AKP'nin Ankara adayı Özhaseki'den FETÖ açıklaması: Hani 'merhaba' demiş, bir yerde çay içmiş, el sıkışmış, fotoğraf çekilmiş,bunlar bir şey değil

AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Mart ayında yapılması planlanan yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Mehmet Özhaseki, katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulundu.

AKP'nin Ankara adayı Özhaseki'den FETÖ açıklaması: Hani 'merhaba' demiş, bir yerde çay içmiş, el sıkışmış, fotoğraf çekilmiş,bunlar bir şey değil

AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Mart ayında yapılması planlanan yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Mehmet Özhaseki, katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulundu.

Habertürk’ten Didem Arslan Yılmaz’ın Türkiye’nin Nabzı programına konuk olan Özhaseki, FETÖ “FETÖ’cülük konusunda kendisini murakabe edip arınma içine giren tek parti biziz. Sayın Cumhurbaşkanımız 17-25 Aralık sürecinde ‘Bunlara hak veren arkadaşlarımız varsa gitsin’ dendi. Hani ‘merhaba’ demiş, bir yerde çay içmiş, el sıkışmış, fotoğraf çekilmiş,bunlar bir şey değil. Ancak onların bankasına para yatırmak, destek manasında. Özellikle 15 Temmuz’da devam eden varsa, onlar zaten bizden uzaklaştı. Bizim birinci şartımız FETÖ’cü olmamaktır.”

‘Adayları nasıl belirlediniz? Hangi kriterlere göre, hangi stratejiyle belirlediniz?’ sorusuna Özhaseki, “Bakanlık döneminden önce genel başkan yardımcılığım vardı. Bütün belediye başkanı arkadaşımızla ilgili arşiv tutmuştuk. Anketler yapıyorduk, vatandaşlara çalışmaları, davranışlarını, giyim-kuşamlarını soruyorduk. 4 yıl kadar önce başladık. Her bir belediye başkanı arkadaşımızla ilgili 4-5 anket var elimizde. Teşkilatlarımızı dinledik. Gençlik kollarına, kadın kollarına, ana kademeye sorduk. Milletvekili arkadaşlarımıza sorduk.” yanıtını verdi.

Ardından Arslan’ın “Sayın Erdoğan’a danışarak yaptınız değil mi?” sorusuna ise Özhaseki, “Elbette. Sayın Cumhurbaşkanımızdan izin alındıktan sonra bu çalışmalar yapılıyor.” cevabını verdi.

‘Hani ‘merhaba’ demiş, bir yerde çay içmiş, el sıkışmış, fotoğraf çekilmiş,bunlar bir şey değil’

Özhaseki’nin söylemleri şöyle:

“Arkadaşlarımız ekibiyle o şehre gidip, vatandaşlara sordular. Her bir şehirde vatandaş olarak bakkaldan biraz alışveriş yaptılar, çarşıya gittiler, kahvelerde muhabbet ettiler. Belediye başkanı için vatandaş ne diyor? Bütün bunları döktüler.”

“FETÖ’cülük konusunda kendisini murakabe edip arınma içine giren tek parti biziz. Sayın Cumhurbaşkanımız 17-25 Aralık sürecinde ‘Bunlara hak veren arkadaşlarımız varsa gitsin’ dendi. Hani ‘merhaba’ demiş, bir yerde çay içmiş, el sıkışmış, fotoğraf çekilmiş,bunlar bir şey değil. Ancak onların bankasına para yatırmak, destek manasında. Özellikle 15 Temmuz’da devam eden varsa, onlar zaten bizden uzaklaştı. Bizim birinci şartımız FETÖ’cü olmamaktır.”

“En parlak sima kim, en çok kim oy alır diye bakmadık. Çünkü biz kalıcı partiyiz. İnsanlar şehrin emini olarak ona danışabilirler mi? 74 vilayet sonra da 922 ilçeyi böyle belirledik. Bir taraftan ittifak görüşmelerimiz var. Görüşmelerde çok sağlam bir mutabakat zemini üzerinden ilerliyor. Müthiş bir toplumsal mutabakat var. Eğer ittifak olmasaydı 922 ilçede bizim adayımız belliydi. MHP’nin de belliydi. Şimdi bir saygı çerçevesinde beklememiz gerekiyor. Yarın değil önümüzdeki hafta inşallah. Böyle ümit ediyoruz. Sonuna geldik.”

