Mehmet Partigöç mahkemede: Sıkışan herkes 'Partigöç'den emir aldık' diyor

15 Temmuz darbe girişiminde 'Yurtta Sulh Konseyi' adına yazılan bildiride imzası olduğu öne sürülen eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç savunma yaptı.

Mehmet Partigöç mahkemede: Sıkışan herkes 'Partigöç'den emir aldık' diyor

15 Temmuz darbe girişiminde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ adına yazılan bildiride imzası olduğu öne sürülen Genelkurmay Personel Palan ve Yönetim Daire eski Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç savunma yaptı.

Suçlamaları kabul etmeyen sanık Partigöç, altında imzası bulunduğu iddia edilen darbe mesajları için “Bu mesajları hiç görmedim. İsmimin olduğunu da cezaevinde öğrendim. Yaşar Güler’in gönderdiği bir CD’de benim ismimin olacağını nereden bileyim” dedi.

Partigöç, darbe girişiminden 7 ay kadar önce “FETÖSAVAR” adlı internet sitesinde ‘FETÖ’cü olduğu yönünde iddiaların yer aldığını söyledi. “İsmimin sürekli kullanıldığının, sıkışan herkesin ‘Partigöç’ten emir aldık’ dediğinin farkındayım. Mahkemeniz benden bir darbeci çıkarıcak mı bilmiyorum, ama benden bir FETÖ’cü türetemeyeceklerini bilmiyorum” diye konuştu. Partigöç, tutuklu ve eski korgeneral İlhan Talu’nun kendisinin ‘FETÖ’cü olduğunu söylediğini hatırlatarak, “O beni zannetmiş olabilir ama ben şuna inanıyorum, İlhan Talu FETÖ’cü değil” dedi.

Tedbirin kaldırılması talebi

Savunmasında, tüm mal varlığına tedbir uygulandığı için maddi durumunun iyi olmadığını, ücretlerin yüksek olması nedeniyle avukat tutamadığını belirten Partigöç, baro tarafından atanan avukatla da savunmasından önce hiç görüşemediğini söyledi. Sabahki oturuma avukatın gelmemesinin kendisiyle ilgili bir durum olmadığını ileri süren Partigöç, mahkeme başkanına yönelik “Bu nedenle sizi düşürdüğüm zor durum için özür dilerim. Kendime avukat tutabilmek için mal varlığımdaki tedbirin kaldırılmasını talip ediyorum” dedi.

“Tespitleri olsa kayda geçerlerdi”

Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) görevli iken kumpas davası mağdurlarından emekli Albay Levent Göktaş, emekli Korgeneral Engin Alan gibi isimlerin, kendisinin sicil amiri olduğunu aktaran Partigöç, “Benimle ilgili bir tespitleri olsa o dönemde kayda geçirmemeleri mümkün mü?” diye sordu. Sanık Partigöç, amiri Levent Göktaş’ın önerisiyle ÖKK’dan karargaha görevlendirildiğini savundu.

Tamamen TSK’nın tayin sistemi içinde, hakkında şaibe olmayan kişilerin içinde bulunduğu süreçte Genelkurmay Karargahı’nda görevlendirildiğini ileri süren Partigöç, kumpas davaları döneminde, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’e ait olduğu ileri sürülen, Ergenekon davasında delil kabul edilen ıslak imzalı belgenin “askeri yazışma kurallarına uygun olmadığı” yönünde bilirkişi raporu verdiğini ileri sürdü. Partigöç, bu nedenle tutuklu gazeteci Mehmet Baransu’nun kendisini sahte bilirkişilikle itham ettiğini savundu.

“Suratım hep kırmızıdır”

Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın, ifadesinde, Genelkurmay Karargahı’nda kendisiyle karşılaştığını, “Yüzü de adeta kızamık şekeri gibi kıpkırmızı idi” dediğini hatırlatan Partigöç, “Herkes bilir, benim suratım hep kırmızıdır.” dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, karargahtan götürülüşü sırasında orada bulunduğunun da iddia edildiğini belirten Partigöç, “Benim Genelkurmay Başkanı ile bırakın 15 Temmuz gününü, o hafta yan yana geldiğimi gören varsa hakkımdaki bütün ithamları kabul edeceğim. Eğer ben o gece Akar ile yan yana gelmişsem bütün iddiaları kabul edeceğim.” savunmasını yaptı.

