21. Yüzyıl için Planlama Grubu’nun düzenlediği “2018 Güz Konferansları” başlıyor

“21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu”nun UM:AG Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın katkılarıyla düzenlediği “21. Yüzyıl İçin Planlama 2018 Güz Konferansları” serisi 6 Ekim 2018 Cumartesi günü saat 14.30’da UM:AG’da Dr. Oktay Küçükkiremitçi’nin “Büyüklere Masallar: Yüksek Katma Değer Fetişizmi...” başlıklı konferansıyla başlıyor

21. Yüzyıl için Planlama Grubu’nun düzenlediği “2018 Güz Konferansları” başlıyor

“21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu”nun UM:AG Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın katkılarıyla düzenlediği “21. Yüzyıl İçin Planlama 2018 Güz Konferansları” serisi 6 Ekim 2018 Cumartesi günü saat 14.30’da UM:AG’da Dr. Oktay Küçükkiremitçi’nin “Büyüklere Masallar: Yüksek Katma Değer Fetişizmi…” başlıklı konferansıyla başlıyor.

Neden “21. Yüzyıl İçin Planlama?” diye sorduğumuz “21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu” koordinatörü Dr. Serdar Şahinkaya Ankara Üniversitesi çatısı altında, 2011 Mayıs ayından başlayarak ‘21. Yüzyıl İçin Planlama’ Kurultayları ve (2015 Nisanından itibaren) Seminerleri ile geliştirilen bir çalışma düzeni kurduklarını, çalışmaların 2018 yılına dek Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) Dekanlığı ile Mülkiyeliler Birliği’nin akademik ve maddi destekleriyle yürütüldüğünü, 2018’den itibaren ise faaliyetlerini UM:AG Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı ile birlikte yürüttüklerini vurguladı. Kurumlar arası dayanışmanın sağlam bir örneği olarak zaman zaman TMMOB’nin destek ve katkılarıyla faaliyetleri sürdürmede yardımcı olduğunu, Kurultayların önce yılda bir, sonra iki kez yapıldığını hatırlatan Dr. Şahinkaya seminerlerin her yıl bahar ve sonbaharda yapıldığını bazen bir, çoğunlukla iki günlük iki veya üç seminer yaptıklarını ifade etti.

Dr. Şahinkaya bu sistemli çalışma düzeninin kurulmasının genel nedenlerini ise “21. yüzyılın öngörülebilen farklılığını, belirsizliklerini ve ipucu niteliğindeki çizgilerini teşhis etme, tartışma ve değerlendirme zorunluluğu; Türkiye gibi 80 milyonu aşan ve genç nüfusa sahip (ve 2050’ye kadar sürecek bir gençlik trendi gösteren) bir ülkenin önümüzdeki uzunca dönemde, 21. Yüzyılın getireceği yenilikleri doğru kavrayarak tarihi bir dönüm noktası yakalama olanağını araştırma ve irdeleme;21. yüzyılın öncelikle bilimler dünyasında (temel bilimlerde olduğu kadar sosyal bilimlerde de) hızlanacağı ve yeni çeşitlenmelerle zenginleşeceği anlaşılan gelişmelerini yakından ve dikkatle izleme gereksinimi; bilimin teknolojiyi yönlendirme ve şekillendirme kapasitesinin artışını, yine bilimin kamu yönetimine ve iş dünyasına katkısının kaçınılmaz şekilde olgunlaşacağını doğru ve gerçekçi boyutlara yerleştirebilme; teknolojinin uygulanma süreçleri içinde, mühendislik alanlarında olduğu kadar toplumsal alanda, işlerde ve insan ilişkilerinde de hızlanan gelişmelerini doğru kavrayabilmek ve bunları toplumsal yararın kriterleri ile bağdaştırabilmek” şeklinde özetledi.

Dr. Şahinkaya, özel olarak Türkiye’ye ilişkin gözlemlerle oluşan nedenlerini ise şöyle belirtilebileceğini söyledi: “Son yirmi, otuz yılın toplum ve siyaset katında yaşanan gelişmeleri, Türkiye’nin 21. yüzyılın getireceği yeniçağa adım atabilme noktasından uzak kaldığını gösteriyor. Söz konusu gelişmeler, kısa vadeli görüşlere ve geçici çözümlere prim kazandırma özellikleriyle, Türkiye’de uzun vadeli yaklaşımlarla olgunlaşabilecek bir entelektüel kapasitenin beslenemediğini yansıtıyor. Üniversitelerde ve bunların çevresindeki bilim merkezlerinde uzun vadenin tartışılması ve öneriler oluşturulabilmesi erteleniyor ve sınırlı kalıyor. Ülkenin ticarette ve finansta dünyaya uzun süredir açılmış olması, çeşitli meslek alanlarında, uzun vadenin sistematik ve anlamlı biçimde tartışılmasını sağlayacak platformlar yaratmamış görünüyor. Kamu yönetimi alanında ise, bu yönde herhangi bir yaratıcı ipucuna sahip değiliz. Bu tablo, akademik dünya da dâhil, ülkede 21. yüzyılın yeni bir çağ olacağını algılama, bunun çeşitli alanlarda ve bütün halinde tasarımlarını yapma ve bu zeminde yeni, zengin tartışmalar yaratma kapasitesinin zayıf ve önemsiz kaldığını gösteriyor. Çalışmalar sivil toplum kuruluşlarından bu çerçeve ve içeriğe destek olanlarla, bilim ve meslek alanlarından söz ve birikim sahibi olan kişilerin aktif katılımı ile yürütüldü. Katılanların gözlemi, çalışmalara gösterilen ilginin özellikle son iki yılda kayda değer bir artış gösterdiği yolundadır. Eğer gerçekçi ise, bu gözlemler çalışma yöntemimizin (bu aşamada) doğru ve verimli olduğuna işaret sayılabilir.”

Ana yöntem, geçmişin ve bugünün eleştirel analizleri üzerinde kalmak değil, yanılma payı dâhil olmak üzere geleceğin tasarımlarını ve tekliflerini düşünce planına yerleştirebilmektir diyen Dr. Şahinkaya sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun geliştirilmesi ile derinleşmeyi sağlayacak (21. yüzyılın dünyasına dönük) ağırlık merkezlerini oluşturabilmektir. Geleceğe dönük tasarımlar ve teklifler (alandan alana değişen şekilde) henüz olgunlaşmamıştır. Fakat önemli nokta, toplantıların ve bunları besleyen çalışmaların bu ihtiyacı gitgide büyütmesi, bunun anlaşılmasıdır. Bilim, düşünce ve meslekler alanında 21.yüzyıla dönük böyle bir momentuma ısmarlama projelerle değil, bu alanlardan yeşerecek organik gelişmelerle erişileceğini söyleyebiliriz.“

 

2011’den bugüne kadar yapılmış çalışmaların kapsamı, konuşmacılara ve katılımcılara ait bilgileri http://21inciyuzyilicinplanlama.org/ sayfalarında görmek mümkün.