‘Karşılıklı kırılmalar olabiliyor’

Özhaseki, ‘Millet İttifakı’nı ise şöyle değerlendirdi:

“Türkiye’yi bekleyen büyük sorunlar var. 30-40 yıl boyunca kendini saklamış FETÖ örgütünün ağır yarası var. 50-50 yıldan bu yana ülkeyi bölmeye çalışan bir örgüt var. Böyle bir beka meselesi içerisinde Türkiye’de bizim ittifakımızın bozulmasını kimse beklemesin. Farklı şeyler düşünebiliriz, ayrıştığımız yerler olabilir. Yerel ittifak meselesi çok kolay bir iş değil. Yerelle ilgili yazılı bir altyapı yok. Akıl yürüterek ortak kararlar alıp gitmemiz gerekiyor. CHP’nin yaptığı şehirler pazarlığı. Bu seçmene saygısızlık. Siz sanıyor musunuz insanlar gidip, oy verecekler.”

“Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın Devlet Bahçeli’nin memleket konusunda aralarında müthiş bir muhabbet var. Bu bizi son derece mutlu ediyor.Şimdi iş bize düşüyor. Onları yormayacağız. İçimizdeki hiçbir arkadaş ittifaka karşı değil. Dışarıdaki söylemlerde maksatlarını aşan sözcükler kullanmış olabilirler. Karşılıklı kırılmalar olabiliyor. Siz birbirinizi çok seviyorsanız en ufak şeyde kırılırsınız.”

“Sayın Cumhurbaşkanımızla tanışmam 25 yıl öncesine dayanıyor. Hulusi Paşa ile herhalde birkaç yıla dayanıyor. Ben hiç kimseye sataşmadan, yalan söylemeden bir seçim kampanyasını atlatacağımı düşünüyorum.” diyen Özhaseki, ” Şimdi karşı taraftan algı operasyonu başladı. Bunun da başını Kılıçdaroğlu çektiği için cevap vermesem olmaz. ‘Kızılay’da bıraksak Sincan’ı bulamaz’ demiş. Ne kadar ayıp! Kayserili olmama vurgu yapmış. Aynı seviyede ‘Tuncelili birisinin CHP Genel Başkanlığına gelmesi’ desem ne kadar ayıp olur. Bunu yakıştıramam.”

‘Sokak sokak her tarafı bilirim’

“Kendisi İstanbul büyükşehir adaylığında Kağıthane’ye Kağıttepe demişti. Daha önce Ankara’da Vedat Dalokay belediye başkanıydı. Kendisi nereliydi? Elazığ idi.Ne kadar ayıp bir şey mikro milliyetçilik yapmak. 17 yaşında Ankara’ya geldim. 3-5 sene kaldım. Kızım Ankara Üniversitesi ezcacılığı kazandı. Ben de 1-2 haftada bir Ankara’ya geliyordum. 3 dönem Ankara’da milletvekiliyim. Bütün bunlara karşı ‘Ankara’yı bilemez’ diyorsa hakikaten çok ayıp. Gençliğimde Kızılay sorumlusuydum. Sokak sokak her tarafı bilirim. Sincan’a yapılacak yolun genişletilme çalışmasının içinde bulunan birisiyim.”

“2,5-4 ay önceydi. Çinli bir heyet vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızla buluşturdum. Onlar beklerken sayın Cumhurbaşkanımız özel görüşmek istedi benimle. “Buyurun sayın Cumhurbaşkanım” dedim. “Arkadaşlarla istişare ettim, seni Ankara Büyükşehir Belediyesi adaylığına koymak istiyorum” dedi. ‘Emir, mi şaka mı yapıyorsunuz?’ dedim. ‘Emir’ dedi. Hiç aklımdan geçmiyordu. 1 aya kadar eşime bile söylemedim. Kimseye açıklamadım.”

