İlerici Kadınlar Derneği Kartal'da 8 Mart eylemi yaptı: Başkanlık diktatörlüktür

İlerici Kadınlar Derneği Kartal'da eylem yaptı.

İlerici Kadınlar Derneği Kartal'da 8 Mart eylemi yaptı: Başkanlık diktatörlüktür

İlerici Kadınlar Derneği’nin (İKD) çağrısıyla bugün saat 14:00’da toplanan kadınlar yaptıkları yürüyüşün ardından Kartal Meydanı’nda bir eylem gerçekleştirdiler.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle toplanan kadınların gündeminde de referandum ve başkanlık sistemi bulunuyor. “Başkanlık diktatörlüktür. Kadınlar ‘Hayır’ diyor” pankartı ile yürüyen kadınların eyleminde, “Yaşasın 8 Mart”, “Karanlığa, faşizme, başkanlığa hayır” sloganları atıldı.

Eylemde eğitim emekçileri adına Aydan Güner, sağlık emekçileri adına Gülseren Ercan, tutuklu gazeteciler ile dayanışmak adına Alev Doğan söz alarak birer konuşma yaptı. Kadınların hukuk alanında verdikleri mücadeleye Selin Aksoy yaptığı konuşmada değinirken, genç kadınlar adına Şeyda Atakoğlu söz aldı.

İKD’nin açıklaması ise GYK üyesi Habibe Kılıç tarafından okundu. Açıklama şu şekilde:

BAŞKANLIK DİKTATÖRLÜKTÜR; KADINLAR HAYIR DİYOR!

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü vesilesi ile bir aradayız.

8 Mart 1857’de New Yorklu dokuma işçisi kadınlar çalışma saatlerinin düşürülmesi için grevleri başlattı. Kadınları fabrikaya kapatıp, yanarak ölmelerine neden olanlar tarihten silinip gitti. New Yorklu kadınlar ise insanlığa çok büyük bir miras bıraktı. hayatını kaybeden kadın işçilerin mücadelesi bizim mücadelemizdir.

1910 yılında İkinci Enternasyonel’de Clara Zetkin’in önerisi ile ölen kadınların anısına 8 mart, “Emekçi Kadınların Mücadele Günü” olarak kabul edildi.

8 Mart 1917 yılında Rusya’da “Ekmek”, “Barış” ve “Kahrolsun İstibdat” sloganları ile Petrograd şehrinde gerçekleşen grevler ve eylemlere yüz binlerce emekçi katıldı. Bu gösterilerde ekmek ve barış talebiyle sokakları dolduran kadınlar, Rusya halklarına açlık ve gözyaşından başka bir şey sunmayan çarlık rejiminin sonunu getirdi.

Yüz yıl sonra bugün dünya halkları savaşların, gericiliğin ve yoksulluğun pençesindedir.

Ülkemiz 15 yıllık AKP iktidarının politikaları sonucu sokaklarında bombaların patladığı, korkunun egemen kılındığı bir noktaya taşınmıştır.

İstikrar yalanı ile emekçiler yoksulluğa mahkum edilmiştir. Her yıl binlerce emekçi AKP’nin çılgın projelerinde iş cinayetlerine kurban edilmiştir. Geçtiğimiz yıl 1980 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.

Kadın emeği esnek çalışma adı altında ücretli köleliğin, özel istihdam bürolarının, işçi kiralamanın bahanesi haline getirilmiştir. Kadınların istihdam oranları ise halen %30 civarındadır. 12 milyon ev kadını ise üretim sürecinin dışında bırakılmış, bu kesim işsiz dahi sayılmamaktadır. Kadınlar ucuz ve yedek iş gücü olarak görülmekte, çalışan kadınların yarısı güvencesiz çalışmaktadır.

