BMİS Başkanı Adnan Serdaroğlu ile görüştük: Biz grev hakkımızı sonuna kadar kullanacağız!

Birleşik Metal İş Sendikası (BMİS) olmak üzere metal işçileri grev kararı alırken patronların sendikası MESS de lokavt kararı aldı. Metal işçilerinin bu sürecini DİSK’e bağlı BMİS Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile değerlendirdik.

BMİS Başkanı Adnan Serdaroğlu ile görüştük: Biz grev hakkımızı sonuna kadar kullanacağız!

130 bin metal işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkandı. Başta Birleşik Metal İş Sendikası (BMİS) olmak üzere metal işçileri grev kararı alırken patronların sendikası MESS de lokavt kararı aldı. Metal işçilerinin bu sürecini DİSK’e bağlı BMİS Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile değerlendirdik.

Metal sektöründe uzunca bir süredir MESS ile toplu sözleşme görüşmeleri sürüyor. Bu toplu sözleşme görüşmeleri tıkandığı için bir süredir fabrikalarda eylemler düzenliyordunuz. Şimdi de 2 Şubat’ta bir grev ilan ettiniz. Bu grev için beklentileriniz nelerdir?

Grevi sonuna kadar bir hak arama aracı olarak kullanacağımızı ilan ettik. Bu grev işverenin tavrını ne kadar değiştirir, bizim taleplerimize ne kadar yakınlaştırır bunları bilmek mümkün değil. Önemli olan bu grevi başarıyla başlatabilmek, sürdürebilmek, engelleri aşabilmek, işverenin üretimine önemli bir darbeyi vurabilmek.

Bunları gerçekleştirebildikten sonra muhtemeldir ki işverenler de adım atacaktır. Fabrikaların ana amacı üretim yapabilmek, kar yapabilmek. Eğer bu ortadan kalkarsa adım atacaklarını düşünüyoruz. Ama sonuçlarının ne olabileceğini kestirmek mümkün değil. Belki de hükümet grevi engelleyecek bir tutum içerisine girebilir. Biz başka şeyler yapabiliriz. Şu an kestirmek mümkün değil. Biz grev hakkımızı sonuna kadar kullanacağız.

Sizinle beraber sarı sendika Türk Metal ve yandaş sendika Çelik-İş sendikası da grev ilan etti. Her toplu sözleşme dönemi “işçiden kaçanlar” neden şimdi grev ilan etme zorunluluğu duydu sizce? Bu grev, metal işçisi için sizce 1978’teki büyük grevden sonraki en büyük fırsatı mı oluşturuyor, yoksa ortada danışıklı bir dövüş mü var?

Her ikisi de olabilir. Aslında danışıklı dövüş elbette var. Ama esas mesele geçen dönemlerde Türk Metal’in yaşamış olduğu sıkıntılardan kaynaklı; biraz sermayeyle beraber cilalama politikası yani onun yaşadığı sıkıntıları atma ya da farklı gösterme çabası var diye düşünüyoruz. Biliyorsunuz 2010’dan itibaren Türkiye’de 30 yıllık bu metal sektöründeki işbirlikçi düzen yıkılmaya başladı. Yavaş yavaş bu boyutlar yükseltilerek devam ediyor. 2015’te farklılaştı, oradan başka bir sendika çıkıp işyerinden ayrıldı. Metal sektöründe bir fırtına yaşandı. Türk Metal’e karşı bir başkaldırı ortaya çıktı. Bunların hepsi düzenin sarsıldığını gösteriyor ve düzeni yeniden dizayn etmek, inşa etmek için bir takım farklı yöntemler kullanıyorlar. O anlamda Türk Metal’in yapmış olduğu her işin işverenlerin bilgisi içerisinde yapıldığını düşünüyoruz ve ona bir avantaj sağlamak için, işçilerin gözünde parlatmak için eylemlere biraz göz yumuyorlar ama fabrikalarda çok etkin eylem yapmıyorlar. Bunlar kamuoyuna yönelik bir söylem içerisindeler. Çelik-İş tamamen olayın dışında. Fazla fabrikada yoklar, eylem de yapmıyorlar. Çelik-İş etkisiz eleman konumunda.

Daha önce sizin de çıktığınız bir dizi grev yasaklandı. Bu grev ile ilgili beklenti de benzer şekilde. Sizce MESS buna güvenerek mi hareket ediyor? Siz grev yasağı beklentisine karşı ne gibi bir hazırlık yaptınız?

MESS’in biraz daha adım atacağını düşünüyorum. Şu an biraz bizden çekiniyorlar, diğer sendikalar da çekiniyor. Şu ana kadar geçen seneki yanlışları yapma cesareti gösteremediler. Belki biraz daha adım atacak özellikle 3 yıl konusunda adım atmalarını bekliyoruz ama bizim onayımız olamayan bir şeye imza atamazlar.