Nuriye Gülmen aylar sonra ilk savunma: Talimatla bir gün aç kalmam

Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilmesi üzerine açlık grevine başlayınca ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen il savunmasını yapıyor.

Nuriye Gülmen aylar sonra ilk savunma: Talimatla bir gün aç kalmam

Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilmesi üzerine açlık grevine başlayınca ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen, “‘Örgüt talimatıyla eylem’ diyorlar ya, 254 gündür açlık grevi yapıyorum. Talimatla, zorlamayla bir gün aç kalmam. İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez” dedi.

Gülmen ve birlikte eyleme başladığı öğretmen Semih Özakça’nın yargılandığı davanın 4’üncü duruşması bugün Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülüyor.
Bir önceki celsede tahliye edilen Özakça, salona tekerlekli sandalyeyle getirildi. Gülmen ise duruşmaya tedavi gördüğü hastaneden videokonferans sistemiyle (SEGBİS) canlı bağlandı.

“Kızılay’ı abluka altına almayı bilenler burada da güvenliğimizi sağlayabilir”
Konuşması sırasında zorlanan ve ses sistemindeki sorunlar nedeniyle mahkeme başkanının sözlerini tekrar etmesini istediği Gülmen’in, sözlerini unuttuğu ve cümleleri toparlamakta zorlandığı gözlendi.
Gülmen, kendisine destek olan kişi, kurum, ailesi, arkadaşları ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Savunmasını mahkeme huzurunda yapmak istediğini, ancak güvenlik ve sağlık koşulları bahane edilerek savunma hakkının kısıtlandığını anlatan Gülmen şöyle konuştu: “Ben bu yargılamanın başından beri söylediğim gibi sizin gözlerinize bakarak, mahkemedeki havayı hissederek savunmamı yapmak istiyorum. Güvenlik ve sağlık koşulları ayarlanabilir. Kızılay’ı abluka altına almayı bilenler güvenliğimizi çok rahat sağlayabilirler. Bunun keyfi olduğunu düşünüyorum.”

“4. duruşmam ve halen savunma yapmadım”

Davanın 4’üncü duruşması olmasına rağmen halen savunmasını yapamadığını ve bu yüzden tahliye edilmediğini belirten Gülmen şöyle devam etti: “Benden bugün yine savunma alamayacaksınız. Ancak ben kendimi size ifade etmek istiyorum. Neden açlık grevi yaptığımı anlatacağım ama bunu benim savunmam olarak düşünmeyin.”
“Tüm iddialara serbest kaldıktan sonra cevap vereceğim”
İşinden atılma ve Yüksel Caddesi’ndeki eylem sürecini anlatan tutuklu akademisyen mahkeme heyetine seslenerek, “Beni tahliye ettikten sonra oraya gelip savunmamı yapacağım. Tüm iddialara cevap vereceğim” dedi.

“254 gün değil zorlamayla bir gün aç kalmam”
Akademik kariyeri boyunca sorgulayıcı ve öğrencilerine örnek bir hoca olmak için uğraştığını anlatan Gülmen, “Örgüt talimatı ile eylem diyorlar ya; 254 gündür açlık grevi yapıyorum. 254 gün değil zorlamayla bir gün aç kalmam. İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez” ifadelerini kullandı.

“‘FETÖ’nün bu hale gelmesinden AKP sorumludur”
Gülmen KHK ile işten atıldığında kendisine ‘FETÖ’yle ilgili sorular sorulduğunu ve yönetimin kendisinden ve tüm hocalardan muhbirlik yapmasını istediğini ileri sürdü: “‘Benimle dalga mı geçiyorsunuz’ dedim. Bu bana zuldür. Ben hakkını arayan bir insanım. 9 Kasım’da beni o eylemi yapmaya götürün şey; adalet açlığıyla alakalı. Bu örgütün (FETÖ) bu hale gelmesinde AKP iktidarı baş sorumludur. Ben kendi işimi istiyorum ve aynı zamanda faşizme karşı duruyorum. Biz haklı olmazsak açlık grevi yapabilir miyiz. Bu kadar direnebilir miyiz?”

“Yaptığımız eyleme insanlar sahip çıktı”
Tutuklanmalarının, yaptıkları eylemin toplum tarafından destek görmesiyle alakalı olduğunu belirten Gülmen şunları söyledi: “Taleplerimizi görmezden geldiler. Bizi herkes duydu, beton duvarlar bile duydu. Ancak AKP iktidarı duymadı. Yaptığımız eyleme insanlar sahip çıktı. Bize destek oldular. Bu nedenle bize ‘terörist’ deyip ‘örgüt üyesi’ deyip savaş açtılar. Biz haklı olduğumuz için buradayız. Bütün yolları denedik. Biz gerçekten işimizi istiyoruz. Ama bu eylem amacını aştı. AKP iktidarının doğrudan savaş açtığı bir eylem oldu.”

