ANALİZ | Güney Kore seçimlerinin erken galibi ABD

Güney Kore'de halk cumhurbaşkanlığı seçimleri için yarın sandık başına gidiyor.

ANALİZ | Güney Kore seçimlerinin erken galibi ABD

Güney Kore’de eski Cumhurbaşkanı Park Geun-Hye’nin tarikat bağlantıları ve bu bağlantılar üzerinden yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle görevden alınmasının ardından halk cumhurbaşkanlığı seçimleri için yarın sandık başına gidiyor.

ABD’nin Kore Yarımadası’na yönelik son dönemde artan tehdidi ve Asya’da Çin, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) ve Güney Kore arasında gerilimi artıran THAAD füze sisteminin Güney Kore’ye ulaşmasının etkisi altında yapılacak seçimlerde adayların vaatleri ise genel anlamıyla birbirine oldukça yakın görünüyor. Toplamda 5 adayın olduğu seçimlerde 3 aday öne çıkıyor. Anketlerde önde görülen aday Moon Jae-In KDHC ile ilişki kurma ve Kore’nin birleşmesi yönündeki vaatleri öne çıkarken, Ahn Cheol-soo THAAD füzelerinin ülkedeki varlığını destekliyor. Güney Kore’nin Trump’ı olarak tanımlanan Hong Joon-pyo ise Güney Kore’nin de KDHC gibi nükleer silahlanmaya önem vermesi gerektiği görüşünde.

Seçimin favorisi: Moon Jae-In

Demokratik Parti adayı Moon Jae-In, Güney Kore’nin yeni cumhurbaşkanı olmaya en yakın aday olarak öne çıkıyor. Liberal demokrat görüşteki Moon, KDHC ile görüşmek ve sorunları müzakere ile çözmek istediğini belirtiyor. ABD ile müttefikliği sürdürmek isteyen Moon, ABD’nin yıllardır yaptığı yalnızca askeri yollarla ve ekonomik yaptırımlarla KDHC sorununun çözülemeyeceği görüşünde. THAAD füze sistemi konusunda ise Moon, füze sisteminin kurulmasının ertelenmesini talep ediyor. Bunun sebepleri ise hem KDHC’nin Güney Kore’yi THAAD füze sistemi sebebiyle tehdit etmesi hem de Çin’in bu füzeler dolayısı ile Güney Kore ile ekonomik ilişkilerinin bozulma tehlikesinin bulunması olarak görülüyor. Moon ayrıca, Kore Yarımadası’nın nükleerden arındırılması görüşünü savunuyor.

Trump’ın THAAD füze sistemi için Güney Kore’nin 1 milyar dolar ödemesini talep etmesini açıklamasının ardından, bu ödemeyi yapmayı reddedeceğini açıklayan Moon Jae-In’in oyları bu tarihten itibaren yükselişe geçti. 2012’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aday olan Moon, az bir farkla kaybetmişti. Moon Jae-In, anketlerde %38 oy ile seçimin favorisi olarak görünüyor.

Merkez sağ aday: Ahn Cheol-soo

Merkez sağ görüşteki Halkın Partisi’nin adayı Ahn Cheol-soo’da KDHC ile müzakere ve diyalog kurulması görüşünde. THAAD füze sistemi ve güvenlik konularında ABD ile aynı görüşleri paylaşıyor. Füze sisteminin planlandığı gibi  Güney Kore’de kurulmasını destekleyen Ahn, rakibi Moon gibi Kore Yarımadası’nın nükleerden arındırılmasını destekliyor. 2. kez cumhurbaşkanlığına aday olan Ahn, 2012’deki seçimlerde Moon Jae-In lehine çekilmişti.

Ahn’ın vaatlerinden Güney Kore’yi 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlamak ve ülkesindeki kutuplaşmayı sona erdirmek öne çıkıyor. Ahn, %34 oy oranıyla anketlerde 2. sırada yer alıyor.

Güney Kore’nin Trump’ı: Hong Joon-pyo

Bir diğer aday ise Kore Özgürlük Partisi’nin adayı Hong Joon-pyo. Hong için Güney Kore’nin Trump’ı benzetmesi yapılıyor. Seçimlerin sağ ve sol arasında geçtiği iddiasında bulunan Hong, solun zayıf ve dağınık olduğunu söylerken, kendisinin güçlü ve ülkeyi yenileyerek tekrar ayağa kaldıracağı görüşünde.

Hong, THAAD füze sisteminin Güney Kore’de bulunmasını destekliyor. Diğer adayların Kore Yarımadası’nı nükleerden arındırma vaatlerine karşılık Hong, Güney Kore’nin KDHC’ye karşılık nükleer kapasitesini artırması gerektiğini söylüyor. Bunun için ise ABD’nin Güney Kore’ye yerleştireceği nükleer silahlara destek vereceğini belirtiyor.

Hong’un oy oranı ise diğer iki adayın oldukça gerisinde, %10 civarında olduğu görülüyor.

Seçimin kazananı: ABD

Güney Kore cumhurbaşkanlığı seçiminde seçilmesi olası her 3 adayın da ABD yanlısı ve ABD’nin Kore Yarımadası’na dair politikalarını desteklediği görülüyor. Favori aday Moon Jae-In’in ve ikinci favori Ahn Cheol-soo’nun KDHC ile diyalog kurma çabası, ancak ABD ve THAAD füze sistemine tam olarak karşı çıkmaması durumu, önümüzdeki dönem de Güney Kore, KDHC, ABD ve Çin arasındaki gerginliğin sürebileceğini gösteriyor. Aslında bu seçimin bir cumhurbaşkanlığı seçiminden çok, “ABD ile pazarlık koşulları” seçimi olduğu tespitini yapmak yanlış olmaz. Bunun yanında Güney Kore’den gelebilecek bir diyalog çağrısına KDHC’nin nasıl bir tepki vereceği de ayrı bir önem taşıyor.