“SAYIN ‘CUMHURBAŞKANI SENİNLE ÖZEL GÖRÜŞMEK İSTİYORUM’ DEDİ”

Özhaseki sözlerini şöyle sürdürdü:

“2,5-4 ay önceydi. Çinli bir heyet vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızla buluşturdum. Onlar beklerken sayın Cumhurbaşkanımız özel görüşmek istedi benimle. “Buyurun sayın Cumhurbaşkanım” dedim. “Arkadaşlarla istişare ettim, seni Ankara Büyükşehir Belediyesi adaylığına koymak istiyorum” dedi. ‘Emir, mi şaka mı yapıyorsunuz?’ dedim. ‘Emir’ dedi. Hiç aklımdan geçmiyordu. 1 aya kadar eşime bile söylemedim. Kimseye açıklamadım.

Ankara teşkilatında temayül yoklaması vardı. Ben hiçbir arkadaşıma bana oy vermesi için bir şey demedim. Ben milletvekilliğini bırakacağımı haklarını helal etmek için düşünürken sayın Cumhurbaşkanımızın talebi geldi.”

“Anlaşılıyor ki seçim sürecinde bu iftiralara, yalanlarla karşılaşacağız. Usulü dairesinde cevap da vereceğiz. Ankara için ne düşünüyorsak onu söyleriz, vizyonumuzu ortaya koyarız. Geçmişte yaptıklarımızı delil olarak ortaya koyarız. Vatandaş kim liyakatlı, kim ehliyetli karar verir. İftira kampanyalarından uzak duracağım. Ben muhatap olmamaya çalışacağım.”

MELİH GÖKÇEK’LE GÖRÜŞECEĞİZ

“Sayın Melih Gökçek’le 25 yıla dayanan bir arkadaşlığımız var. CHP’nin yandaş gazetesi mal bulmuş mağribi gibi saldırdılar bu işe. (Tweetleri neden sildi?) Onu konuşmadık. İlk görüşmemizde konuşacağız.”

“Burası Başkent. Türkiye’nin en önemli iki vilayetinden birisi. Burada Ankara’yı daha ileriye taşıyacak bir isme ihtiyaç var. Bilge kişiye ihtiyaç var. O kadar çok kıymetli eserleri bağrında barındırıyor ki, onların hepsinin çıkarılarak turizm anlamında patlama yapacak bir kent. Her bir alanda başkente yakışır bir yere taşıyacak birisine ihtiyaç var. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın tercihi benden yana. 21 yıl belediye başkanlığı yaptım, her seçimde oyumu arttırdım. Performansım belli. Eğer Türkiye’de şehirciliği bilen bir elin parmakları kadar insan varsa bunların başında ben geliyorum.”

‘ANKARA’DA PROJELERİMİZ ASLA İNŞAAT ODAKLI OLMAYACAK’

(Gökçek’ten farkınız ne?)

“Her yiğidin yoğurt yiyiş tarzı var. Polemiklerden uzak durup, hizmete yöneldim. Bu süreçte siyasiler bana sataştılarsa sadece cevap hakkımı kullandım. İşimi yaptım. Bu benim tarzım. Şehri beraber yönetmeyi çok seviyorum. Kendi şehrimde ne kadar sivil toplum örgütü varsa onlara danışarak yaptım. Şoförler hakkında karar vereceksem onlarla konuşup, ikna etmişimdir. Ortak kültürle, biz kültürüyle yönetmeyi seviyorum. Projelerim asla inşaat odaklı olmayacak.”

“Tweet atmayacağım. Orada başka bir alem var. Oraya daldığınız zaman kendinizi kaybediyorsunuz, orada uzak durmakta fayda var.”

MELİH BEY’İN ELEŞTİRİLMESİNİ DE DOĞRU BULMUYORUM

“11 ana başlıkta yüzlerce proje var. İnsana dokunan, yeşil ağırlıklı, çevreyle ilgili, akıllı şehirlerle ilgili projeler var. Yılbaşına yakın açıklayacağım. Şu anda yarım kalan işleri devam ettirmek lazım. Eskiyi eleştirmek, işbaşındaki kişiye söz söylemek çok kolay. Bir taraftan kaynak bulacaksınız, doğru insanları bulup projeleri gerçekleştireceksiniz. Hiçbir başkan kötü iş yapmak istemez. Ben o yüzden Melih Bey’in eleştirilmesini de doğru bulmuyorum.”

