Hukuk Defterleri: Yeni adli yılda ilerici hukukçuları mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz

Hukuk Defterleri dergisi, yeni adli yıl açılışı nedeniyle bir açıklama yayınladı.

Hukuk Defterleri: Yeni adli yılda ilerici hukukçuları mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz

Hukuk Defterleri dergisi, yeni adli yıl açılışı nedeniyle bir açıklama yayınladı.

Açıklamada 1 seneyi aşkın süredir devam eden OHAL uygulaması kapsamında iktidarın hukuksuz uygulamaları ve bu yıl gerçekleştirilen şaibeli 16 Nisan referandumunun ardından yargının bütünüyle iktidarın emrine verilmesine dikkat çekilirken, “O zaman bize düşen, mücadeleye ne şekilde devam edeceğimiz tartışmasının ivedilikle ele alınmasıdır” denilerek hukukçulara birlikte mücadele çağrısı yapıldı.

Hukuk Defterleri açıklaması şöyle:

“OHAL’in İkinci Yılında Yeni Bir Adli Yıla Girerken…

OHAL’in sürdüğü ikinci bir adli yıl önümüzde duruyor…

Geçen adli yıl başlangıcından bu yana OHAL kapsamında yeni KHK’lar ile kamuda tasfiyeler sürer, emekçiler aleyhine birçok düzenlemeler getirilirken; Nisan ayında gerçekleşen Anayasa referandumu ile iktidar, erklerin tek bir merkezde -Cumhurbaşkanında- toplandığı anayasal düzenlemeyi uygulamaya koydu. Böylece II. Cumhuriyet’in hukuki olarak “meşru zeminini” yaratmanın ve devlet yapısını tamamıyla değiştirerek gücü tek elde toplamanın önemli bir dönemeci olan sistemsel değişikliği gerçekleştirmiş oldu.

Referandum ile yasama erki, yani Meclis etkisizleştirilerek adeta işlevsiz hale getirilirken; yargının, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısı değiştirilerek tam anlamıyla siyasete bağımlı hale getirilmesi amaçlanıyor. Bu bağlamda referandum sonrasında ilk atılan adımlardan biri, HSK üyelerinin değiştirilmesiydi. Yapısı ve üyeleri değişen HSK, iktidarın isteği doğrultusunda birçok ilerici ve bağımsız yargıdan yana Yargıçlar Sendikası üyesi hâkim ve savcının içinde bulunduğu sürgün atamalarını gerçekleştirdi. Yine iktidar, yargının sacayağı olan savunmayı bastırmak adına avukatları gözaltına alır ve tutuklarken, KHK’lar ile de baskı uygulayarak siyasi davalarda mesleklerini icra etmelerinin önünü kapamaya, böylece savunmayı işlevsizleştirmeye çalışmaya devam etmektedir. Bunun yanında yargının tamamıyla iktidara bağımlı hale geldiği ülkemizde, hâkim/savcılar da dahil olmak üzere hiçbir vatandaşın hukuki güvenliği kalmamıştır.

Aslında bu düzenlemeler ve sürgünler ile yargı, sermaye sınıfı ve iktidar için dikensiz bir gül bahçesine dönüştürülmeye çalışılmaktadır. İktidarın istediği bu yargı tam da kendini, Anayasa Mahkemesi başkanı Zühtü Arslan’ın 30 Ağustos resepsiyonunda Cumhurbaşkanı önünde eğilmesinde, Danıştay başkanı Zerrin Güngör’ün ana muhalefet partisine ilişkin siyasi eleştiri yaparken yargının şimdiye kadar hiç bu kadar bağımsız olmadığını vurgulayarak iktidar savunuculuğu yapmasında kendini göstermektedir.

Gelinen bu noktada günümüz yargısında, adaleti tesis edecek hâkim/savcılar tasfiye edilmekte, adaletin tesisi için mücadele edecek avukatlara mahkemelerde alan bırakılmamaya çalışılmaktadır. O zaman bize düşen, mücadeleye ne şekilde devam edeceğimiz tartışmasının ivedilikle ele alınmasıdır. Bu tartışma, adaletin nasıl bir yargı sisteminde tecelli edeceğine dair bir tartışmadır ve nasıl bir ülke/cumhuriyet sorusuyla birlikte düşünülmelidir. Yine bu tartışma, hâkimi, savcısı, avukatı, akademisyeni ile birlikte tüm hukukçular tarafından yapılmalı ve hayata geçirilmelidir.

Hukuk Defterleri dergisi olarak yeni adli yılda ülkenin ilerici birikimine sahip hukukçuları, yeni bir yargıyı ve kurulacak adaletten, eşitlikten, özgürlükten, emekten yana yeni bir cumhuriyeti tartışmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

Hukuk Defterleri

05.09.2017″