Cumartesi Anneleri'ne 702. Haftası'nda yine yasak

İçişleri Bakanlığı tarafından Cumartesi Anneleri'nin 1995'ten bu yana gerçekleştirdiği oturma eylemi yine yasaklandı.

Cumartesi Anneleri'ne 702. Haftası'nda yine yasak

İçişleri Bakanlığı tarafından Cumartesi Anneleri’nin 1995’ten bu yana gerçekleştirdiği oturma eylemi yine yasaklandı.

Cumartesi Anneleri’nin 702. Hafta eylemi için biraraya gelen kitle saat 11.30’da İHD önünden Galatasaray meydanına yürüyüşe geçti. Büyükparmakapı sokakta önleri kesilen Cumartesi Anneleri oturma eylemine burada başlayarak basın açıklaması gerçekleştirdi.

‘Beni engelleyemezsiniz’

Polisler tarafından saldırıyla tehdit edilen ve Galatasaray Meydanı’na yürüyüşleri engellenen Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız, “Ben anneyim, oğlumun akıbetini soruyorum, beni engelleyemezsiniz” diyerek fenalık geçirdi. Bunun üzerine polis Hanife Yıldız’a “Şov yapma” diyerek tepki gösterdi.

Polisin hukuksuz engellemeleri nedeniyle basın açıklaması Büyükparmakapı sokakta gerçekleştirildi. Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu. Tosun açıklamasında, “Gözaltında kaybetme, uluslararası hukukta insanlığa karşı işlenmiş suç olarak tanımlanır. Uluslararası hukuka göre herkesin gözaltında kaybedilmeden korunması ve bu suçun etkili bir biçimde cezalandırılması devletlerin yükümlülüğüdür. Bizler kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak 702 haftadır devletin bu yükümlülüğünü yerine getirmesi talep ediyoruz. Galatasaray’daki 700. buluşmamıza saatler kala ağır bir polis şiddeti ile darbedildik, gaz bombalarının hedefi olduk, işkence gördük, yaralandık, gözaltına alındık. Bugün de gözaltında kaybedilen sevdiklerimizle buluşma mekanımız olan Galatasaray Meydanı tomalar, iş makineleri, çelik ve beton bariyerler ile kuşatıldı. Elimizdeki fotoğraflara ve karanfillere karşı ağır silahlı polisler konuşlandırıldı” ifadelerini kullandı.

‘Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz’

Polisin engellemesine rağmen konuşmasını tamamlayan Besan Tosun, “702. haftamızda 24 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin ile ilgili gerçekleri açıklıyoruz. 12 Eylül 1994 sabahı, 35 yaşındaki Kenan Bilgin, Ankara Dikmen’de otobüs durağında sivil polislerce gözaltına alındı. 11 kişi Kenan Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesinde işkencede gördüklerine dair tanıklık etti. Ancak onun gözaltına alındığı bugüne kadar inkar edildi. Tüm yasal girişimler sonuçsuz kalınca dava AİHM’e taşındı. AİHM’deki yargılama sonucunda Mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını, kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güıenlik güçlerinin elinde bulunduğunu ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını ve bundan sonra akıbetinin ne olduğu konusunda hiçbir kayıt ve bilginin bulunmadığını tespit etti. AİHM’in tespitine rağmen etkin bir soruşturma yürütmeyen Ankara Cumhuriyeti Başsavcılığı ‘Kovuşturmaya yer olmadığı’ kararını verdi. Ömrü, oğlunun akıbetini öğrenmeye yetmeyen Fincan Bilgin’in bıraktığı yerden Kenan Bilgin için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. Yaşam adına, barış adına, insanlık ve vicdan adına Kenan Bilgin’i ve kayplanmızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.