Çürümüş düzeniniz batsın

Ne bu yazı bir magazin yazısı ne de bu yazıya konu olan “esas” magazinin konusu. Mevzumuz güzelim memleketimizin aslında hiç de layık olmadığı bu çürümüşlük...

Çürümüş düzeniniz batsın

Alev Doğan

Ne bu yazı bir magazin yazısı ne de bu yazıya konu olan “esas” magazinin konusu. Mevzumuz güzelim memleketimizin aslında hiç de layık olmadığı bu çürümüşlük.  Olsa olsa sosyoloji biliminin konusu olacak bu vakanın magazin sayfalarında yer alması ise bu çürümüşlüğü yaratanların ucuz bir manipülasyonu yalnızca.

Mustafa Ceceli  -piyasada bilinen lakabı ile Hacı Mustafa-  isimli AKP yandaşı “müzisyen” eski eşi Sinem Gedik’in evine gizli kamera yerleştirme suretiyle elde ettiği görüntüleri internete yükleyerek kamuoyunun gündemini meşgul etmişti malumunuz. Görüntülerde Gedik’in şarkıcı İntizar ile bir ilişkisi olduğu ortaya çıkarken, Ceceli bunu ortak çocuklarının velayetini almak için yaptığını ifade etmişti.

Sinem Gedik’in avukatı Eda Salman Bayraktar ise yaptığı açıklama ile servis edilen görüntülere ilişkin şunları kaydedecekti;

“Müvekkilim Sinem Gedik’e karşı, eski eşi Mustafa Ceceli tarafından açılan ‘velayetin değiştirilmesi’ davasında, dosyaya Mustafa Ceceli vekili tarafından sunulan, hukuka aykırı delil niteliği taşıyan, edinilme şekli itibariyle suç teşkil eden bir takım görüntüler, davadan iki gün sonra basın yayın organlarına servis edilmek suretiyle yayınlanmaya başlamıştır.

Öncelikle bilinmesini isteriz ki, müvekkilin eski eşi tarafından müvekkile dava öncesinde velayete dair herhangi bir talep iletilmemiş, velayet hususu taraflar arasında bir kez dahi gündeme gelmeden, doğrudan dava konusu edilmiştir. Söz konusu velayet davası, yayın yasağı dahi talep edilmeksizin, kamuya açık şekilde açılmıştır. Söz konusu davaya ilişkin yayın yasağı, tarafımızca istenmiştir.

Velayet davalarının amacı ‘çocuğun menfaatinin, manevi bütünlüğünün korunması, sağlıklı gelişiminin temini’ iken, ortak çocuğun korunması gereken tüm bu değerlerini, asıl bu kötü niyetli dava yok saymış; ortak çocuğun menfaatleri söz konusu davanın açılmasıyla kendiliğinden zarara uğramıştır.”

Hukuka aykırı delil niteliği taşıyan bu görüntülerin dosyaya konulması öncelikle velayeti talep edilen çocuğun duygusal istismarından başkaca bir şey değildir; burada şerhimizi düşelim. Bakın hukuka aykırı diyoruz. Bu görüntülerin çekilmesinin tek bir sebebi vardır, kamuoyunda basınç oluşturmak. Çünkü bizim o büyük ahlakımız nedense küçücük çocukların istismarına sessiz kalırken, boşanmış özgür ve cinsel yöneliminin sadece kendisini ilgilendirdiği bir kadının eski kocasına karşı oldukça hassastır.

Geçiniz!

Yalnızca kendisini ilgilendirmesi gereken ibadetini, bir reklam malzemesi olarak kullananların, insanların dini duygularını istismar edenlerin; şanı şöhreti buharlaşmasın diye, komşusu aç yatarken, Saray sofralarında el etek öpenlerin; çocuklar ölürken, istismara uğrarken sessiz kalanların paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

Kaynanasının diz kapağından, küçücük çocukların saçının teline, her şeyden ama her şeyden tahrik olacak kadar sapıklaşmış aklı fikri ve zikri yalnızca bu yönde çalışan hacıların, hocaların, şeyhlerin paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

Irmağının akışına ölürüm deyip, zenginliklerine zenginlik katmak için bu memleketin evlatlarını zehirlemek pahasına uyuşturucu trafiğini elinde tutan, bu ülkenin ilericilerinin kanıyla banyo yapacağı tehditlerini savuran çete liderlerinin paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

9 yaşındaki kız çocuklarının evlenmesi yönünde cevazlar veren tarikat liderlerinin paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

Hamile çocukları “normalleştiren” anlayışın paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

Her yurdunda ayrı bir istismar vakasının yaşandığı cemaatlere çocuklarımızı teslim etmeye çalışanların paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

Kendisinden olmayanı mürted ilan eden, kafa kesen, kadınları köle pazarında alıp satan, bombalarla yurttaşlarımızı yüzer yüzer katleden tekfirci anlayışı bize “özgürlük savaşçısı” diye pazarlayanların paydaşı olduğu bu çürümüş düzenin ahlak anlayışı ile bizim derdimiz var.

Çünkü Nazım Hikmetlerin, Aziz Nesinlerin, Mahzuni Şeriflerin, Aşık Veysellerin ölesiye sevdiği bir halk bu ve yine emperyalizme karşı mücadele ederek kendi kaderini kendi eline alabilen bir halk bu çürümüşlüğe layık değil.

Bir daha tekrar olsun; ikiyüzlü ahlakınız da çürümüş düzeniniz de yerin dibine batsın…

Batacak da…

Çünkü bu topraklarda bu dikiş tutmaz, tutmayacak.