Metalde adım adım "greve" gidiliyor

Metal işçileri için bir kez daha toplu sözleşme dönemi açılırken, MESS bir kez daha işçilere dayatmada bulunuyor.

Metalde adım adım

Metal işçileri için bir kez daha toplu sözleşme dönemi açılırken, MESS bir kez daha işçilere dayatmada bulunuyor.

İşçiler için “grev” yolu açılırken, MESS’in aklı 2015 metal direnişinde. Metal sektörü son yıllarda işçi örgütlülüğünün yükseldiği sektörlerden biri. Bu sektör başta otomotiv ve dayanıklı tüketim malzemeleri olmak üzere Türkiye ekonomisinin lokomotifini oluşturuyor. Özellikle otomotiv sektöründe “ihracat rekorları” kırılırken, işçiler bu rekorun emekleri karşılığında gerçekleştiğini ifade ediyor. İşçiler bu karşılığı Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile sektörde örgütlü üç sendika arasında 140 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde almak istiyor.

Türk Metal oyalama taktiği uyguluyor

Sendikalar ile ayrı ayrı görüşmeler sürerken, sektörün en büyük kısmını oluşturan ve “sarı sendika” olarak bilinen Türk Metal, sürece iddialı laflarla girdi. Yüzde 38’lik artış önerdiklerini belirten sarı sendika temsilcileri, toplamda ücretlere seyyanen (eşit olarak) saat başı 1,75 TL’lik artış istiyor. Sarı sendika ile MESS arasındaki görüşmeler şimdilik uyumlu giderken, özellikle otomotiv sektöründeki işçiler bu duruma tepkili. 30 binden fazla işçiyi temsilen MESS ile görüşen Birleşik Metal ise toplu sözleşme taslağında saat başı ücretlere 2,40 lira artış istiyor. Birleşik Metal ile MESS arasında 5. fasıl görüşmeler tamamlanırken, uzlaşmazlıkların grev sürecini açabileceği düşünülüyor. Görüşmelerle ilgili basına açıklama yapan MESS Genel Sekreteri Özgen Barut ise, patronların endişelerini dile getirdi. İşçilerin ortalama ücret artışlarından daha fazlasını talep ettiğini ifade eden Barut, “bu durumda herkes kaybeder” dedi. Barut sektörün ülkenin “can damarı” olduğunu ifade ederken, 2015’te yaşadıkları şoku hala atlamadıkları gözlemlendi.

2015 metal direnişinin dersleri işçiler açısından öğretici

Metal işçileri ise bekleyişini sürdürüyor. Özellikle sektörde 2011 toplu sözleşme görüşmeleri ile başlayan ve 2012’de Bosch, 2015 grevi ve Mayıs 2015’te metal direnişe dönen genel eylemlilik süreci işçileri cesaretlendiriyor. Bu noktada 2015’te başlayan ve Türk Metal’in etkisini kırmak için atılan adımların sonuçsuz kalmış olması işçiler açısında aleyhte bir durum oluşturuyor. Lakin tüm bunlara karşı işçilerin tetikte beklemesi, örgütlenilmemiş havzalarda örgütlenme pratiklerinin açığa çıkmış olması işçilerin bu toplu sözleşme sürecindeki rolünü arttırıyor. Türkiye işçi sınıfı açısından önemli bir rol modeli oynayan metal işçisi bu sürece işyerlerinde örgütlülüklerini sağlamlaştırarak ve “grev komitelerini” şimdiden örgütleyerek aşabilir. Aksi halde metal direnişinde yaşanan ve “sönümlenme” ile sona biten dalganın bir benzerinin yaşanması kaçınılmaz hale dönüşür.

(Bu haber Sosyalist Cumhuriyet gazetesinin 49. sayısından alınmıştır.)