Nuray Mert kaldığı yerden devam ediyor

Son dönemki yazılarıyla AKP'ye destek veren Nuray Mert Cumhuriyet'ten kovulmasının ardından açıklamada bulundu.

Nuray Mert kaldığı yerden devam ediyor

Evrim teorisinin müfredattan çıkarılmasını olumladığı, müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesini savunduğu yazılarının ardından Cumhuriyet’teki köşesinden kovulan Nuray Mert’ten açıklama geldi.

Medyascope‘ta Gökçe Çiçek Kösedağı ve Burak Tatari’nin sorularını yanıtlayan Nuray Mert, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç’in kendisini arayıp teşekkür ettiğini söyleyip, “Gazetenin ‘laiklik ve Atatürkçülük gibi ilkeleri ile uyuşmadığım için benimle çalışamayacaklarını’ belirtti.” dediğini aktardı.

“Farklı görüşlerde olduğumuzu söylememe rağmen, yeni yönetim, yeni bir perspektif yaratmak istediklerini söyleyerek davet etti.” diyen Mert, tepkilerin ardından kendisini kovma kararı alan Cumhuriyet’in liberal çizgisindeki çelişkiye de dikkat çekti.

“Türkiye, batmış vaziyette.” ‘tespit’i yapan Mert, “Ama bizim laik kesim için, ‘Darwin mi dogma, yoksa başka bir şey mi dogma’ konusu belli ki daha çok önemli. Muhalefetin dar görüşlülüğü, bu çerçevede kendini gösteriyor. ” diyerek, AKP’nin eğitimdeki gerici saldırılarına karşı desteğini tekrarlamaktan da geri durmadı.

T24‘ün aktardığına göre Mert’in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

“Orhan Erinç, beni arayarak teşekkür etti. Gazetenin ‘laiklik ve Atatürkçülük gibi ilkeleri ile uyuşmadığım için benimle çalışamayacaklarını’ belirtti. Benim bu ilkelerle sorunum yok. Zaten, benim Cumhuriyet gazetesinin davetine icap etmem gayet zor oldu. Farklı görüşlerde olduğumuzu söylememe rağmen, yeni yönetim, yeni bir perspektif yaratmak istediklerini söyleyerek davet etti. Ben de bu çerçeve de yazmaya başladım. 

Aslında her şey ortada. Kendilerine de söyledim, biz Türkiye’de iktidar partisini ve onun gibilerini, farklılıklara tahammülsüzlükleri nedeniyle eleştiriyoruz. Ama, anlayış açısından iktidara muhalefet eden gelenek de en az onlar kadar tahammülsüzler ve onlardan farksızlar. 

Bana, bu kararda tutuklu yöneticilerin de onayı olduğu söylendi. Ben bunu telafuz etmekten utanıyorum. İktidarın tahammülsüzlüğünün kurbanı olanların davet etmesi sonrasında, yazılarıma son verilmesi, aklımın alacağı bir şey değil.

Katı Kemalist yaklaşıma alışığım. Kendilerine daha sosyal demokrat, solcu diyen çevrenin bir kısmı da buna dâhil. Üzücü olan, bunun müspet manada değişmediğini görmek. 

Tutuklu arkadaşlarımızın da onayı olması çok acı. 

Beni davet edenlerin, farklı yazacağımı bilmeleri lazımdı. Ben, ‘tepki almamak için sansürleyeyim’ diyen biri değilim. Düşüncelerini gizleyen biri değilim. Medyada, ne söyleyeceksek doğrudan söylemek lazım. 

Türkiye, batmış vaziyette. Ama bizim laik kesim için, ‘Darwin mi dogma, yoksa başka bir şey mi dogma” konusu belli ki daha çok önemli. Muhalefetin dar görüşlülüğü, bu çerçevede kendini gösteriyor. Cumhuriyet de, son davranışıyla bunu sergiliyor. 
İlkelerle ihtilafım olsa, onu da yazar söylerim.

Ne iktidar medyası benim yüzümü görmek ister, ne ben onların yüzünü görmek isterim. Ana akım medyada çoktan marjinalleşmiş birisiyim. Diğer pek çok arkadaş gibi, internet medyasında yazarız. Sorun değil.”