Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün 'hedefini' belli etti: Erdoğan 2019'da gidecek

Kemal Kılıçdaroğlu Deutsche Welle'ye röportaj verdi.

Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün 'hedefini' belli etti: Erdoğan 2019'da gidecek

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’a yönelik, “Demirtaş teröristtir” ifadelerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Demirtaş’ın suçlu olup olmadığına siyasetçi, sanayici ya da esnaf karar vermez. Bu kararı yargı verir. Ama Erdoğan kendisini yargı yerine koyduğu için herkesi terörist ilan ediyor. Hakim de ona göre tutuklama kararı veriyor. “Ağır cezalar gelecektir” diyerek, ‘İstediğim kişiye istediğim cezayı verdiriyorum’ diyor. Toplumun her kesimine gözdağı veriyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın 2019 seçimlerini kaybedeceğini bildiği için baskı uyguladığını savunan Kılıçdaroğlu, “Ben, Erdoğan’da şunu gördüm: Devletin tüm olanaklarına rağmen, referandum sonucunda, yüzde 50’yi yakalayamadı. YSK’daki çeteyle ancak bu sonuca ulaşabildi. 2019’da kendisinin gideceğini görüyor. 2019 korkusuyla toplumu baskılıyor. Ama ne yaparsa yapsın Erdoğan 2019’da gidecektir” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DW’den Aslı Işık’ın sorularını yanıtladı. Sorular ve yanıtlar şu şekilde:

Cumhurbaşkanı’nın Enis Berberoğlu kararını hatırlatarak, “Yıl sonuna doğru ciddi anlamda mahkumiyetler gelecek” sözlerini nasıl değerlendirirsiniz?

Bu sözler yargıya talimatı bizzat kendisinin verdiğini gösterir. “Ciddi mahkumiyetler gelecek” demek, “Kafamda mahkum edilecekleri yıl bellidir. Yeri ve zamanı gelince bu süreyi hakime bildireceğim,  hakim de bu sürede cezayı verecektir” demektir. Savcı değilsin, hakim de değilsin nasıl olur da böyle bir fikri ifade ediyorsun. Bu “Yargı benim emrimde, ben istediğimi yaparım” demektir.

“Buna Erdoğan karar veremez”

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş için ‘terörist’ tanımlamasını nasıl yorumlarsınız?

Demirtaş için söylediği sözlere gelince; kimin suçlu olup olmadığına siyasetçi, sanayici ya da esnaf karar vermez. Bu kararı yargı verir. Ama Erdoğan kendisini yargı yerine koyduğu için herkesi terörist ilan ediyor. Hakim de ona göre tutuklama kararı veriyor. “Ağır cezalar gelecektir” diyerek, ‘İstediğim kişiye istediğim cezayı verdiriyorum’ diyor. Toplumun her kesimine gözdağı veriyor.

“Erdoğan 2019’da gidecek”

Ben, Erdoğan’da şunu gördüm: Devletin tüm olanaklarına rağmen, referandum sonucunda, yüzde 50’yi yakalayamadı. YSK’daki çeteyle ancak bu sonuca ulaşabildi. 2019’da kendisinin gideceğini görüyor. 2019 korkusuyla toplumu baskılıyor. Ama ne yaparsa yapsın Erdoğan 2019’da gidecektir.

“Erdoğan bağımsızlığını ilan etmiş”

Deniz Yücel ve hapisteki gazeteciler için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘terörist’ ısrarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir gazetecinin teröristlikle suçlanması hele hele mahkum edilmeden bir siyasal kişi tarafından suçlanması asla doğru değildir. Bu, Türkiye’nin saygınlığına da gölge düşürür. Türkiye’nin bir diktatör tarafından yönetildiği algısını dünyada pekiştirir. Çünkü ceza verileceğini söylüyor, ağır ceza verileceğini söylüyor. Suçunu da söylüyor, ‘teröristtir’ diyor. Hem suçlayan, hem yargılayan makam, hem de mahkum eden aynı kişi. Bu çok tehlikeli bir şey. Suçluyor, yargılıyor, cezayı kesiyor. Sözde yargı bağımsız, bizim de buna inanmamızı istiyor. Yargının bağımsız olduğu konusunu bizim seslendirmemizi istiyor.

Erdoğan kendi bağımsızlığını ilan etmiş aslında. ‘Ben Türkiye’de her şeye hakimim, kimse bana dokunamaz’ diyor. Şuanda bir dokunulmazlık zırhı içinde. Bir de şu var; her darbe kendi hukukunu yaratır. 20 Temmuz darbesi de kendi hukukunu yarattı. OHAL kararnameleri ve Anayasa değişikliği ile bunu gördük. Her darbe sonrası darbeciler kendilerini ve ailelerini koruyacak hükümleri getirir. Evren bile, tüm yargıyı kontrol altına almamıştı. Hiçbir darbede bu yoktu sadece sıkıyönetim mahkemeleri vardı. Ama şimdi en küçük mahkemeden Anayasa mahkemesine kadar her şey, Erdoğan’ın kontrolünde.