Yandaş yazardan Ebru Gündeş'e Sarraf soruları: Kazıkçı eşinizin ortağı olarak ne bildiğinizi sorgulamayalım mı?

Habertürk yazarı Sevilay Yılmaz, Rıza Sarraf'la ilgili olarak eşi şarkıcı Ebru Gündeş'e ilginç sorular yöneltti.

Yandaş yazardan Ebru Gündeş'e Sarraf soruları: Kazıkçı eşinizin ortağı olarak ne bildiğinizi sorgulamayalım mı?

Habertürk’ün AKP’li yazarlarından Sevilay Yılmaz, ABD’de yargılandığı davada ‘tanık’ durumuna getirilen Rıza Sarraf’la ilgili olarak eşi şarkıcı Ebru Gündeş’e sorular yöneltti.

Köşesinden Ebru Gündeş’e hitaben yazdığı sorularda Sarraf için “Türkiye’ye karşı oynanan kumpasın bu büyük parçası olan satıcı, kazıkçı eşiniz” ifadelerini kullanan Yılman, Gündeş’e Sarraf’ın ABD’de gözaltına alındıktan 1 gün sonra neden Türkiye’ye döndüğünü, 4 Nisan’daki ik duruşması için ABD’ye gitmek isterken neden aniden vazgeçtiğini, eşinin 95 yıl hapis cezasıyla yargılanmasına rağmen ‘profosyonel sanat yaşamı’na nasıl devam edebildiğini ve son olarak da Sarraf’ın durumundan bıkmış olmasına rağmen malını mülkünü kullanmaya neden devam ettiğini sordu.

Yılman’ın “Ebru Gündeş’e kolay sorularım var!” başlıklı yazısındaki o bölüm şöyle:

-Ebru Hanım; 17/25 Aralık’ta FETÖ’cü yargı ve polis işbirliğiyle hükümeti devirme yani darbe girişiminde kilit rol oynayan eşiniz Reza Zarrab gözaltına alındıktan sonra basına yansıyanlara göre çok kötü olmuştunuz. Eşinizin gözaltına alınmasının hemen akabinde yılbaşı konseriniz dahil, birkaç aylık tüm konser anlaşmalarınızı iptal etmiştiniz. Hatta jürisi olduğunuz bir TV programında hıçkırıklarla ağlamış ve eşinizin başına gelenlerin sizi ailece çok sarstığını dile getirmiştiniz… Sonradan sizi yakından tanıyan camianızdaki bazı insanlarla konuştuğumda o günlerde ancak serumlarla ve sürekli doktor kontrolünde ayakta kalabildiğiniz aktarıldı…

Ebru Hanım… Bütün bunlar kamuoyu önünde yaşandı, yalanlamanız mümkün değil. Peki 17/25 Aralık’ta eşinizin başına gelenler sonucu cidden endişelenen ve paniğe kapılan siz, Miami Havaalanı’nda eşiniz uçaktan iner inmez FBI tarafından gözaltına alındıktan 1 gün sonra neden uçağa atlayıp geri döndünüz Türkiye’ye? FBI eşinizi teslim aldıktan sonra nasıl bir süreç yaşayacağını beklemeyi neden tercih etmediniz?

– Hadi diyelim ki olup bitenlerden hem siz, hem de kızınız çok etkilendi ve ailenizin, arkadaşlarınızın yanına dönmek psikolojik olarak sizin için bir elzemdi. Döndünüz tamam. Peki ya sonra? 22 Mart’ta ülkenize döndünüz ve eşinizin ilk duruşması olan 4 Nisan’dan önce sağa sola “Reza beni yanında ister” şeklinde beyanlarda bulunmanıza rağmen gitmediniz! Neden son anda gitmekten vazgeçtiniz?

-Ebru Hanım… Profesyonelliğinize şapka çıkarıyorum eyvallah, ama eşinizin ABD’de 95 yılla yargılandığı kesinleşmesine rağmen o profesyonelliğe devam etme gücünü nasıl buldunuz kendinizde? Lütfen bu konuda bizi aydınlatır mısınız? Ben değil, milyonlarca insan bu sorunun yanıtını bekliyor Ebru Hanım.

Açıkçası kafamız, bünyemiz almıyor son tutumunuzu? Yani… 17/25 Aralık sürecinde FETÖ’cüler tarafından ama nihayetinde Türkiye hapishanesine atılan eşiniz için karalar bağlayan siz, ülkenizden binlerce kilometre uzakta ABD’de, FBI’ın elinde neredeyse ömrü boyunca cezaevinde tutulacak eşinizin durumuna rağmen nasıl hayatınıza kaldığınız yerden rahat bir şekilde devam edebildiniz?

Zarrab’ın sizin eşiniz olması dışında en önemli misyonu kızınızın babası olması. Kızınızın bir daha babasını göremeyecek olması ve babasının başına gelen felaketler falan hiç mi üzmüyor sizi? Ayrıca diyelim ki eşinizin alengirli işleri dolayısıyla çok yoruldunuz ve bıktınız ondan! Ee bıktıysanız adamın malını, mülkünü kullanmaya niye devam ettiniz? Özel uçağından tutun da size düğün hediyesi olarak aldığı yalıyı elde tutmaya niye devam ettiniz?

Duyuyorum ki başından beri bu konuda adınızı geçirdiğim, eşinizin ABD’yle daha Türkiye’deyken anlaşma yaptığını ve Türkiye’ye karşı düşünülen çok büyük bir kumpasa daha başında evet dediğini sizin çok iyi bildiğiniz yönündeki yazılarımdan rahatsız oluyormuşsunuz. Olmakta da haklısınız, ama Ebru Hanım ne yapalım! Bir gazeteci olarak Türkiye’ye karşı oynanan kumpasın bu büyük parçası olan satıcı, kazıkçı eşinizin en azından mal varlığı ortağı olarak neyi, ne kadar bildiğinizi sorgulamayalım mı? Bazıları gibi safa yatıp, “Yok canım, bu kurgu ancak ABD filmlerinde olur” deyip geçiştirelim mi?