‘Muhalif’ Ahmet Carba’nın kirli sicili

Geçtiğimiz günlerde, Özgür Suriye Ordusundan(ÖSO) bin 500 kişilik 7 birliğin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) katıldığı bilgisi ajanslara düşerken, ÖSO’dan ayrılarak SDG bünyesine geçen birliklerin, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) eski başkanlarından Ahmet Carba’ya bağlı silahlı güçlerden El Nukba olduğu belirtildi. Ahmet Carba, kamuoyunda kirli sicili ve Suud yönetimine yakınlığı ile bilinen bir... View Article

‘Muhalif’ Ahmet Carba’nın kirli sicili

Geçtiğimiz günlerde, Özgür Suriye Ordusundan(ÖSO) bin 500 kişilik 7 birliğin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) katıldığı bilgisi ajanslara düşerken, ÖSO’dan ayrılarak SDG bünyesine geçen birliklerin, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) eski başkanlarından Ahmet Carba’ya bağlı silahlı güçlerden El Nukba olduğu belirtildi.

Ahmet Carba, kamuoyunda kirli sicili ve Suud yönetimine yakınlığı ile bilinen bir isim. Hakkında, Al Ahbar’dan Nasır Şerare tarafından yazılan makale çarpıcı gerçekleri ortaya koyarken, Carba’nın uyuşturucu kaçakçılığından, genelev işletmeye varana kadar onlarca suçtan hüküm giydiği belirtiliyor.

Dolandırıcılıktan cinayete farklı suçlamalardan aranan bir isim

Ahmet Carba, 15 Eylül 1969’da Suriye’nin kuzeyindeki Kamışlı’da dünyaya geliyor. Carba’nın ailesi, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt ve Ürdün’de kolları bulunan Sünni Arap Şammar aşiretine mensup. Şammar kabilesi 19. yüzyılda Arabistan Yarımadası’nın Necd bölgesinde nüfuz sahibiydi, topluluk günümüzde halen Orta Doğu’daki etkin aşiretler arasında gösteriliyor. Carba, ailesinden gelen nüfuzu da kullanarak Suriye’deki bazı Sünni Arap aşiretlerinin “muhalefete” katılmalarında rol oynuyor.

Beyrut Arap Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Carba, 1990’larda iki kez, ayaklanmanın başladığı dönem Mart 2011’de de bir kez tutuklanıyor. Serbest kaldıktan sonra da Suriye dışında yaşamaya başlıyor.

Makalede yer alan bilgilere göre, Carba’nın, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun başına getirilmesi ise başından sonuna bir Suudi Arabistan projesi. Şerare’ye göre Ahmed Carba’nın, Katar, Arabistan ve Suriye güvenlik birimlerinde ortak kayıtları ve 3 ülkenin güvenlik servislerinin birbirileri ile koordineli olacak şekilde çalışmasına neden olmuş bir geçmişi var. Şerare’nin Suriyeli kaynaklardan aktardığına göre, Ahmed Carba, Suriye’nin güvenlik kayıtlarında açıkça dolandırıcılıktan, cinayetten ve başarısız suikast girişimlerine değin farklı suçlamalardan aranan bir isim. Yine aynı kaynağa göre bu kayıtlar Katar ve Arabistan emniyetlerinde de mevcut.

Ahmed Carba’nın sabıka kaydında geçen tam ismi ”Ahmed El-Onyan El-Medlül El-Asi”. Bu sabıka kayıtlarında, 2008 yılında Arabistan ve Suriye’nin güvenlik servisleri arasında tutuklu değişim anlaşması çerçevesinde Ahmed Carba’nın uyuşturucu kaçakçılığından Şam’a teslim edildiği ve bu suçtan dolayı yargılanıp hapis cezasına çarptırıldığı belirtiliyor. Bu kayıtlara benzer bir diğer olay da Katar güvenlik servislerinde var.

İddiaya göre, Katar Emiri Hamad Bin Es-Sani, Ahmet Carba’dan, babasına yaptığı darbeden sonra, Suriye’ye kaçan son Dış İşleri Bakanı’nı öldürmesini istiyor. Ahmed Carba öldürme sözü verdikten sonra da Hamad grubundan para alıyor. Lakin Ahmed Carba, Hamad’ın babası Emir Halife grubuna gidip olan biteni anlatıyor ve bu gruptan da para koparıyor. Bu olayın siyasi yansımaları sonucu Suriye güvenlik servisleri soruşturma başlatıyor. Bunun ardından Ahmed Carba dolandırıcılık ve sahtekarlık suçlarından 5 ay hapis yatıyor.

2004 yılında ise Ahmed Carba, Ürdün, Suriye, Irak ve özellikle Arabistan’da giderek yayılan ve genişleyen Şammar aşiretinin şeyhi olarak Lübnan eski başbakanı Refik Hariri ile tanışmanın yollarını arıyor. Suriye’de ilişkileri kesilmeden, önce de, Suriye güvenlik servislerinin Ahmed Carba’yı Haseke ve Şam civarlarında genelev işlettiği gerekçesiyle de takip ettiği iddialar arasında yer alıyor.

Yakınlık geçen seneye dayanıyor

Özgür Suriye Ordusundan(ÖSO) bin 500 kişilik 7 birliğin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) geçişi ise geçtiğimiz yıl Eylül ayında Kahire’de, PYD ve Carba’nın önderliğindeki Suriye’nin Yarını Hareketi’nin vardığı mutabakat ve yakınlaşmasının sonucu olarak değerlendiriliyor.

Carba, 11 Eylül’de ANF haber ajansına verdiği mülakatta özerk yönetimle sağladıkları mutabakatın Suriye’de Araplar ve Kürtler arasındaki güçlü bağları yansıttığını kaydetmiş ve nihai anlaşmada “rejimin” tüm simgeleriyle birlikte devrilmesi amacını taşıdığını ifade etmişti.

Kürt Demokratik Toplum Hareketi’nin (TEV-DEM) liderlerinden özerk yönetim temsilcisi Eldar Halil, Al-Monitor’a yaptığı açıklamada sağlanan mutabakatla Suriye’de barışçıl çözümden yana olan ulusal muhalif grupların bir araya getirilmesinin amaçlandığını belirtmiş, anlaşmayı Kürtler ile Suriye muhalefeti arasında “buzları eritmenin bir yolu” olarak niteleyerek, şubatta Moskova’da açılan büronun ardından özerk yönetimin Washington’da da büro açmasının “muhtemel” olduğunu sözlerine eklemişti.