Çalışanların ifadeleri ile krizin sektörlere etkileri

İşletmelerin durumları hakkında birebir ulaştığımız kişilerin ve farklı sektörlerde çalışanların sosyal medya üzerinden yaptıkları bilgi paylaşımlarını bir araya getirdik.

Çalışanların ifadeleri ile krizin sektörlere etkileri

Ekonomi Haberleri Servisi

Ekonomik krizin derinleşmesi ile farklı sektörlerdeki yansımaları gözle görülür boyutlara gelmeye başladı. Döviz kurlarının yükselmesi ile hammadde konusunda Türkiye’nin dışa bağımlılığı birçok sektörü durma noktasına getirdi. Son ürün olarak ithal edilen ürünlerde ise yüksek fiyat artışları mevcut. İşletmelerin durumları hakkında hem birebir ulaştığımız kişilerin ve hem de farklı sektörlerde çalışanların sosyal medya üzerinden yaptıkları bilgi paylaşımlarını bir araya getirdik.

“İlaç Bulunamayabilir”

Döviz fiyatlarının en çok etkilediği sektörlerin başında ilaç, sağlık ve medikal ürünler sektörü geliyor. İlaç sektöründe birçok üretici ve ithalatçıda işten çıkarmalar mevcut. Bunun sebebini bir sektör profesyoneli sosyal medyada “Dün itibari ile çalıştığım şirket birçok ilaç grubunu kapattı. Bunun sonucunda ben ve birçok kişi işten çıkarıldık. İlerleyen dönemlerde işten çıkarmalar devam edecek ve ilaç bulunamayacak. İlaç ithalatında devletin belirlediği sabit kur kullanılıyor. Bugün itibariyle euro 7.6tl iken devlet hala kuru 2.69tl kabul ederek ve üstüne iskonto koyarak ilaç fiyatlarını belirliyor. Avrupadaki en düşük fiyatlara sahip 5 ülkenin birindeki bir ilacın satış fiyatı 100 euro olsun. Sağlık bakanlığı şu anda ilacın fiyatı maksimum 269tl olabilir diyor. SGK geri ödeme vermek için en iyi ihtimalle 41% (bazı durumlarda 70% e kadar çıkabiliyor) iskonto talep ediyor. Bu durumda ilaç şirketleri için ilacın net satış fiyatı 7.6euro kuruyla 760tl olması gerekirken 159tl oluyor, yaklaşık olarak Avrupa’daki en düşük fiyatın bile 20%si. İlaç şirketleri için bu durumun sürdürülebilir olmadığına eminim.” şeklinde ifade ediyor.

Başka bir sektör çalışanı ise eczacıların şu an birçok ilaca ulaşamadığını, stoklarda bulunmasına rağmen satılmadığına yönelik iddialar olduğunu belirtiyor. Çalışanın iddiasına göre, özel diyaliz merkezlerinin, 2018 başında tüm sarf malzemelerini yurtdışından aldığı için ciddi sıkıntılara girdiklerini, SGK’dan diyaliz seans ücretlerinin yükselmesi için taleplerde bulundular. Şehir hastanelerinin kurulması ile hastaları özel diyaliz merkezlerinden şehir hastanelerine çekme eğilimi olduğunu belirten çalışan “Şehir ve devlet hastaneleri, birçok sarf malzemesini medikal firmalarından ihale usulü ile alır. Son dönemlerde Türkiye’nin her yerinden ödemelerin geciktiğine dair haberler alıyorduk. Bugün karşılaştığım tedarikçi arkadaşım hastanelerin ödemeleri 2 yıla kadar geciktirebildiğini söyledi. Geçen yıl Fırat Üniversitesi’nden ödeme alamayan ve iflas eden bir tedarikçi başhekimi[1] öldürmüştü. Basında çok yer etmese de, sektörün içinde bulunan insanların şaşırmadığı bir olaydı bu.” ifadesini kullandı.