(Ankara’ya dev dinozorlar, heykeller koyacak mısınız?)

“Hayır öyle bir tarzım yok benim.”

“Ankara’da ilk 15’de kimler var diye baktığınızda Yozgat, Çorum, Çankırı diye başlar. Ankara’nın çevresinden gelmiş insanlarla dolu burası. Bu insanlara dokunarak iş yapmak lazım. Biz kültürünü hakim kıldığımızda, meclis üyelerimizi onlardan donattığımızda çok büyük bir başarıya imza atacağız. Cumhur İttifakı’nın değerlerinin Anadolu’dan gelen insanlardan oluştuğunu düşünüyorum. Bu ülkenin bayrak, beka, ezan meselesi. FETÖ gibi bir tehdidin bu millete bela olduğu Ankara insanının düşüncesinde mevcut.”

“Lise yıllarından başlayan bir memleket sevdamız var. Hocalarımızı sevdik, vatan aşkını sevdik. Onların bize verdiği kitapları okuduk. Ankara’ya 17 yaşında geldim. Gece Ankara’da indim, taksiye bindim. Stadın karşısında eski bir yere götürdü beni. Ankara sevdamız orada başladı bizim. Hacettepe Üniversitesi’ne girdim. Okulda daha çok Kürtçü akımlar o zaman ismi DDKD idiydi. Rusya’nın inisiyatifinde, Çin’in güdümünde gruplar vardı. Okula gittiğim ilk gün onlarla mücadele başladı. Onlar bizi okula almak istemiyorlardı. Biz de okumak istiyorduk. O kavgalar içerisinde epey ceza aldım.”

(Devlet Bey’le diyaloğunuz var mıydı?)

“Ben Ülkü Ocakları’nda olduğum için daha çok ülkücü camiayı tanıyorum. Rahmetli Türkeş, bize iki haftada bir seminer verirdi. Tarihte Ermeni meselesi mesela. Tek tek not tutardım. Partide kim var hepsini bilirdim. Ünivesitede Devlet Bey vardı, biz de ‘Devlet Abi’ derdik. Bir dönem Kızılay sorumluluğum var.”

“O gençler eşitlik, özgürlük diye çıkıyorlardı. Biz de ‘bu vatan bizim’ derdik. ortaya çıkan insanlar karşı karşıya kaldığımız insanlar idealizm uğruna çıkmış insanlardı. Allah bir daha yaşatmasın diye dua ediyorum. Allah’tan ki çıkmışız. Eğer biz çıkmasaydık, yayılmacı Sovyet politikası Almanya’ya gelmişse, Çekoslovakya’ya girmişse biz içeride bunu engelledik diye düşünüyorum.”

MANSUR YAVAŞ AÇIKLAMASI

(Mansur Yavaş profilinden farkınız ne?)

“Rakibim hakkında kötü bir şey söylemem. 1994 yılında işbaşına geldim. Benden ilk randevu alanlar haciz memurlarıydı. Şehrin bir tarafı sağ, bir tarafı sol mafyaya ayrılmış, ellerinden silahlar var. O gün bismillah deyip, işe başlamışım. Çok modern bir kent haline geldi. 50’den fazla mahalle yıkılmış herkes modern mahalleye çıkmış. Şehirde raylı sistem çalışıyor. Erciyes gibi büyük bir kayak merkezi gerçekleşmiş. Akan su üzerinde baraj yapılmış. Stadı yapmışım, 1 lira cebimden para çıkmamış. Terminal, kongre merkezi yapmışım, 1 lira kamunun cebinden para çıkmamış.”

“Planlamalar hususunda çok titizim. Yeşil alanlar üzerine kütle koyma günahım yok benim. Görevden ayrılırken basın toplantısında herkesle helalleştim. Üç gün burada oturacağım, kapılar açık dedim. Hakkım kaldı diyen varsa gelin bekliyorum dedim. Üç kişi geldi, onda da ben haklıydım.”

