Erdoğan'ın hayatını konu alan "Reis" filminin yönetmeni, galaya katılmayı reddetti

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hayatını konu alan "Reis" filminin yönetmeni Hüdaverdi Yavuz, filmin galasına katılmadı.

Erdoğan'ın hayatını konu alan

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hayatını konu alan “Reis” filminin yönetmeni Hüdaverdi Yavuz, filmin galasına katılmadı.

Bugüne kadar zorlu geçen çekim sürecinde yaşanan kimi tatsızlıkların buna neden olduğunu kaydeden Hüdaverdi Yavuz, film ekibine ücretlerin ödenmediğini, çekimlerde sürekli sorunlar yaşandığını, yapımcıların değiştiğini aktardı.

Erdoğan’ın doğum günü olan 26 Şubat’ta galası gerçekleştirilen Reis filmi, 3 Mart’ta vizyona girecek.

Medyabey‘de yer alan habere göre, Yavuz, galaya katılmama nedeni ve de filmin çekim sürecinde yaşadıkları sorunları şöyle anlattı:

“En başında yapımcı olarak yola çıktığım kişi olan Ali Avcı, doğru mu yanlış mı asla bilemeyeceğim suçlamalarla ve hoş olmayan tarzda gönderildi. Bu sırada Kıbrıs’ta çekimlere başlamıştık. Deneyimsiz bir ekiple baş başa kaldık. Sonrasında sette hoş olmayan durumlar yaşandı. Ekibin haftalıkları ödenmedi mesela. Kıbrıs çekim programının bir kısmı tamamlanmadan İstanbul’a dönme kararı alındı ve hiçbir gerekçe gösterilmeden 70 gün çekimlere ara verildi. Bu arada yapım sorumluları yeniden değişti. Sonra onlar da kovuldu.

Yapıma dair yapabildiği sadece finans sağlamak olan kişi filmi bitirmem için ricada bulundu. Belki artık sorun yaşamayız düşüncesiyle ekibi yeniden toparladım. Tabi kötü muamele görmeleri nedeniyle kimileri gelmedi, onları yenileriyle takviye etmek zorunda kaldım.

Ekibe ödemeyle ilgili yeni sözler verildi ama yine maalesef tutulmadı. Bu yüzden yapımcı arkadaşla tartıştım ve bir daha da kendisiyle görüşmedim. Her şeye rağmen çekimleri ve kurguyu tamamladım. Ama filmin post prodüksiyon kısmı bana yaptırılmadı. Yaz ayları filmin post prodüksiyon işlemlerini tamamlatmak yerine, alacaklarını almaya çabalayan ekibin karşılaştıklarını dinlemekle geçti.

2016’nın Eylül ayında Garantialsat şirketinden Fatih Ay beni aradı. Şirketi devraldıklarını, filmi benim tamamlamamı istediklerini söylediler. Ben de ekibin ve benim alacaklarımın ödenmesi, önceki yapımcının filmin hiçbir yerinde olmaması şartıyla bunu yapabileceğimi söyledim. Benim alacağımı ödediler, şirketin devir belgelerini gönderdiler; ben de yeniden filme döndüm.

Yapılan müzik eksik, dublaj, 3D çalışmalar çok kötü yapılmıştı. Hatta kurguda manasız değişiklikler bile yapmışlardı. Neyse kurguyu tekrar düzelttim, müzisyenle görüştüm. Tam o sırada vizyon tarihi ertelendi. İşi de durdurdular.

Ocakta aynı insanlar tekrar bana geldiler, ‘3 Mart’a vizyondayız, artık filmi tamamlamamız lazım’ dediler. Ben de ‘peki’ dedim ama bu arada şirketin yeniden eski sahibine iade edildiğini ve bana gelen haberlerden hâlâ ekibin önemli bir kesiminin alacaklarını ödemediklerini öğrendim. Ekip sendika avukatı vasıtasıyla yasal yollardan hak arama yoluna gitti.

Ben eylül ayında verdikleri sözlerinde durmalarını, aksi takdirde beraber olamayacağımızı, bu durumda PR çalışmalarına da katılmayacağımı kendilerine söyledim. Onlar da buna bir cevap vermek yerine sessiz kalmayı tercih ettiler. Tüm bu yaşananlardan sonra yönetmenliğini yaptığım filmin galası da olsa gitmek istemedim.

Doğrusu, iyi bir film yapmak için yola çıktım. Yapımcının bana vereceği bir senaryo bile yoktu ortalıkta. Senaryo yazdırmakla işe başladım. Filmin her şeyiyle ilgilendim. Her yeni acemi yapım ekibi geldiğinde “sinema filmi nasıl yapılır” konusunu anlatmak zorunda kaldım. İşler zora girdiğinde ise bırakıp kaçmadım, işimiz namusumuzdur deyip filmi tamamladım. Onlar bilmedikleri için Dağıtım ve PR şirketleri ile görüşmeleri bile yaptım. Bu kadar özveri göstererek bitirdiğim bir işte bir teşekkürü bile bana çok gördüler.

Şimdi “Reis” son halini izleyip tamamdır bile diyemediğim bir film olarak vizyona giriyor. Bunca yapılan şey olmamış gibi, birilerinin hakkı yenmemiş, hakarete uğramamış gibi sağda solda gülen bir suratla poz vermek ağrıma gideceği için PR çalışmalarına ve galaya katılmıyorum.”