik etti.

TAHRAN’IN ARDINDAN ÜRDÜN VE KATAR ZİYARETLERİ

Tahran ziyareti kapsamında Erbaş’ın, İran lideri Ali Hameney’in ofisinin uluslararası işlerden sorumlu Başkan Yardımcısı ve Uzmanlar Meclisi Üyesi Ayetullah Muhsin Kumi, Hamaney’in Hac İşleri Temsilcisi Gazi Asger, Kültür ve İletişim Kurumu Başkanı Abuzer İbrahimi Torkeman ve Cumhurbaşkanı Asistanı Hüccetulislam Ali Yunusi ile bir araya gelmesi de bekleniyor.

Bugün Tahran’da bulunan Erbaş’ın, 6 gün sürecek bölgesel ziyaret kapsamında Ürdün ve Katar’a gideceği açıklandı. Erbaş’ın Katar ve Ürdün’de de benzer açıklamalar yapıp yapmayacağı merak konusu oldu.