Elif Çakır'da utanma duygusu olduğu ortaya çıktı

Kabataş Yalanı'nın ortaklarından Elif Çakır, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'dan 1996 yılından beri utandığını yazdı.

Elif Çakır'da utanma duygusu olduğu ortaya çıktı

Haziran Direnişi sırasında Kabataş’ta bir belediye başkanının gelinine saldırıldığı yönünde ortaya atılan yalanın ortaklarından olan Elif Çakır, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’dan utandığını açıkladı.

AKP yönetimine mesafeli yandaş isimlerin toplandığı Karar Gazetesi’nde yazarlığa devam eden Elif Çakır, laiklik karşıtlığı ile bilinen ve bu özelliğini de çeşitli dönemlerde yaptığı skandal açıklamalarıyla gösteren İsmail Kahraman’ın makama gelişinden itibaren kendisini utandırdığını belirttiği sözlerini köşesine taşıdı.

Yazısında Kahraman’ın İP Genel Başkanı Meral Akşener’e söylediği sözleri, Çamlıca Camii için önerdiği ismi, Meclis’teki bir tiyatro oyunu sırasında kadın oyuncuların sahneye çıkmasına engel olmasını sıralayan Çakır, son olarak da Kahraman’ın Kültür Bakanı olduğu 1996 yılında Taksim’e cami yapma tartışmaları sırasında aldığı bir görevden alma kararıyla ilgili kullandığı sözleri hatırlatıp “İşte o gün İsmail Kahraman’dan utanmıştım. O gün bugündür beni utandırmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Ancak Çakır’da 1996 yılından beri Kahraman nedeniyle zaman zaman ortaya çıktığını söylediği utanma duygusunun, Haziran Direnişi sırasında ortak olduğu büyük Kabataş yalanı sözkonusu olduğunda yerini arsız bir pişkinliğe bıraktığı ve bu konuyla ilgili halen bir özür dahi dilemediği biliniyor. 2014 yılında AKP’nin militan yayın organı Star’dan ayrılıp iki yıl sonra Karar’da yazmaya başlayan ‘muhalif’ yandaş yazarın Kahraman’la ilgili utancını dile getirmek için yıllarca beklemesi de kendisinin siyasi ahlakıyla ilgili yeterli bir gösterge sayılabilir.

İşte Çakır’ın bugünkü (3 Nisan tarihli) yazısında o bölümler:

“İsmail Kahraman Meclis Başkanı olduğundan bu yana… “Laiklik yeni Anayasa’da olmamalıdır” dedi, yazmadım. Ne dediğini bilmiyor dedim. Bir kadın siyasetçi olan Meral Akşener ile ilgili olarak çıktı “Meral Kılıçdaroğlu” gibi yakışıksız laflar etti, yazmadım. Çünkü utandım.

Üsküdar’da gittiği bir Kitap Fuarı açılışında, Meclis Başkanı’nın tarafsızlığına, ciddiyetine, olgunluğuna yakışmayacak şekilde, çocukça sevindirik bir hal içerisinde çıktı, “Çamlıca’daki Caminin adı Recep Tayyip Erdoğan Camii olsun. Kendisinin kabul edeceğini zannetmiyorum ama zorlayalım kendisini. Oyunuza sığınıyorum, kabul edenler ve kabul etmeyenler? Saf demokrasi budur, oylama böyle yapılır” dedi. Bildiğimiz İsmail Kahraman dedim, bir şey yazmadım. Meclis Başkanlığı döneminden aklımda kalanlar bunlar.

Velhasıl demek istediğim tam olarak şudur: Sayın Kahraman’ın makamına, konumuna, yaşına uygun düşmeyen “tuhaf açıklamaları”, tavırları beni hiç şaşırtmadı, şaşırtmıyor.

***

Son olay malumunuz… TBMM “Çanakkale Şehitlerini Anma” gecesi düzenliyor. Devlet Tiyatroları bu gece için bir gösteri hazırlıyor. Hop. Gösteriye bir saat kala, kadın oyunculara sahneye çıkmayacakları söyleniyor. Haliyle kadın oyuncular “sebep” soruyorlar. “Sebebin” Meclis Başkanı olduğu açıklanıyor. Sahneye çıkamayacakları “ancak sahne kenarında, merdivenlerde” durabilecekleri söyleniyor. Neresinden tutsanız elde kalan, parça parça dökülen bir rezalet. Fakat, asıl utanç verici olan adı üstünde, büyük harflerle yazılı Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin Başkanının “Kadınlar oyuncular sahneye çıkartılmadı” iddiasına verdiği ilk cevap. Şöyle demiş: “Zavallılar, inşallah düzelirler.”

Sayın Kahraman oldukça merhametli elbette, tepki gösteren zavallıların durumuna “acıyormuş”. Neden? Efendim, Sayın Kahraman, “Oldukça muhteşem bir faaliyet yapmış. Çanakkale’nin manasını bilmeyenler, tarih duygusuna sahip olmayanlar, bu muhteşem faaliyetten bahsetmiyormuş. Zaten ortada sahne yokmuş. Tiyatro eseri de yokmuş. Yer yokmuş.” Velhasıl kamuoyu şaşkın.

Ben de diyorum ki. Şaşırmayın. Bakınız. İsmail Kahraman dediğimiz zatı muhterem, bilinmedik bir kişilik değil. Sonradan değişmiş falan değil.

Hatırlayınız. Yıl 1996. Dönemin Kültür Bakanı İsmail Kahraman. Taksim’e cami tartışmaları gündemde. Kültür Bakanı olarak çıktı “Taksim’de çok sayıda kilise var ancak bir cami yok. İnşallah Taksim bu ayıptan kurtulacaktır.”

Türkiye’nin en önemli sanat tarihçisi olan Sayın Prof. Semavi Eyice o sırada Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı. Sayın Eyice’ye soruldu ve kendisinin söylediği özetle şuydu: “Cami yapılacaksa mimarisinin tarihi dokuya uygun olmasına dikkat edilmeli.”

Vay sen misin bunu söyleyen!

Sayın Eyice görevden alındı. Yetmezmiş gibi İsmail Kahraman bir de kameralar karşısına geçip konuştu. “Alnı secde-i rahmana değmemiş, Hristiyanların piyonu olan birisi. Ben de onu kolundan tuttum, kapının önüne koydum” dedi. İşte o gün İsmail Kahraman’dan utanmıştım. O gün bugündür beni utandırmaya devam ediyor.”

http://gazetemanifesto.com/2017/02/15/kabatas-yalancisi-cozumu-buldu-sadece-erdogan-baskan-olsun-sonra-bu-yetkiler-kaldirilsin/