“27 kez gözaltına alındım”
İlk olarak 9 Kasım 2016’da, toplamda 27 kez gözaltın alındığını anlatan Gülmen şöyle devam etti: “İnsanlar bizim terörist olmadığımızı biliyorlar. Yüksel direnişimiz AKP’nin KHK’larının meşruluğunu yitirmesine neden oldu. Haksız yere işten atılan insanlar buna yükse sesle itiraz edemiyorlardı. Biz bunu başardık. Eylemin 74’üncü gününde tekrar gözaltına alındık. Dosyalar birleştirildi. Terör örgütü üyesi diye tutuklandık. Açlık grevimizi örgüte mal etmek cehalettir. Bizi açlık grevine zorlayan taleplerimizdir.”

Duruşmaya saat 14:00’da ara verildi.

“Faşizmin arttığı oranda açlık grevleri de artacak”
Aradan sonra Nuriye Gülmen savunmasına devam ediyor. Nuriye Gülmen savunmasına devam etti: “Saldırılar halka karşı ne kadar yoğun olursa, siz de o kadar açlık grevi göreceksiniz. Bizim açlık grevi Dünya çapında görüldü. Faşizmin arttığı oranda halk açlık grevi yapmaya devam edecektir.”

 

“Açlık grevine uymayan tecrit ortamında tutuldum”
Refalatçisiz kalamaz raporuna rağmen 18 gün refekatçisiz kaldığını belirten Nuriye Gülmen şöyle devam etti:” Açlık grevime uygun olmayan tecrit ortamında bulundum. Sonra Numune Hastanesi yoğun bakım ünitesine getirildim. Ancak hapishaneye dönmek için dilekçe verdim. Çünkü hapishanede devrimci dayanışma vardı. Numune Hastanesi’nde hayati tehlikesi vardır, refakatçisiz kalamaz raporuna rağmen 18 gün refakatçisiz kaldım. Kendi ihtiyaçlarımı karşılayacak durumda olmamama rağmen. Sincan cezaevinde tecritte bile olsam tekerlekli sandalye ile hava alma güneşi görme şansım vardı. Hastaneye getirilmeye itiraz etmemin en önemli nedeni, beni hasta olarak görmeleriydi. Ben tedavi olmak istemiyorum. Ben direnişçiyim ben ne için hastanede kalıyorum.”

Savcı mütaalasının hazır olduğunu açıkladı

Söz verilen savcı esas hakkındaki mütallasını açıklamaya başladı. Savcı, Acun Karadağ hakkında örgüt üyeliği ve propaganda suclarından delil olmadığı gerekçesiyle beraatini talep etti. Semih Özakça için örgütun hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan TCK 220/7 maddesi gereği cezalandırmasına, diğer suçlardan beraatini talep etti. Nuriye Gülmen’in eylemlerini örgüt talimatıyla gerçekleştirdiğini, çakmak gazı ve torpille patlayıcı hazırladığından, örgüt üyeliğinden 1 kez TCK 314/2 maddesi gereği cezalandırmasını istedi.

 

“İktidar tüm kurumları ile bizi örgüt üyesi yapmaya çalışıyor”

Semih Özakça mütaalanın açıklamasının ardından şöyle devam etti:”Avukatlarımın bulunduğu beyanlarını kabul ediyorum. Birazdan avukatlarım beyanda bulunacak. Hakkımızda bulunabilmiş bir suç unsuru yok. İktidar tüm kurumları ile bir çaba içinde bizi örgüt üyesi yapma derdinde. Ben açlık grevimi işim için yapıyorum. Günlerdir söyledim ben ekmeğim için açlık grevimi yapıyorum. Ne yapayım? Sesimi duymadınız. İşimize geri döndüğümüzde açlık grevimizi bitireceğiz! Burada örgütün faydası var! Burada talimatla müteaala veriliyor. Eyleminiz siyasi diyorlar. Siyasi değil ekmek eylemi.”

Acun Karadağ: Sadece ben değil 3’müzün beraatini talep ediyorum. Ben açlık grevi yapmadığım için tutuklanmadım. İktidarın savcı üzerinde baskısı var. Nuriye Gülmen dünyada saygı duyduğum en büyük kadınsın. Mutlaka biz kazanacağız. Dik durmaya devam et Nuriye. Yüksel direnişini yargılanamaz.

Nuriye Gülmen: Savunma yapmadım. Şahsıma yönelik saldırılara cevap vermek için savunmayı mahkemeye vermek istiyorum! Mahkemeye gelmek istiyorum. Söyleyeceğim şeyler var. İlk duruşmadan bu yana savcı tanıkları güvenilir bulmuş, bizi dinlemek istemiyor. Öfkeleniyorum, mahkeme huzurunda savunma yapmak istiyorum. Avukatlarımla sağlıklı görüş yapamadım. Tahliyemi talep ediyorum. Söyleyecek çok şeyim var.