Gerici politikalar ve söylemler ülkemizi bir kadın mezarlığına çevirmiştir. Geçtiğimiz ay yine 30 kadın cinayeti işlenmiştir. Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzler gündelik haberler haline gelmiştir. Kadınlar şort giydiklari yada parkta spor yaptıkları için şiddete maruz kalmış, mahkemeler yine failleri aklama derdine düşmüştür.

Çocuk yaşta “evlilik” adı altında istismar halen çok yaygındır. Öte yandan denetimsiz yurtlarda barınmak zorunda bırakılan çocuklarımız istismar edilmekte, bu yurtlarda hayatını kaybetmektedir.

Şimdi de OHAL ile, KHK’lar ile bu düzeni yeni bir evreye taşımak, diktatörlüğü tescillemek istemektedirler. Biz ilerici kadınlar, tıpkı yüz yıl önce Ekim Devrimi’nin öncü eylemlerinin mimarı olan Petrogradlı kardeşlerimiz gibi “Kahrolsun istibdat” diyoruz.

“Kadınlar yarımdır” diyenlere, laikliği ortadan kaldırmak isteyenlere, bizlere “yeriniz evinizdir” diyenlere, istikrar yalanıyla yoksulluğu kutsayanlara, ülkemizi savaş alanına çevirenlere “HAYIR” diyoruz!

Adım adım laikliği tasfiyeye girişen AKP yasama, yargı ve yürütme organlarını tek bir merkezde birleştirerek memleketi tek adam sistemiyle yönetmek istiyor. İktidar, var olan anayasa sisteminde yapacağı köklü değişiklikler ile cumhuriyet fikrini tasfiyeye girişmiştir.

AKP Başkanlık anayasasını emekçi halka dayatırken bunu Türkiye’nin istikrarı için önümüze koyduğunu propaganda ediyor.

Biz kadınlar için AKP’nin istikrarı daha fazla kadın cinayeti, şiddet ve tecavüz olarak algılanmalıdır.

Yıllardır maruz kaldığımız tüm gerici politikaların başkanlık anayasasıyla hız kesmeden devam edeceğine şüphe duymuyor, amasız fakatsız bu diktatörlük rejimine ”Hayır” diyoruz!

“Anneler dünyada bir başkasının sahip olamayacağı annelik kariyerine sahip oluyorlar. Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir.” diyenlere ”Hayır” diyoruz!

Kadını ev-aile içi roller ile köleleştiren, sadece doğurganlığı ve anne olma özelliğiyle gören bu gerici dayatmaya ”Hayır” diyoruz.

“Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, aile namusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz” diyerek kadına şiddeti meşrulaştıran AKP’li zihniyetin anayasasına” “Hayır” diyoruz.

Kadınları kamusal alandan tasfiye ederek köleleştiren, toplumsal bağlarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bu kokuşmuş sistemin savunucularına ”Hayır” diyoruz!

Çocuk evlilikleri için “Nikahların çoğu masumane kıyılıyor” diyerek çocuk yaşta evlilikleri normalleştiren AKP’li Ayşenur İslam’ın anayasasına karşı biz kadınlar çocuklarımızın geleceği için ”Hayır” diyoruz!

Kadın düşmanı bu gerici düzenin kurumsallaşmasına “Hayır” diyoruz!

“Yüzyıllık prangalarımızıdan kurtuluyoruz” diyerek değişikliğin hedefinde cumhuriyet fikrinin olduğunu ilan eden “milletvekilinin” teklifine “Hayır” diyoruz!

“Parlamenter sistem canımıza yetti” ifadeleriyle saltanat sürmek isteyenlere “Hayır” diyoruz!

Bugüne kadar sürdürdüğümüz eşitlik, özgürlük, laiklik mücadelesinin gereği olarak Başkanlık Anayasası’na “HAYIR” diyoruz!

Buradan bütün kadınlara sesleniyoruz, emeğimiz için, hürriyetimiz için, yaşam hakkımız için, çocuklarımızın geleceği için hep birlikte hayır diyelim, karanlığa son verelim.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!

(Fotoğraflar: Özgür Özkök)