Komünistlerden gericiliğe ve teröre karşı eylem: Ülkemizi gerici barbarlığa teslim etmeyeceğiz!

Türkiye Komünist Hareketi Kartal'da eylem yaptı.

Komünistlerden gericiliğe ve teröre karşı eylem: Ülkemizi gerici barbarlığa teslim etmeyeceğiz!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) bugün Kartal’da ülkemizde son dönemde yaşanan katliamlar ve terör eylemlerine karşı bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Saat 13:00’da Kartal’da Meydanı’nda gerçekleştirilen yürüyüş ve basın açıklamasında, “Kahrolsun gericilik, yaşasın laiklik”, “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok”, “Yağma yok, sosyalizm var” sloganları atıldı.

Eylemde TKH MK üyesi Hakan Yerlikaya tarafından okunan basın açıklaması şu şekilde:

Ülkemizi gerici barbarlığa teslim etmeyeceğiz!

Ülkemiz gericiliğin, karanlığın ve terörün cenderesi altındadır. Emekçi halkımız bu karanlıktan kurtulmalıdır, kurtulacaktır.

Sadece 2015-2016 yılları arasında 26 bombalı ve silahlı katliamla ülkemiz vurulmuş, halkımız korku rejimiyle esir alınmaya çalışılmıştır.

Katliamlarla geçen 2016 yılından sonra yeni yıla alçakça bir katliam haberi ile girilmiştir. İstanbul Ortaköy’de yılbaşı gecesinde yaşanan silahlı saldırı sonrası 39 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği ve 65 yurttaşımızın yaralandığı yeni bir katliam daha yaşanmıştır.

Bu katliamlara alışmayacağız. Barbarca, alçakça ve haince düzenlenen bu saldırıyı lanetliyoruz.

Bu saldırı da öncekiler gibi göz göre göre gelmiştir. Bu saldırının zemini AKP iktidarının Suriye politikasının ve gericiliğin karanlık zihniyetinin taşlarıyla döşenmiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “yılbaşı kutlamalarını karşısına alan hutbeleri” yayınlanırsa, yılbaşı kutlamalarına hayır diyen gerici kampanyalar düzenlenirse, tarikat ve cemaatlerin halkın yılbaşı kutlamalarına karşı gerici siyasi gösteriler düzenlemesine izin verilirse, gericiliğin bir başka kanadının katliamlarına kapı aralanmış olur.

Bugün bir yılbaşı gecesinde toplu katliam yapan gerici zihniyet ile yılbaşı kutlamalarını karşısına alan gerici zihniyet arasında fark bulunmamaktadır.

Bu katliamın aynı zamanda AKP iktidarının Suriye politikasıyla doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Yıllardır cihatçı gerici çeteler Türkiye üzerinden Suriye’ye sokulmuş, silahlandırılmış, ülkemize geçişlerine izin verilmiştir. AKP iktidarının yanlış Suriye politikası, bugün ülkemize katliamlar olarak dönmüştür.

Bu politikalar doğrultusunda Ilımlı İslam ile Türkiye rol model yapılmaya çalışılmıştı. Irak ve Suriye’de radikal cihatçı çeteler devreye sokulmuş Suriye ve Irak’ın parçalanması hedeflenmişti. Emperyalizm ve işbirlikçileri eliyle “ılımlı-radikal İslamcılığın kullanıldığı planın” bedellerini en ağır şekilde ödeyen Irak ve Suriye halkı gibi Türkiye halkı da ağır bedeller ödemeye devam etmektedir.

Saldırı olabileceği yönündeki istihbarata rağmen cihatçı hücrelerin ülkemizdeki varlıklarını koruyabilmesi ise AKP yönetiminin zaafiyetini bir kez daha açık olarak göstermiştir.

