CHP'li vekillerin Eren Erdem ile görüşmesine izin verilmedi

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, tutuklanan eski CHP Milletvekili Eren Erdem’in durumuna dair son gelişmeleri anlattı

CHP'li vekillerin Eren Erdem ile görüşmesine izin verilmedi

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, 24 Haziran seçimlerinin ardından, hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulan ‘FETÖ’ davası ile ilgili olarak gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan eski CHP Milletvekili Eren Erdem’in durumuna dair son gelişmeleri anlattı. Adalet Bakanlığı’ndan Eren Erdem’i cezaevi ziyaretine izin verilmediğini belirten Tanal, cezaların adalet ve eşitlik ilkesine dikkat çekerek, “Bir milletvekili olarak ben, bir hırsızla, bir yankesiciyle, bir dolandırıcıyla, bir gaspçıyla, bir tecavüzcüyle görüşmek istediğim zaman Adalet Bakanı izinsiz görüşmeme izin veriyor, ancak ve ancak Eren Erdem’le ve siyasi suçlularla görüşmemize izin vermiyor” diye konuştu.

Meclis Genel Kurulu’nda grubu adına önerge üzerine grubu adına söz alan Tanal’ın konuşması şöyle:

“Sayın Başkanım, dün Silivri Cezaevine gittim ben. Silivri Cezaevi’nde, önceki dönem milletvekilimiz Eren Erdem’le görüşme talebinde bulundum. Adalet Bakanlığı izin vermedi. Bakın Değerli Başkanım, Eren Erdem bizim bir önceki dönem milletvekilimiz ve siz, önceki ve şimdiki tüm milletvekillerinin hakkını, hukukunu savunmakla yükümlüsünüz. İnfaz Yasası’nda açık hüküm var. İnfaz Yasası’ndaki hüküm: Bir, cezaların adalet ve eşitlik ilkesi içerisinde infaz edilmesi lazım. İki, insan onuruna yakışır bir şekilde infaz edilmesi lazım. Üç, hukuk devletine uygun bir şekildi infaz edilmesi lazım. Dört, sosyal devlet ilkelerine uygun bir şekilde infaz edilmesi lazım. Bir milletvekili olarak ben, bir hırsızla, bir yankesiciyle, bir dolandırıcıyla, bir gaspçıyla, bir tecavüzcüyle görüşmek istediğim zaman Adalet Bakanı izinsiz görüşmeme izin veriyor, ancak ve ancak Eren Erdem’le ve siyasi suçlularla görüşmemize izin vermiyor. Ben kınıyorum burada. Adalet Bakanının bu hukuksuz, keyfî davranışını kınıyorum. Bunun arkasında hukuki bir gerekçe yok, anayasal bir gerekçe yok, uluslararası sözleşmelere dayanan bir gerekçe yok; tamamen tek bir gerekçe var: Tecrit. Tecrit bir insanlık suçudur.

Adalet Bakanının bu insanlık suçunu işlemesinden vazgeçmesini talep ediyorum. Hepinize selam ve saygılarımı iletiyorum.”