CHP değişir mi?

Büyük bir hava yaratılmış­tı. Kılıçdaroğlu CHP’nin ba­şına geçtiğinde, bugünkü tab­loya benzer ve neredeyse tıpa tıp bir söylem tutturulmuştu...

Büyük bir hava yaratılmış­tı. Kılıçdaroğlu CHP’nin ba­şına geçtiğinde, bugünkü tab­loya benzer ve neredeyse tıpa tıp bir söylem tutturulmuştu. Umut ve değişim sloganları, 2010 yılında Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasıyla bir kez daha karşımıza çık­mıştı.

CHP’nin umutsuz halinin, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla ortadan kalkacağına dönük büyük bir propagandaya maruz kaldığımızda, bunun bir kez daha ülkemizin laik, yurtsever ve cumhuriyetçi halkımıza göz göre yalan an­lamına geldiğini anlatmaya çalışmıştık.

Bugün de benzer durum yok mu? Şimdi Kılıçdaroğlu yerine İnce, umut ve değişim olarak pazarlanıyor.

Gösterdikleri, propaganda ettikleri burası: Genel Başkan değişirse, CHP şaha kalkacak, AKP karşısında yeni bir umut olacak diyorlar.

Kılıçdaroğu için de söyle­mişlerdi, bugün aynısını İnce için de söylüyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığının nasıl bir basi­retsizlik hali olduğunu hepi­miz görmedik mi? İdeolojik bulanıklık ve siyaseten yal­palama bugünkü CHP’nin fo­toğrafını oluştururken aynı zamanda her kesimden ismin parti yönetimine doluştuğu bir bulamaç var karşımızda!

Peki İnce farklı mı?

Kılıçdaroğlu, Partinin çiz­gisini Kemalizm’den libera­lizme kaydırırken İnce’nin hiç farklı olmadığını cumhurbaş­kanlığı seçim sürecinde gör­medik mi? “Uyum” İnce’nin ağzından hiç düşmüyordu. AB ile uyum, toplumsal uyum ve hatta AKP ile uyum.

Erdoğan’ı sarayda ziyaret etmiş, sonrasında basına dert­leştik diye demeç verecek ka­dar bu “uyumu” dışa vuran bir İnce gerçeği karşımızda dur­muyor mu?

İnce’nin Kılıçdaroğlu’n­dan farkı bulunmuyor. Parti­nin çizgisini daha sağa çekme konusunda birbirleriyle yarışı­yorlar aslında. Çünkü bugün CHP içindeki kavga, bir dava ve ideoloji kavgası değil, ta­mamen başta yerel belediyeler olmak üzere buralardaki rant kavgasıdır. Bu kavganın ve delege imza yarışının altında yatan en önemli neden budur.

Tam da bu yüzden, “kırk yıldır kani, olmaz yani” de­dirtecek bir gerçek karşımızda duruyor. CHP’nin bütün tari­hi sol gösterip sağ vurmakla geçmiştir. Bugün bir kez daha aynı senaryo ile karşı karşıya­yız.

Mesele açık. Toplumsal alanda gerçek bir örgütlenme­ye dayanmayan ve siyasal bir davayı ve misyonu kendisine biçmeyen bir CHP’nin başarısı şansı yok.

CHP’deki bütün değişim­lerin altında yatan en önemli neden, düzen siyasetinde ya­şanan değişimlerdir. AKP-li­beral-FETÖ ittifakının düzen siyasetinde tasfiye operasyonu CHP’yi de vurmuştu ve Bay­kal bu süreçten nasibini almış­tı. Bugün de yeni bir gerici re­jim tesis edilirken CHP’nin bu yeni sürecin bir parçası haline gelmesi isteniyor. Yandaş ba­sında inceden inceye İnce’nin desteklenmesi, bu durumu göstermiyor mu?

CHP, bir düzen partisi.  Düzenin müzmin muhalefet partisi. Bugünkü koşullarda CHP’de büyük bir değişim beklemek hayal. Hele hele 24 Haziran seçimlerinden son­ra başkanlık rejimine geçişle birlikte CHP’nin toplumsal bir değişime ya da siyasal bir çıkışa imza atması beklenme­melidir. CHP içindeki iktidar kavgasının bir kez daha emek­çi halkımızda sahte umutlara yol açmasına mahal verilme­melidir.