"Dün Gülen'in imamı olanı, bugün FETÖ'yle mücadele dersi verirken görebiliyorsunuz"

Yazar Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ile birlikte kaleme aldıkları "Mahrem: Gizli Belgelerde Türkiye Sırları" isimli kitaplarına gelen yasaklar hakkında Manifesto'ya konuştu.

Bir görüşün, bir düşüncenin yasaklandığı zaman, onun tedavülden kalkacağını, gerçekliğini yitireceğini düşünen Siyasal İslamcı ideoloji özelinde AKP iktidarı, geçtiğimiz gün de Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan imzalı “Mahrem: Gizli Belgelerde Türkiye Sırları” isimli kitaba ilişkin yasaklama kararı getirdi.

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güven’in kitabın yasaklanması ‘girişiminin’ ardında yatan neden ise, kitapta, S.Ö. adlı 15 yaşındaki bir kız çocuğuna 84 kişi tarafından tecavüz edilmesine dair dosyanın, dönemin Erzurum Valisi, Celalettin Güvenç tarafından kapatıldığı iddiasının yer alması idi.

Gazete Manifesto olarak, konu henüz sıcaklığını korurken, mikrofonlarımızı kitabın yazarlarından Barış Terkoğlu’na uzattık.

“Engelleme bizim için de sürpriz oldu”

Mahrem’in yasaklanma hikayesi ile başladığımız sohbetimizde, AKP kadrolarından böyle bir adım bekleyip beklemediklerini sorduğumuz Terkoğlu bizi şöyle yanıtladı;

“Aslında kitabın yazıldığı dönemde engelleme bekliyorduk. Ancak kitap çıktıktan 2 buçuk yıl sonra gelen engelleme bizim için de sürpriz oldu. Bu yasaklamanın büyük oranda bugün AKP içinde yaşanan hesaplaşmayla ilgisi var. Zira bir dönem FETÖ ile yan yana durmanın ekmeğini yiyenler şimdi geçmişini temizlemek için çaba sarf ediyor.”

“Kendileriyle yüzleşmek istemiyorlar”

Ekşi Sözlük’te bir yazarın kitabın yasaklanmasına ilişkin yaptığı “Fahrenheit 451 isimli distopya’yı hatırlattı” yorumuna katılıp katılmadığını sorduğumuz Terkoğlu, bu yoruma ilişkin şunları kaydetti;
“Ülkede olan bitenle birleşince benzerlik kurulabilir tabii. Kitaba karşı düşmanlığın bu dönemde hortlamasının nedeni, kuşkusuz kitabın içinde bulunduğumuz sürecin batağını anlatan en etkili ifade yöntemlerinden biri olması.

Kendileriyle yüzleşmek istemiyorlar. Kitapları o gün yakarak bugün toplatarak ya da yasaklatarak kendi günahlarından arınacaklarını sanıyorlar. Ancak kaybedecekler…”

“FETÖ ile mücadele prenslerini geçmişin Pensilvanya yolcularından devşirirseniz varacağınız nokta burası”

AKP’nin FETÖ ile mücadele bahanesiyle, ilerici gazeteci ve aydınları hapse atmasını, örgüt ile hiç alakası olmayan insanları mağdur etmesini hatırlattığımız ve toplumun bu basınç ile ne kadar yaşayabileceğini sorusunu yönelttiğimiz Terkoğlu, bu sürecin nereye evrileceğine ilişkin ise şu yorumu yaptı;

“Bu süreç sürüdürülebilir değil. Bir çığ gibi önüne ilgili ilgisiz herkesi katıp götürüyor. Ben yıllardır Fethullahçı çetenin tasfiyesini savunuyorum. Ancak bu hukukla olmalı. Bu, yapının işlediği suçların yargı önüne çıkarılmasıyla yapılmalı. Bunun yerine tek kriter siyasi yandaşlık olunca dün Gülen’in imamı olanı bugün FETÖ’yle mücadele dersi verirken görebiliyorsunuz. Ya da yıllarca FETÖ ile mücadele etmiş adam bugün FETÖ’den içerde olabiliyor Ahmet Şık gibi. Bu işi hukukla yapsalardı bu yapının sinir merkezlerini dağıtıp, suç işleyen üyelerini cezalandırıp bitirebilirlerdi. Şimdi ölçüsüz şekilde, hedefi belli olmayacak şekilde yayarak aslında içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Kulislerde ‘FETÖ ile bir çözüm sorusu olabilir mi’ sorusu dahi sorulabiliyor. Belki de bir el bizi bu noktaya getirdi. E, tabii FETÖ ile mücadele prenslerini geçmişin Pensilvanya yolcularından devşirirseniz varacağınız nokta burası.”