“2019 Zor Geçecek”

Büyük bir çimento fabrikasından bir çalışan ise çalıştığı şirketin durumunu sosyal medyada şu şekilde ifade ediyor: “Klinker üretim maliyetinde (çimento maliyetinin %80’ini oluşturan yarı mamül) nisan ayından bu yana, %20 civarında artış var. Üstelik yakıt (ağırlıklı olarak ithal petrokok ve yerli kömür) tarafındaki stok etkisi sebebiyle maliyetlere dolardaki artışın etkisi tamamen yansımadı henüz. Klinker maliyetinin %60’ı klinkeri üretmek için kullanılan yakıtın maliyetidir. Yaklaşık haziran ayına kadar ithal petrokok kalori başına en düşük maliyeti veren yakıt tipiydi ve ağırlıklı olarak ithal petrokok kullanılıyordu üretimde. Dolardaki artış sonrasında yerli kömür kalori başına maliyet açısından daha uygun hale geldi, fakat yerli kömürde de tedarik sıkıntısı var. Yani tamamen yerli kömür kullanarak klinker üretmek imkansız. 2019 başında yerli kömüre de ciddi oranda zam gelmesi bekleniyor zaten. Satış tarafında şu an için bir bozulma yok, fiyatlardaki artışa rağmen. Devam eden ve bitirilmesi gereken işlerin etkisiyle bütçe miktarları yakalanıyor ama 2019 daha zor geçecek gibi.”

“Kimyada İç Pazar Kapanacak”

Kimya sektöründen bir çalışan ise, tüm hammaddelerin ithal olduğunu, bu yüzden döviz kurundan zarar görmemek için çalıştığı şirketin ihracata yönelik satışa yöneldiğini, ilerleyen dönemde ise yurtiçi pazarını tamamen kapatabileceğini, çalışan çıkarabileceğini ifade ediyor.

“Medya Komada”

Medya sektöründe ise durum farklı değil. Ciner Medya’nın küçüleceği ve yüzlerce kişinin işsiz kalacağı iddiası daha önce gündeme gelmişti.[2] Bu bağlamda SHOW TV magazin servisinde küçülmeye giden Ciner Medya, bununla beraber BloombergHT’den 75 kişinin işten çıkarılacağı ve BusinessHT’nin kapatılma ihtimali medya kulis haberleri yapan bazı sitelere yansımıştı. Döviz kurunun vurduğu görece daha ufak yayın kuruluşlarında da durum farklı değil. Leman dergisi bu hafta cep boyutunda yayın yaptı. Birgün gazetesine konuşan Leman Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün ise “Kâğıtta sıfır yerli üretim olduğu için kurdaki yükseliş yayıncılığı komaya sokar. Nitekim içinde yaşadığımız süreç de budur. Koma, yoğun bakım gerektirir. Ortada böyle bir durum da olmadığına göre vaziyet ümitsizdir. Türkiye’deki medya kontrolünün yüzde 80-90’lar oranında hükümette olduğunu düşünürsek onlar açısından sorun yoktur. Dışarıda kalanlar süreli yayınlanan dergiler ve kitap yayıncılığı açısından ise ölümcül eşiğe varılmak üzere. Bu, ülkenin zaten çölleşmiş olan kültürel hayatının tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Yani durum ciddi. Bunların etkileri ise onlarca yıl telafi edilemeyecek bir kayba yol açacaktır.” ifadesini kullanmıştı. Bununla beraber Akgün 2005’te SEKA kağıt fabrikasının kapatılması sürecine de röportajında değinip, kağıdın tamamen ithal olduğu süreçte yayıncılığın zora gireceğine de değinmişti.

Yine hafta içinde Ayrıntı Yayınları yükselen kağıt masraflarından dolayı zam yapmak zorunda kaldığını açıkladı. Sözcü gazetesi ise gazete fiyatını hafta içi 1.25 TL’ye çıkartıp, hafta sonu magazin ekini kapattığını açıklamıştı. Aynı şekilde son 1 ayda Sözcü’den 14 kişi işten çıkarılmıştı. Bazı gazeteler ise yükselen maliyetlerden ötürü kurban bayramında basılamadı.

Henüz birçok sektörde hammadde depoları dolu olduğu için döviz kurunun yükselişi tam olarak yansımadı. Ancak ilerleyen süreçte Türkiye ekonomisine nasıl etkisi olacağı hep beraber göreceğiz.

 

[1]: Bahsedilen olay Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Said Berilgen cinayetidir.
[2]: http://gazetemanifesto.com/2018/ciner-medya-kuculuyor-yuzlerce-calisan-issiz-kalacak-201159/