Bilal Erdoğan gericilere 'gerici' denmesine kızdı

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, gericilere 'gerici' denmesinden rahatsız.

Bilal Erdoğan gericilere 'gerici' denmesine kızdı

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kendisinin de yönetiminde olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) isimli gerici kuruluşun Ordu şube binasının açılışında, gericilere ‘gerici’ denmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Babasının hemen her konuşmasında yaptığı gibi, akıl almaz yalanlarla Türkiye’nin ilerici birikimini hedef aldı.

Şube açılışında konuşan Erdoğan, düzen siyasetinin laikliğe ve bilimsel düşünceye karşı tam boy dinselleşmeyi rehber edinen başta babasının liderliğindeki AKP olmak üzere siyasal islamcı temsilcileri için ‘gerici’ ifadesini kullananları, isim vermeden “Türkiye’de muhafazakar ve inançlı kesimi ‘gerici’ diye damgalayan bazı kesimler” diye hedef gösterirken, bu kesimlerin ortak özelliğinin ise “Türkiye’yi başka ülkelerin mandası haline getirmek istemeleri” olduğu yalanını ortaya attı.

15 yılda ABD ve AB emperyalizmiyle işbirliği yolunda uyguladığı politikalarla Türkiye sağının ve sermaye düzeninin ‘övünç ve istikrar’ kaynağı olan AKP gerçeği ortadayken Erdoğan’ın ‘manda’ suçlamasında bulunması, babasının yalanlar üzerine kurulu siyaset ve hitabet tarzını yakalama yolunda epey yol katettiğini gösterdi.

Babasının izinde

Kendilerine gerici denmesinin sebebini de çarpıtıp “Onlar bize gerici diyorlar ya, niye gerici diyorlar, güya biz eski zamanlara özeniyoruz diye gerici diyorlar. Biz eski zamanlara özendiğimiz için bu yolda değiliz.” ifadelerini kullanan Erdoğan, neden ‘gerici’ olduklarını ise “Biz geçmişimizi bilmeden geleceğimizi bağımsız bir şekilde kuramayacağımızı bildiğimiz için gericiyiz. Eğer bunun adı gericilikse.” diyerek açıkladı.

Başta son dönemde eğitimdeki ‘gerici müfredat’ saldırısı olmak üzere Osmanlı ve şeriat döneminin uygulamalarını yeniden hayata geçirip ülkeyi tarikat ve cemaatlerin eline teslim etmek, türbanı anaokullarına kadar sokmak, anayasadaki laiklik ilkesini adım adım aşındırıp gereksiz hale getirmek, Suriye’deki meşru yönetimi yıkmak için bölgedeki cihatçı çetelerle ilişkisini halen sürdürmek gibi her biri anayasal suç niteliğindeki icraatların mimarı olan AKP’nin ‘geçmişini bilmek’ten ne anladığını bilmek için ise ‘Bilal Erdoğan’ olmaya gerek bulunmuyor.

Gericiler de ‘gerici’ diyormuş!

Rahatsızlığını dile getirmeye devam eden Bilal Erdoğan, konuşmasındaki güldüren bölümünü ise sonlara sakladı. Buna göre Erdoğan’ın ‘manda’cılıkla suçladığı bir diğer kesim de, 11 yıl babasının iktidarıyla birlikte Türkiye’yi yöneten Gülen cemaati idi. AKP’nin bünyesinde Türkiye gericiliğinin tarihinin en büyük örgütlenmesi haline gelen ve 15 Temmuz sonrası tasfiye edilen Gülen cemaati için Erdoğan, “Bize gerici diyenler bu ülkeyi bir manda ülkesi haline getirmek istediler. Kimin mandası? İşte bir zaman İngiliz mandası olsun, bir zaman Amerikan mandası olsun, bir zaman Avrupa mandası olsun. Biz bunu kabul ettik mi? Etmedik, 15 Temmuz’da da bunu ispat ettik.” diye konuştu.

Türkiye sağının zaten özeti demek olan ‘Amerikancılık, piyasacılık ve gericilik’ ilkelerinin bir araya getirdiği AKP-Gülen cemaati ortaklığının ne sürdüğü yıllarda, ne de dağıldığı 17 Aralık sonrası dönemde tarafların birbirini ‘gerici’likle suçladığına rastlanmadığı okuma yazması olan herkesin bildiği bir gerçekken Bilal Erdoğan’ın yaptığı bu dezenformasyon, Erdoğan ailesi ve AKP’deki siyasi ahlakın düzeyini bir kez daha gözler önüne serdi.