Ejder Meyveli Smoothie, Efuli, Aloevera ve bizim domates

ÇİVİ YAZISI | Ejder Meyveli Smoothie, Efuli, Aloevera ve bizim domates

Ejder Meyveli Smoothie, Efuli, Aloevera ve bizim domates

Ejder Meyveli Smoothie (Chia tohumu eşliğinde), Efuli (Liçi meyvesi eşliğinde), Aloevera (Starex meyvesi eşliğinde), Orman Meyveli Special, Bahçe Naneli Limonata…

Tatlarına dair bir fikrimiz olmasa da artık görüntülerine vakıfız. Tane ya da 200 gramının ağzımızı açık bırakan fiyatlarına da…

Devamla, Pataşur içerisinde Çerkez Tavuğu, Zencefilli Somonlu Suşi, Tartalet içerisinde Antakya usulü Humus, Susamlı Levrek Simidi, Aydın usulü kuzu çöp şiş…

30 Ağustos Resepsiyonu mönüsü. Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin mutfağından.

Sabah yazarı Engin Ardıç, evirmiş çevirmiş bu ‘değişik’ yiyecek ve içecekleri de Kemalizm’e bağlamış. Biz tarihin 30 Ağustos olması dışında Kemalistlerle bir bağ kuramasak da, Ardıç “Kemalist yazarlar kıyameti kopardılar ‘Fakir çocuğu’ Erdoğan’a yakışıyor muymuş?’” deyip başlamış yemekleri savunmaya.

“Ejder” diye pek çoğumuzun henüz tanıştığı kırmızı kaktüs meyvesi yabancı bir yerde değil, Mersin’de yetiştirilmiş. Tanesi 15 lira olan bu meyvenin alıcısının ne kadar çok olduğunu, üreticinin meyve yetiştiremediği haberlerini okuyoruz. Sen almıyorsun, ben almıyorum; Rusya alırmış, Dubai alırmış bir de Külliye işte… Ardıç “Kemalistler kızacaklar ama Mersin’de yetiştiriliyor” diyor.

Kilosu 4000 liraya satılan “beyaz çay” da Rize’de yetiştiriliyor. Türkiye’nin tanıdığı bir firma, ÇAYKUR, bir dizi kamu kuruluşu ile birlikte Varlık Fonu’na devredildi, hala Katarlılara satılmadı mı, bilmiyoruz. Bu fiyata hala zarar ettiği iddia edildiğine göre ya az “beyaz” çay tüketiliyor ya da alıcısı “Ejder” meyvesi kadar çok değil. Zarar eden kurumları “sağ olsun” Katarlılar alıyor ya, Varlık Fonu’ndan kelepir fiyata.

Karşı tezi şöyle: “Eee, ne var bunda?
Türk yemekleri vermeliymiş herhalde.
Türk Hava Yolları bunu yapıyor, “yabancı yolcu imambayıldımızın tadına baksın” diye ama… Bir 30 Ağustos davetinde “Türk’e Türk yemekleri” mi tanıtılacaktı?
“Atatürk severdi” deyip kurufasulya-pilav mı verilecekti?
“Çanakkale kahramanları bunu yemişlerdi” deyip buğday aşı mı yoksa?
“İslam yemeğidir” diye “maklube” verselerdi bu sefer de onunla dalga geçilecekti…”

Yazısının başlığı “bozkır damağı” Ardıç’ın; bozkır demişken, akla tahıl gelirdi, başta buğday gelirdi. Türkiye’nin Rusya’dan ve hatta Meksika’dan ithal ettiği buğday. Hangi buğday aşından bahsediliyor şimdi?

Popülizm, “Sen milletin adamı olsan, 1153 odalı sarayın olmaz” diyenlerin, sarayın en görkemli yerinde, “havuzlu bahçe”de 30 Ağustos tokalaşması için sıraya girmesidir olsa olsa. Aynı “kumaş”tan yapılmış lüks ceketlerlerin tokalaşma seremonisi, bir seçimde ayrı düşülmüş ne gam… Bahçeli’den biliyoruz, “Türk sağı” her daim ekmeğinin peşinde!

Ejder Meyveli Smoothie, Efuli, Aloevera, Orman Meyveli Special, karşınızda milletin evi! “Yabancı” konuklar gelince bir tür strateji olarak “gösteriş” sanatı kullanılıyor diye savunuldu bu şatafat, itibar hesabı, Hande Fırat’ı “hamdolsun iyiyiz”e ikna etmek için mi şimdi bunca çaba?

Hürriyet’ten Vahap Munyar diyor ki “Cumhurbaşkanlığı Sosyal Hizmetler Müdürü Seyit Başkonak yanımıza geldi:
Ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin maketinin bulunduğu masayı işaret etti:
Bunu, ‘Milletin evinden ikram’ gibi bir konsept olarak düşündük…
Başkonak ve ekibi, ikramda birçok lüks oteli geride bırakacak iş çıkarıyor…”

Zenginin ‘Starex suyu’ karnı aç emekçinin zihnini yoruyor… Bir bardak Starex suyuna 10 meyve kullansak, meyvenin tanesi 45 liradan olsa… Kaç konuk damladı resepsiyona, vay babanın Starex tarlasına…

Biz ayrı faturaların, ayrı mutfakların, ayrı damak tatlarının insanlarıyız… Aramızda kocaman bir sınıf farkı var.

“Erdoğan’a çamur atıyorlar ama bunların müşterileri oylarını zaten CHP’ye veriyorlar, nefeslerini boşuna tüketmesinler.” diye bir klişeyle bitirmiş savunusunu Ardıç. Geçti efendim fakir edebiyatıyla oy toplama, şimdi herkesten zenginsiniz, konuklarınız bu memleketin en zenginleri.

Popülizm aracı olarak “Boğaz’da yalısında viskisini yudumlayan” ve CHP’li addedilen seçmenler, 2015’te viskisini yudumlayan ve aynı zamanda şer*fsiz “HDP seçmeni” ilan edildi, Bahçeli tarafından!

Bu klişedeki sınıf, zengin sermayedarlar sınıfı AKP aracılığıyla kabuk değiştirdi, tarz değiştirdi, bıyık değiştirdi, içecek değiştirdi, yalıdan da Saray bahçelerine taşındılar. Katar dostu eski takunyalı burjuvazi, şimdilerde günahı yok diye Ejder Meyveli Smoothie tercih ediyordur, sadece ‘tesettür sektörü’ne baksanız şatafatı görürsünüz. Mesele giyim, kuşam, yeme, içmeden çoktan çıktı. Mesele “Sınıf” meselesidir.

Mesele popülizmden olabildiğince uzak bir gerçekliğe işaret ediyor, damak tadı deyip geçme, bu kavga domatesin fiyatını borsa misali takip edenlerle, Ejder meyveli Smoothie’cilerin kavgasıdır.