“Anketler güzel gidiyor. Hangi mahallede eksiğiz, oraya gidip yacaklarımı anlatmak istiyorum. Anketlere biraz da böyle bakıyorum.”

“İlçelerde AK Parti-MHP ittifakında durum ne?” sorusuna Özhaseki, “İki ilçemizde MHP’li arkadaşlarımız var. Onun dışında iki ilçede CHP’li arkadaşlar var. Diğerlerinde biz varız. Bütün ilçelere bakıyoruz, oy oranlarımıza bakıyoruz. Karşı taraf kimi koymuş. Karşı taraftaki insan biraz PKK meyilliyse çok titiz davranıyoruz. CHP, HDP’yle ittifak yapmak istiyor. Gizli sürdürüyorlar. Çünkü tabana anlatamazlar bunu.”

“Böyle bir lanet örgütü kınamayan, yukarıdan emir alan bir yapıyla görüşmek gerçekten CHP için ayıptır. Duyuyoruz ki, istanbul’da şuraları oraya verelim. Bu resmen PKK’ya İstanbul için kapı açmaktır. Biz bunların karşısında teyakkuzdayız.

HDP AÇIKLAMALARI: Onlar devletten aldığı parayı dağa gönderiyorlar

“Kandil şu anda milletvekilli listesine, muhtarlar listesine, sivcil toplum örgütlerinin başına kim gelecek karar veriyor. Bu durumda orada kayyum atanmayacak da ne yapacak? İltisaklı olmayana bir şey söylemiyoruz. Zaten HDP’den seçilip de belediye başkanlığını sürdüren var. Hizmet alanında veyahutta personel giderlerinde bütçesine baktığınızda HDP’nin belediyelerini çok net tespit edebiliyorsunuz. Orada devletin gönderdiğinin paranın neredeyse tamamı dağdan gelen listelere göre tanzim ediyorlar. Onlar devletten aldığı parayı dağa gönderiyorlar.”

“Diyarbakır’ı gezme fırsatım oldu. Deniliyor ki: O projeler tamam ama bizim beklentilerimiz daha farklı… Yanlış olduğunu düşünenler de var. Hakkari ve Diyarbakır’da aday gösterdik. Milletvekillerimiz, teşkilatımız, Mehdi Bey tarafından da ‘çok başarılı olduğu’ söylendi.”

“Eskiden işkenceler vardı, birçok yere hizmet gitmedi. AK Parti ile insanlar rahatladı orada. Eskiden Kürtüm demek zordu. Birçok şey yavaş yavaş değişiyor. Oradaki PKK’lı yapı 30-40 yıldır yapılanmaya gitmiş. Gençleri Marksist bir eğitime tabi tutmuşlar.”

“Cizre’de otel açılışına gittim. Otel sahibiyle Selahattin Demirtaş’ın resmi var dendi. Ben de ‘Ne olmuş fotoğrafı varsa’ dedim ve gittim. Orada yüzde 95 civarında HDP’nin oyu vardır. Orada sordum, otelin altında teller var karşısı Suriye. Orada Amerikalılar var. Ne geziyorlar orada? diye sordum. Ne işi var orada dedim. Onlar çocuklarınıza silah veriyor, dağa çıkartıyorlar, dedim.”

“Son gittiğimde dedim ki, ABD özgürlükler için burada diye düşünüyorsanız, yemin ediyorum size Amerika size günahını vermez diyorum. Bunların hepsini anlatıyoruz, orada bu sözlerin çok tesir ettiğini düşünüyorum.”

“İllerde gelişen durumlara göre adaylıkları yeniden güzden geçirebiliriz. Eğer bir ilde biz MHP adayı ile bizim adayımız birbirlerine eşit oy almışsa orayı yeniden gözden geçirmemizin doğru olduğunu düşünüyorum. Bir tarafta FETÖ’yü, bir taraftan PKK’yı meşru göstermeye çalışan yapı var. Elbette biz adayımızı gösterdik diyemeyiz. Bunları hep konuşuruz.”

(Adana meselesi kriz olmaya devam ediyor mu?)

