VİDEO HABER | Kaset kumpasında eski 'şok' görüntü: "Genel ahlaksızlık" ne olacak?

CHP eski lideri Deniz Baykal ve bir çok eski MHP'liye yapılan kaset komplosuyla ilgili yeni haberler, AKP'nin 'kumpas'lardaki sorumluluğunu tekrar hatırlattı.

VİDEO HABER | Kaset kumpasında eski 'şok' görüntü:

AKP medyası, CHP eski lideri Deniz Baykal’a 2010 yılında kurulan ‘kaset kumpası’yla ilgili yeni bilgileri servis etti. Ancak Baykal’ın ve MHP’de de bir çok ismin görevlerinden ayrılmasına neden olan ‘kaset’lerin başta dönemin Başbakanı olmak üzere tüm AKP tarafından sahiplenilip seçimlerde kullanıldığı gerçeği de ortada durmaya devam ediyor.

AKP medyasının amiral gemisi Sabah‘ın servis ettiği, peşinden merkez medya da dahil olmak üzere bir çok internet sitesinde yer alan “Kaset kumpasında şok görüntüler” başlıklı habere göre, 2010’da internette yayımlanan Baykal görüntüleri Çukurambar’daki eve yerleştirilmiş gizli kameralardan elde edildi.

Habere göre, Baykal’ın mahrem görüntülerinin çekildiği evin görüntülerdeki CHP’li eski vekil Nesrin Baytok’un Çukurambar’daki eviydi ve görüntülerin çekildiği kameranın yerleştirildiği yerdeki tüm izler duruyordu.

Elektrik buatına kamera yerleştirilmiş

Evde araştırma yürüten teknik ekipler kamera görüntülerini, kameranın konulduğu değerlendirilen yerdeki açı ile mukayeseli olarak inceledi. Ve çekim açılarına göre gizli kamera kayıtlarının buradan yapıldığını teyit etti.

Karşılaştırmalı inceleme sonucu ulaşılan sonuçlar dosyada şöyle anlatıldı: “İnternette yayımlanan ve Deniz Baykal ile Nesrin Baytok’a ait olduğu iddia edilen görüntülerin çekildiği yer olduğu düşünülen oda içinde alınan örnek görüntüler ile internette yayımlanan görüntüler karşılaştırılmıştır. İkamet içinde salon ve yatak odası olarak kullanılan iki ayrı yerde portatif olarak kullanılmakta olan objelerin içine, görüntü ve ses aktarımında kullanılan cihazların monte edilerek uygunsuz görüntüler elde edildi. Bu cihazların batarya ile çalıştırıldığı, ayrıca yatak odasında bulunan ve açı itibariyle oda ve yatağın olduğu yeri net olarak gören elektrik buatına müdahale edildiği değerlendiriliyor. Buat içinde bulunan bantlar gerekli incelemeler yapılmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmiştir.”

İlk ‘kumpas’ Angora Evleri’nde

Habere göre Baykal’a kaset kumpası, hazırlanışı, görüntülerin sızdırılışı ve kasetin ilk bölümünün yayımlanışıyla tipik bir ‘FETÖ’ operasyonu. Kumpastaki ‘FETÖ’ rolü dosyada şu cümlelerle anlatılıyor: “Müşteki Deniz Baykal’ın Angora Evleri’nde bulunan ikametine yönelik usulsüz çalışmaların yürütüldüğü, yapılan bu çalışmalarda müşteki şahsa yönelik bu adresten herhangi bir sonuç alamadıkları, bunun üzerine mağdur Nesrin Baytok’un ikameti olan Çukurambar’daki adrese yönelik usulsüz çalışmaların devam ettirildiği, bu adresten ele geçirilen görüntülerin FETÖ/PDY örgütünün amaçlarına hizmet ederek Türk siyasetini dizayn etme yolunda çeşitli internet sitelerinde yayınlanarak dönem itibariyle CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal’ın partideki genel başkanlık görevinden istifa ettiği değerlendirilmektedir.”

‘Olağan şüpheliler’ ve suçları belli

Sabah’ın haberine göre, ‘FETÖ’ soruşturması nedeniyle görevinden alınan Savcı Adnan Çimen’in elinden alınan Baykal ve MHP’lilere kaset kumpası dosyaları Şubat 2016’da birleştirilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen dosyada şüphelilere yöneltilen suçlamalar ise şunlar olduğu öğrenildi:

FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma, özel hayatın gizliliğini ihlal, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, haberleşmenin gizliliğini ihlal, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, tehdit, şantaj, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma, haberleşmenin gizliliğinin ihlali, iftira, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi.

Baykal ve MHP’lilere kaset kumpasının şüphelileri arasında Fethullah Gülen, örgütün ’emniyet imamı’ olduğu belirtilen Osman Hilmi Özdil, polis şefleri Ömer Altıparmak, Recep Güven, Coşgun Çakar, Zeki Güven ve havacılık şirketi Tarkim’in ABD’deki firari sahibi Ömer Faruk Bayındır gibi isimler de aralarında olmak üzere toplam şüpheli sayısı 97 olduğu kaydediliyor.

Peki “Genel ahlaksızlık” ne olacak?

Kuşkusuz bugün ‘FETÖ’ olarak adlarından Fethullahçı yapılanmanın özellikle emniyet ve yargı içerisindeki kadroları, sayısız hukuksuzluk yönteminde ‘uzman’ olduğu gibi, ‘gizli kaset’ ve ‘gizli kamera’ işlerinde de dönemin rakipsiz gücüydü. Ancak bu gücün siyasi hamiliğini yapan ve bu gücün bu kirli işlerdeki operasyonel kabiliyetinden doğan ne ahlak ne de yasa kabul etmeyen avantajını, rakiplerine karşı yarışta sonuna kadar kullanan da başta dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP yönetiminin kendisinden başkası değildi.

Erdoğan, seçim meydanlarından sözkonusu kasetler üzerinden Deniz Baykal’a ve diğer MHP’lilere vuruyor, “Bunlar özel değil, bu genel bir ahlaksızlıktır” diye bağırarak seçmenlerini konsolide ediyor ve görüntüleri servis edenleri değil, görüntüde yer alanları suçluyordu.

Bugünse 17-25 Aralık operasyonları sonrasında Fethullahçı kadroların AKP’den dışarı atılmasıyla, zamanında bu kadrolar eliyle yapılıp iktidarın da paşa paşa kullandığı tüm operasyonlar gibi ‘kaset kumpası’nın içinden de ‘FETÖ’ye yıkılarak kurtulunmaya çalışılıyor. Ancak Erdoğan’ın o dönem seçim meydanlarında dile getirdiği sözler ise tüm bu ‘kumpas’ların hangi amaçla ve kimlerin koruması/gözetimi altında gerçekleştiğini ortaya koymaya devam ediyor.