Yılbaşı kutlamalarını ‘din dışı’ ilan eden cüppeli yobaz Ahmet Mahmut Ünlü’nün bu kez bin 500 yıllık zeka ve düşünce oyunu satrançla ilgili ‘fetva’lar vermekte, satranç oynayanları yalancı ve lanetlenmiş olarak tarif etmektedir. Cüppeli yobazın ‘Yenikapı Ruhunun’ önemli figürlerinden biri olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

Reina Katliamı’nın ardından ortaya çıkan gericiliğe karşı tepkiler AKP iktidarı tarafından düşman ilan edilmeye çalışılırken, gerici ve emperyalizm yanlısı bu iktidarın tüm suçlarının üzeri örtülmeye çalışılmaktadır.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası hükümet sözcüsü sosyal medya hesaplarını takip altına aldıkları tehdidini savurmuş, buranın ‘Dingonun Ahırı’ olmadığını savunmuştur. Ülkemizin sınırlarını ve güvenliğini tehlikeye atan hükümettir. Ülkemizden Irak ve Suriye’ye geçen, yine ülkemizde hücreler kuran cihatçı çeteleri besleyenler ve bunu savunan yandaş medya bu duruma karşı çıkanlardan rahatsız olmaktadır. İlericiler, devrimciler fişlenerek ve hedef gösterilerek linç ettirilmeye çalışılmaktadır.

Ülke genelinde haftalardır milli eğitim müdürlüklerinden AKP’li yazar ve ‘ünlü’lere, cemaat ve tarikat liderlerinden kimi parti gençlik teşkılatlarına kadar yılbaşı kutlamalarına karşı düşmanca eylem ve söylemlerde bulunarak adeta kampanya yürütülürken Hükümet’in hiç bir önlem almadığı biliniyor. Gerici söylem ve tehditlerle gelinen 1 Ocak gecesinde yaşanan Reina Katliamı’nın ardından da durmayan ve bu kez ‘oh olsun’ minvalinde devam eden yorumlarla ilgili de Bakanlık ve savcılıklar nezdinde somut bir adımın atılmadığı da gün gibi açıktır.

Bütün bunlar yaşanırken ülkemiz bir kanlı terör eylemine daha sahne olmuş, İzmir Adliyesi’ne yönelik yapılan terör eyleminde 2 yurttaşımız öldürülmüştür. Emekçileri, ülkemizi terör ve katliamlarla karşı karşıya bırakan bu gerici sermaye düzenine, cihatçı ya da milliyetçi her türden teröre karşı duruyoruz, durmaya devam edeceğiz.

Tüm bunlar yine en yetkili ağızlar tarafından başkanlık hedefine bağlanmaya çalışılmakta, istikrar ve güvenlik başkanlık rejimi ile özdeşletirilmeye çalışılmaktadır.

AKP anayasayı değiştirip başkanlık rejimine geçmek istemektedir. Başkanlık daha istikrarlı bir ülke değil tek adam yönetimine geçiştir. Meclis artık tek adamın ağzına bakacak, Yargı tek adamın komutlarıyla karar verecektir. Hukuk devleti yerine diktatörlük rejimine geçiş amaçlanmaktadır. Bugün AKP tarafından istenen bir diktatörlük rejimidir.

AKP iktidarı ülkemizi yönetememektedir. AKP iktidarı gericiliğin tohumlarının daha fazla ekilmesine neden olmuştur. AKP iktidarı, cihatçı çetelerin arkasında durarak ateşi ülkemize de taşımıştır. Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’da rol kapmak adına kapıları cihatçılara açan AKP’nin işbirlikçiliğinin bedelini ülkemiz ağır biçimde ödemektedir.

Son olarak yeni KHK’lar ile “darbe girişimi ile hesaplaşma” adı altında sola, emekçilere ve muhalif kesimlere yönelik tasfiye ve sindirme operasyonunu da buradan teşhir etmek istiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasını fırsata çevirmeye çalışan bu sağcı iktidar solu sindirmek için elinden geleni yapmaktadır.

Katliamlarla, korku rejimi ile, tutuklamalarınızla bir halkı esir alamayacaksınız.

Bu katliamların önü, emperyalizm ve parababalarının AKP eliyle yaratmış olduğu bu işbirlikçi gerici düzenle hesaplaşıldığı ölçüde kesilecektir.

Halkımızı gericiliğe, yobaz katillere ve bunların iplerini ellerin de tutanlara karşı örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.

Gelin aydınlık bir ülkeyi, emekçilerin laik ve bağımsız cumhuriyetini hep birlikte kuralım.”