“Birtakım itirazlar olabilir. Eskiden orada yaşanmışlıklar var. Seçim öncesi belki birtakım çekişmeler var. Bunlar olabilir, siyasetin doğasında var. Adana için söylemiyorum bunu, her yer için söylüyorum.”

“Devlet Bey hassasiyetleri noktasında hakikaten teşekküre, takdire layık bir kişi. Onların olduğu yerde biz onlara, bizim olduğu yerde onlar bize saygı duyacaklar. Önümüzdeki hafta noktalayacağız inşallah.”

“(Tabandan) Ufak tefek itirazlar gelebilir. İtirazı anlayabiliriz. Ama ittifak adayı ortaya çıktıktan sonra sonuna kadar destekleyeceğiz, bizim irademiz böyle. MHP de disiplinli bir parti. Onlar da öyle davranacak.”

“Üç büyük şehir MHP’de 18 büyükşehir bizde. Bunun dışında daha önceden HDP ve CHP’nin olduğu yerlerde adaylarımızda seçilmeye en yakın kimse desteklenir.”

“(İstanbul) Hala üzerinde çalışıyoruz ama sona geldik. Önümüzdeki hafta inşallah neticelendirir, noktalarız. MHP’li arkadaşlarımız tek tek isim bazında belirlediler.”

(Binali Yıldırım’ın adaylığı ne zaman açıklanacak?)

“Sanıyorum ki yılbaşına yakın açıklayacak. Bu işler kolay işler değil. Farklı düşüncelerin tartışılmasıyla doğru bulunuyor. Siz zannediyor musunuz ki 20 kişi oturuyor hemen karar veriliyor. Arkadaşlarımız tek tek fikrini söylüyor, konuşuluyor. Bazen bakıyoruz çok tertemiz birisi ama bu işi yapamaz diyoruz. İttifak adayları netleşince yeni yılda sanırım ki adaylığını açıklayacak.”

(Binali Yıldırım dışında İstanbul için faklı bir aday düşünüldü mü?)

“Asla böyle bir şey yok. Ben 2,5 yıl Binali Bey’le yakından çalıştım. Binali Bey’e ne görev verilirse onu yapar. Binali Bey de nihayetinde bakanlık yapmış, Başbakanlık yapmış.Kulis yapıp, delege ayarlayarak gelmemiş. Burada İstanbul’u yönetecek en iyi isim olarak düşünüldü. Sayın Cumhurbaşkanımız tebliğ etti. Binali Bey işe başlayacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı algı operasyonu.”

“Kılıçdaroğlu sürekli yalan söylüyor.Ben dedim ki, eskiden Deniz Baykal vardı, yerli ve milliydi. Takdir ederdim.”

YEREL YÖNETİM MANİFESTOSU

“81 vilayete ve binden fazla ilçede millet belediye denilince ne anlıyor, nelerden şikayetçi, nelerin olmasını istemiyor, belediye başkanında hangi özellikleri görmek istiyor. Bütün bunları tek tek tespit ettim. Sayın Cumhurbaşkanımız çok dikkatli dinledi. Sabırla dinledi. İnsanlar zannediyor ki, sayın Cumhurbaşkanımıza hiçbir şey diyemeyiz. Saatlerce bizi dinler. Sabırla dinliyor. Benim sunumumu dikkatle dinledi. Bir teklifim oldu, bizim manifestomuz olsun. Milletle sözleşmemiz olsun. AK Parti’nin bundan sonraki yerel yönetimlerdeki manifestosunu Cumhurbaşkanımız izah edecek. İmar, kentsel dönüşüm, yeşil alan, plan tadilatları, vatandaş ilişkisiyle ilgili konular var. Sayın Cumhurbaşkanımız talimatları verecek, adaylar taahhütlerini söyleyecek.” gazetemanifesto.com

ANKARA’YA 55 BİN KİŞİLİK STAD

“Bir proje açıklayalım burada. Bu benim ilk programım. Ankara’da buranın ticaret, sanayi şehrinin olmasının yanı sıra öğrenci, sağlık kenti burası. Başkente yakışır başşehir olması lazım. Ankara’da 55 bin kişilik stad projemiz var.”