“Sıkışan herkes Partigöç’den emir aldık diyor”

Mehmet Partigöç, Daire başkanlığı görevinin üçüncü yıla uzatılması nedeniyle 15 Temmuz darbe girişiminden 6-7 ay önce hakkındaki iddiaların ortaya atıldığını, “FETÖSAVAR” adlı internet sitesinde ‘FETÖ’cü olduğu yönünde iddiaların yer aldığını söyledi. Hakkındaki iddialar çıkınca, sicil amirlerine istifa etmek istediğini söylediğini, ancak göreve devam etmesinin istendiğini iddia eden Partigöç, “İsmimin sürekli kullanıldığının, sıkışan herkesin ‘Partigöç’ten emir aldık’ dediğinin farkındayım. Mahkemeniz benden bir darbeci çıkarıcak mı bilmiyorum, ama benden bir FETÖ’cü türetemeyeceklerini bilmiyorum” savunmasını yaptı.

“Tatbikat dediler”

Darbe girişimi günü normal mesaisine başladığını, Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısı nedeniyle çalışmaların yoğun olduğunu anlatan Partigöç, karargahta saat 21.00’den itibaren bir hareketliliğin başladığını, elinde silahla mevzi alan askerleri gördüğünü, bazı askerlerin de plastik kelepçeyle ellerinin bağlı olduğunu ifade etti.

Ne olduğunu sorduğunda tatbikat yapıldığı bilgisini aldığını iddia eden Mehmet Partigöç, o gece komuta katına 4 kez giriş yaptığını, bu sırada Yaşar Güler’in emir subayının kendisine “bir mesaj geldiğini hemen yayınlanması gerektiğini söylediğini” ileri sürdü. Yaşar Güler’in makamına ilk gittiğinde müsait olmadığının söylendiğini, ikinci kez gittiğinde ise Akıncı Üssü’ne gittiğinin belirtildiğini aktaran Partigöç, Personel Başkanı İlhan Talu’nun odasına geçtiğini, ışıkların sönük, kapısının kapalı olduğunu gördüğünü belirtti. Partigöç, mesajıyla ilgili “Bana emir veren kimse yok, Yaşar Paşa emir gönderdiyse gereğini yapın” dediğini ileri sürerek, kamera kayıtlarını izleyerek olayların ne olduğunu anlamaya çalıştığını ileri sürdü.

“İlhan Talu emir verdi”

Gece boyunca amirlerinden kimsenin kendisini aramadığını, 16 Temmuz sabah saat 10.00 sıralarında, İlhan Talu’nun kendisini arayarak, karargahtaki personelin savcılara teslim olması emrini verdiğini, bu emri personele ilettiğini anlatan Partigöç, ardından kendisinin de tutuklandığını ifade etti.

“Herkes beni suçluyor”

TSK mesaj sisteminden gönderilen sıkıyönetim belgesinde imzası bulunduğunu kabul etmeyen Partigöç, “Mesajları hala görmedim, şu ana kadar daha görmüş değilim. Mesajları alanların hiçbirisi beni arayıp ‘bu nedir’ diye sormuyor, herkes kendini aklamaya çalışıyor. O saate bunun emir komuta zinciri içinde olduğuna inananlar vardı, ki ben de ona inandım, sonra iş bu noktaya gelince FETÖ’cü darbeydi… Algı oluşturmak kolay, herkes suçluyor, darbe girişimin arkasındaki hangi üst akılsa başarısız olacağı belli. Bunun için özel tedbirler alınmış, önce bir kısım personelin inanması sağlanmış, sonra bunların FETÖ’cü ilan edilmeleri sağlanmıştır” iddiasında bulundu.